Erdoğan, "Bölgesel Finans Konferansı"na video mesaj gönderdi.
Yaklaşık 2 yıldır sağlıkla beraber ekonomik boyutu da olan küresel bir krizle mücadele edildiğine işaret eden Erdoğan, geçen senenin ekonomik verilerinin dünyanın nasıl bir fırtınanın içinde sürüklendiğini açıkça gösterdiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020 yılında dünya ekonomisi yüzde 3,5 küçülürken, küresel ticarette yüzde 10'a yakın daralmanın olduğuna dikkati çekerek, uluslararası doğrudan yatırımlar yüzde 42 azalırken, küresel borç toplamının 282 trilyon dolara ulaşarak tarihin en yüksek seviyesini gördüğüne dikkat çekti.
Gıda ve emtia fiyatlarının dünya çapında son 10 yılın rekorunu kırdığını ifade eden Erdoğan, ülkelerin pek çoğunun bu krizi dışı açılarak yükü paylaşmak yerine, kendi kabuğuna çekilerek atlatmaya çalıştığını ifade etti.
Özellikle üretim ve tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmaların, etkisi uzun yıllar sürecek sorunların ortaya çıkmasına sebep olduğuna değinen Erdoğan, şöyle konuştu:
Türkiye olarak bu süreçte hem salgınla mücadelede hem de ekonomi alanında farklı bir yöntem benimsedik. Salgının en yoğun hissedildiği dönemlerde bile üretim, lojistik, istihdam ve sanayide kontak kapatma yoluna gitmedik. İş dünyamıza, ticaret erbabımıza, KOBİ'lere, çiftçimize, esnafımıza sağladığımız destek ve teşviklerle onların yanında olduk. Böylece menfi ekonomik iklime, tedarik zincirlerindeki aksaklıklara ve artan korumacılığa rağmen 2020 yılını büyümeyle kapattık. 2020 yılında yüzde 1,8'lik oranla G20 içerisinde en yüksek büyümeyi kaydeden, sanayi üretimini en çok artıran ülkeler arasında yer aldık. Bu ivmeyi 2021'in ilk çeyreğinde yüzde 7,2 ve ikinci çeyreğinde yüzde 21,7 oranında büyüme oranları yakalayarak devam ettirdik. Aynı şekilde ihracatta da bir rekora imza atarak yıllık bazda 212 milyar doları geride bıraktık. Salgın döneminde küresel düzeyde yatırımlar yüzde 35 azalırken, bizde neredeyse hiç hız kesmedi. İnşallah 2021'i yüzde 9'luk bir büyümeyle tamamlamayı öngörüyoruz.
Erdoğan, bu başarılara paralel olarak uluslararası yatırımcıların Türkiye'ye yönelik ilgisinin arttığını ifade etti.
Asya merkezli üretim ve tedarik ağına alternatif destinasyon arayışlarında ülkemizin isminin daha fazla ön plana çıkması önemli bir kazanımdır. Son 19 yıldır her alanda tarihi nitelikte reformlara imza atmış bir yönetim olarak Türkiye'ye olan bu güveni boşa çıkarmamakta kararlıyız.
Yatırımcıların fırsatları değerlendirilmesini bekliyoruz.
İstanbul Finans Merkezi ile bu alanda dünyadaki önemli merkezlerden biri olmanın peşindeyiz. Bu projenin İslami finans açısından da bir merkez olmasını arzu ediyoruz. Bununla ilgili mevzuat çalışmalarımızı inşallah yakında tamamlayacağız.
Ülkemiz, iş kurma ve iş yapma imkanları açısından uluslararası yatırımcılar için oldukça cazip bir mevzuata sahiptir. KDV istisnası, vergi indirimi, gümrük vergisi muafiyeti, yatırım yeri tahsisi gibi imkanlar, özellikle stratejik yatırımlar için elverişli şartlar sunuyor. Sanayileşme yanında altyapı ortamını iyileştirmeye yönelik adımlarımız ve ulaştırma koridorlarını birleştiren hamlelerimiz de yatırımcılara yeni fırsat pencereleri açıyor. Enerjiden ulaştırmaya, savunma sanayinden teknolojiye, finanstan gıdaya kadar iş birliği yapabileceğimiz çok sayıda alan bulunuyor. Yatırımcıların bu fırsatları en verimli şekilde değerlendirilmesini bekliyoruz.
Yatırım süreçlerinin başından sonuna kadar ilgili kurumların iş insanlarının yanında olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Bölgesel Finans Konferansı'nın başarılı geçmesini ve hayırlara vesile olmasını diledi.