Kılıçdaroğlu'nun 24.05.2022 tarihli Türkiye Büyük Millet Meclisi CHP Grup Toplantısında yapmış olduğu konuşma ve aynı tarihte Twitter hesabı üzerinden paylaştığı video aracılığı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik olarak kişilik haklarını ihlal edici mahiyette gerçek dışı itham ve isnatlarla ilgili maneviz tazminat davası açıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 24.05.2022 tarihli Türkiye Büyük Millet Meclisi CHP Grup Toplantısında yapmış olduğu konuşma ve aynı tarihte Twitter hesabı üzerinden paylaştığı video aracılığı ile Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik olarak kişilik haklarını ihlal edici mahiyette gerçek dışı itham ve isnatlarda bulunmuştur. Bu açıklamaları nedeniyle Kemal Kılıçdaroğlu aleyhine Ankara Asliye Hukuk Mahkemesinde her bir konuşması için 500.000 TL olmak üzere toplam 1.000.000 TL'lik manevi tazminat davası açılmıştır.
KİŞİLİK HAKLARINI İHLAL ETTİ
Dava dilekçesinin içeriğinden alıntılanan bir kısım pasajlar şu şekildedir:
"Davalı konuşmalarında bir bütün olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın kişilik haklarını ihlal etmiş olup özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızı BİRTAKIM VAKIFLAR ARACILIĞIYLA YURT DIŞINA KARA PARA AKTARMAKLA ve KAÇMA HAZIRLIKLARI YAPIYOR OLMAKLA, KAÇACAK OLMAKLA, KENDİ PENSİLVANYASINI KURMAKLA İTHAM ETMİŞTİR.
"DAVALININ AÇIKLAMALARI TAMAMEN GERÇEK DIŞIDIR"
Davalının, Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik tüm açıklamaları tamamen gerçek dışıdır ve kişilik haklarına ağır bir saldırı mahiyetindedir.
Davalının önce grup konuşmasında sonra da bağlantılı bir şekilde sosyal medya hesabında ileri sürdüğü mesnetsiz iddialar akıl, mantık ve izandan yoksun olduğu gibi, mesnetsiz iddialar üzerinden kurguladığı kaçma senaryosu da ancak kara mizaha konu olabilecek bir kurgudan ibarettir.
Davalının hayali kaçma senaryosuna dayanak kıldığı husus, Türkiye'de faaliyet yürüten kamuya yararlı bir kısım Vakıfların, ABD'de faaliyet yürüten ve bu Vakıflarla ilişkili olan bir Vakfa aktardığı tutarlara ilişkindir. Davalı, bu hususu Sayın Cumhurbaşkanımızın yurt dışına kara para aktardığı şeklinde kamuoyuna lanse etmiştir.
"ADI GEÇEN VAKIFLAR DENETİME TABİ KAMUYA YARARLI VAKIFLARDIR"
Adı geçen Vakıflar, Türk hukukuna göre faaliyet gösteren, Vakıflar Genel Müdürlüğünün denetimine tabi kamuya yararlı vakıflardır. Hukuki vasıfları itibariyle özel hukuk tüzel kişisi olup, özel hukuk hükümlerine tabidirler ve kamu idaresinin hiyerarşisinde yer almamaktadırlar. Vakıflar yönetim organları vasıtasıyla idare edilmektedirler. Bu Vakıfların amaçları doğrultusunda topladıkları bağışları, yaptıkları harcamaları ve mali tasarrufları Sayın Cumhurbaşkanımızın mali tasarrufları olarak göstermek açık bir saptırmadır ve asgari hukuk bilgisiyle de telifi kabil değildir.
"YURT DIŞINA AKTARILAN HERHANGİ BİR VARLIĞI BULUNMAMAKTADIR"
Sayın Cumhurbaşkanımızın ABD dahil olmak üzere yurt dışına aktardığı herhangi bir varlığı bulunmamaktadır. Ayrıca Vakıf malları hem ABD hukuku açısından hem de Türk hukuku açısından ancak Vakfın amaçları için kullanılabilmektedir. Kişisel amaçlar için kullanılamayan bu malları "kaçış senaryosunun" parçası olarak göstermek aklı selim bir muhakemenin ürünü olarak da değerlendirilemez. Kaldı ki adı geçen Vakıflar tarafından yapılan basın açıklamalarından anlaşılacağı üzere, ABD'de bulunan Vakfa gönderilen tutarlar, yine Vakfın amaçları doğrultusunda yurt inşaatı için ve diğer hayır faaliyetleri için gönderilmiştir.
Davalının Cumhurbaşkanımızın "kaçağına yönelik iddiası" da deli saçması bir iddiadan öte bir anlam taşımamaktadır. En son 15 Temmuz gecesinde FETÖ'cü teröristler tarafından ortaya atılan bu iddianın sahiplerinin bugün hangi ülkeye kaçtıkları dahi bilinmemektedir.
"ESAS MAKSAT KAOS OLUŞTURMAKTIR"
Davalının konuşmasının bütününe bakıldığında esas maksadı, demokratik seçimle iş başına gelen ve halen görevde bulunan Sayın Cumhurbaşkanımızın kaçacağı iddiası üzerinden kaos oluşturmak, kamu idaresinin işleyişini felce uğratmaktır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın siyasi hayatı ve mücadelesi dikkate alındığında "yurt dışına kara para aktardığı ve kaçacağı iddiası" onun kişilik haklarına yapılacak en büyük saldırıdır. Davalının söz konusu mesnetsiz iddiaları nedeniyle Sayın Cumhurbaşkanımızın kişilik hakları, onur şeref ve saygınlığı ağır bir şekilde ihlal edilmiştir
"DAVALI CUMHURBAŞKANIMIZIN KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRMAYI ALIŞKANLIK HALİNE GETİRMİŞTİR"
Ekte sunulan ve davalının taraf olduğu Yargıtay kararlarından anlaşılacağı gibi davalı, Sayın Cumhurbaşkanımızın kişilik haklarına saldırmayı alışkanlık haline getirmiştir. Davalı, ifade özgürlüğünün aynı zamanda sorumluluk gerektirdiğinin, bu özgürlüğün sınırları olduğunun, başkalarını kişilik haklarına saygı göstermesi gerektiğinin ya idrakinde değildir ya da idrakinde olarak ifade özgürlüğünü kişilik haklarına saldırmanın bir aracı olarak görmektedir. Her iki ihtimalde de bu tutumun hukuken himaye edilmesi mümkün değildir."
Davalının, dava konusu beyanları, ifade özgürlüğünün sınırlarını aşan, kamusal tartışmalara katkı sunma kapasitesi olmayan, Sayın Cumhurbaşkanımızın itibarına zarar veren, siyasi eleştiriden çok kişisel saldırı niteliğinde açıklamalardır.
Sonuç itibariyle dava dilekçesinde Bir Milyon TL manevi tazminatın Kemal Kılıçdaroğlu'ndan tahsili ile kararının yüksek tirajlı bir gazetede yayınlanması talep edilmiştir.