Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

"BÖYLE BİR MECLİS'E SAHİP OLMAKLA NE KADAR ÖVÜNSEK AZDIR"

Dünyada halkının Kurtuluş Savaşı'nı bizzat yürüten, yeni devletini bizzat kuran, her badirenin ardından tekrar ayağa kalkıp hizmete devam eden pek az meclis vardır.

Ülke ve millet olarak böyle bir Meclis'e sahip olmakla ne kadar övünsek azdır.

"YENİ ANAYASAYI KONUŞMAK VE HAZIRLAMAK İÇİN ŞARTLAR GAYET UYGUN"

Şimdi TBMM'yi yeni ve tarihi bir görev daha bekliyor.

Bir süredir hazırlıklarını yürüttüğümüz reform paketimizin çatısını oluşturan yeni anayasa teklifimizi geçtiğimiz hafta kabine toplantımızın ardından milletimizle paylaştık.

Cumhur İttifakı'ndaki ortağımız MHP'nin de bu teklife olumlu bakmasıyla inşallah Türkiye, tarihinde ilk defa sivil bir anayasa hazırlama ve gerçek bir özgürlük ortamında milletin takdirine sunma şansına sahip olmuştur.

  Milli iradenin gücünü yansıtacak yeni Anayasamızın, Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı için belirlediğimiz hedefleri taçlandıracağına inanıyorum.

Yani yeni anayasayı konuşmak ve hazırlamak için şartlar gayet uygun. Üstelik küresel siyasi ve ekonomik güç dengelerindeki değişimde hak ettiğimiz yeri alma fırsatını kamil manada değerlendirebilmek için de daha sağlam bir çatıya ihtiyacımız bulunuyor.

Milletimizin reform gündemimize olan samimi ilgisi ve yüksek beklentisi de bizi yeni anayasa hazırlama teklifimizi kamuoyuna sunma konusunda cesaretlendirmiştir.

"BU KONUDA EPEYCE BİR BİRİKİM VE TECRÜBE SAHİBİ OLDUK"

Anayasalar doğaları gereği mümkünse toplumun tamamını ama mutlaka kahir ekseriyetinin desteğini almak mecburiyetindir.

Bu da ancak yeni anayasanın ülkedeki tüm kesimlerin kendilerini içinde bulabileceği bir formülle hazırlanmasıyla mümkün olabilir.

Geçmişteki reform çalışmalarımızla bu konuda epeyce bir birikim ve tecrübe sahibi olduk.

Kimi başarıyla biten, kimi kısmi olarak sonuçlanan, kimi de neticesiz kalan reform çalışmalarımız bize yeni anayasa hazırlıklarında nasıl davranmamız gerektiği hususunda yol gösterecektir.

"ASRIN İHTİYAÇLARINI KARŞILAYACAK BİR METİN ORTAYA ÇIKARMALIYIZ"

Tercihimiz tüm siyasi partilerimizin bu sürecin içinde yer almasıdır.

Bunun için sonuna kadar samimi bir gayret göstereceğiz. Ancak şu veya bu sebeple kimi siyasi partiler kendini bu sürecin dışında tutsa bile biz, milletimizin tüm kesimleriyle oturup konuşarak yeni anayasa çalışmalarının içinde olmalarını mutlaka temin edeceğiz.

Bunun için sonuna kadar acele etmeden, her kesimle gereken istişareleri yaparak, önümüzdeki asrın ihtiyaçlarını karşılayacak bir metin ortaya çıkarmalıyız.

Hatta bu öyle bir metin olsun ki Türkiye Cumhuriyetinin 150'nci, 200'üncü yılları kutlanırken bu anayasa çalışması tarihi dönüm noktası olarak gösterilsin.

Bu öyle bir metin olsun ki anayasa hukuku literatüründe tüm dünyada örnek gösterilsin, diğer toplumlara da ilham versin.

Türkiye'ye 18 yılda Cumhuriyet tarihinde görülmemiş eserler ve hizmetler kazandırmış bir kadro olarak, 2023'e giden yolda milletimize ilk sivil yeni Anayasayı kazandırma şerefine de nail olacağız.

Hiç şüphesiz bu konuda en önemli görev Türkiye Büyük Millet Meclisimize, onunla birlikte Cumhur İttifakımıza ve AK Parti Grubumuza düşecektir.

Sizlerden bu sürece özellikle sahip çıkmanızı istiyorum.

"CUMHURİYETİMİZİN 100. YILINI YENİ SİVİL BİR ANAYASA İLE KARŞILAYALIM"

Yakında kamuoyuyla paylaşacağımız İnsan Hakları Eylem Planımızda, diğer başlıkların yanı sıra yeni Anayasa meselesiyle ilgili de özet bir çerçeve ortaya koyacağız.

Buradan siyasi partilerimize, akademisyenlerimize, üniversitelerimize, sivil toplum kuruluşlarımıza, medya mensuplarımıza, velhasıl tüm fikir ve aksiyon insanlarımıza çağrıda bulunmak istiyorum.

Gelin, hep birlikte yeni Anayasa konusundaki tekliflerimizi yıl içinde hazırlayalım ve tartışmaya başlayalım.

Hiç kimseyi ve hiçbir kesimi dışarıda bırakmadan, vizyoner bir bakış açısıyla, hüsnü niyetle, yapıcı bir yaklaşımla bunları milletimizle paylaşalım.

Ortak yönlerde zaten bir sorun yok. Farklı görüşleri tekrar tekrar konuşalım, tartışalım. Nihai olarak milletimizin önüne mümkün olan en kapsayıcı, en ufku geniş, ülkeyi en uzun süre taşıyacak metni koyalım.

Cumhuriyetimizin 100. yılını darbe anayasasıyla değil, bu ülkeye ve millete yakışan yeni sivil bir Anayasa ile karşılayalım.

Biz Cumhur İttifakı olarak yeni Anayasa çalışmalarına en yapıcı katkıyı sunmakta kararlıyız. Nihai karar elbette milletimizin olacaktır.

Yeni Anayasamızın şimdiden ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

"VERDİĞİMİZ DESTEKLER 51 MİLYAR LİRAYI GEÇTİ"

Batılı ülkeler salgınla baş etmekte zorlanırken, biz salgın sonrası dönemin hazırlıklarına başladık.

Faaliyetlerine ara verilen esnaflarımız başta olmak üzere, salgından olumsuz etkilenen her vatandaşımızın sıkıntısını biliyor, meselesini yakından takip ediyoruz.

Bu sıkıntıların çözümü için sürekli yeni destek programları geliştiriyoruz. Sadece sosyal koruma kalkanı kapsamında vatandaşlarımıza ve çalışanlarımıza verdiğimiz destekler 51 milyar lirayı geçti.

Hazinemiz, esnafımızın ve milletimizin emrindedir.

Bay Kemal bunları takip edemiyorsa ben ne yapayım. Biz kasamızdan çıkanı, nereye, ne verdiğimizi gayet iyi biliyoruz.

"BAY KEMAL, BUNLARI ÖĞREN"

Çiğli Tramvayı temel atma töreninde konuşan CHP Genel Başkanı, kendi belediyesinin Hazineden daha uygun şartlarda borçlandığını övünerek anlatıyordu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, bütçesinin neredeyse 2,5 katı borçlu bir belediye olarak, zaten böyle bir borçlanma hakkına sahip değildir Bay Kemal, bunları öğren.

İstanbul'u, sokakları çöplerden geçilmeyen, musluklarından su akmayan, ulaşımı felç, etrafı altyapısı olmayan gecekondularla çevrili, havası kirli, insanları sahipsiz ve mutsuz bir şehir olarak devralmıştık.

Ekibimizle el ele verip, birkaç yıl içinde şehrin tüm sorunlarını çözüm yoluna koyduk.

Maalesef bu kötü manzaraların bazıları, son dönemde İstanbul’da yeniden hortlamaya, İzmir’de ve CHP’li belediyelerin işbaşında bulunduğu başka şehirlerde sıkça görülmeye başlandı.

"BUNUN HESABINI ELBETTE SANDIKTA VERECEKLERDİR"

Kendi partisi içindeki taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık işlerinin üzerini kapatmaktan, milletin derdine derman olacak konularla ilgilenmeye fırsat bulamayanlar, bunun hesabını elbette sandıkta verecektir.

"MARTIN SONU GİBİ BÜYÜK KONGREMİZİ YAPACAĞIZ"

Artık kongrelerimiz büyük oranda bitti, bitiyor. İnşallah martın sonu gibi büyük kongremizi yapacağız. Salgının gerilemesine paralel şekilde gönül seferberliği anlayışıyla, her fırsatta milletimizle de kucaklaşacağız.

Yunan ve Rum tarafının son günlerdeki açıklamalarına baktığımızda, Kıbrıs Türkünü yok sayan tutumlarında en küçük bir değişiklik olmadığını görüyoruz.

Artık iki devletli çözümden başka Kıbrıs'ta çıkış yolu kalmamıştır. İster kabul edersiniz ister etmezsiniz.

"ÖNCE HADDİNİ BİLECEKSİN"

Miçotakis'le görüşebiliriz diyorum, ben bu açıklamayı yapıyorum, Miçotakis meydan okuyor.

Sen bu meydanı okuduktan sonra biz seninle nasıl bir araya gelelim? Önce haddini bileceksin.

Eğer gerçekten bir barış arayışı varsa sende bana meydan okuma. Haddini bil, eğer haddini bilmezsen sen masayı tekmeledin, masadan kaçtın.

Biz masadan kaçmadık, biz masadaydık ve bu şekilde gitmesi halinde biz seninle masaya oturamayız. Adalarda yaptığınız ortada. Neyinize güveniyorsunuz ya? Bir yerlerden size yine destekler gelecek buna mı güveniyorsunuz?

Eğer buna güveniyorsanız yanılıyorsunuz. Nereden ne gelirse gelsin, şunu bilin ki Türkiye dimdik ayaktadır, yerindedir, gereğini de gerektiği yerde yapmasını bilir.

"ÇILGIN TÜRKLERİ İYİ TANIYACAKSIN"

Hiçbirinden sana fayda gelmez ama biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz, yola da böyle devam ederiz.

Onun için çılgın Türkleri iyi tanıyacaksın. Yunan ve Rum tarafının son günlerdeki açıklamalarına baktığımızda,

Kıbrıs Türkünü yok sayan tutumlarında en küçük bir değişiklik olmadığını görüyoruz.

Artık iki devletli çözümden başka Kıbrıs'ta çıkış yolu kalmamıştır. İster kabul edersiniz ister etmezsiniz.

Artık federasyon diye bir şey yok, geçin artık o işi. Hidrokarbon kaynakları konusunda da Kıbrıs Türkleriyle masaya oturmaktan ısrarla kaçıyorsunuz.

Siyasi ve ekonomik her alanda Türk tarafına uygulanan ambargoları ağırlaştırarak sürdürüyorlar. Artık bu adaletsizliğe tahammül etmemiz mümkün değildir.

Yarım asırdır adada süren çözümsüzlüğün mağduru olmasına daha fazla izin vermeyeceğimizi tüm dünya bilmelidir.