Tıpta steroid olmayan antiinflamatuvar dediğimiz ve NSAİ olarak kısalttığımız ilaç inflamasyon (yangı) kullanmayı kullanın. Baskılayan ilaçlardır. Ama patolojik bir durumun yaşanmakta olduğu vücuttaki yangının baskılanması.
Örnekle açıklamak gerekli; bir şehrin bir mahallesinde, bir sokakta patlama olduğu varsayalım. Patlama nedeniyle yangın çıktı ve yaralanan, hatta ölenler oldu. Şehrin bu nedenle öncelikle polis, itfaiye ve sağlık ekiplerinin gelmesini bekleriz değil mi? Ve olaylarında gelen bu ekiplerin faaliyetleri ile ilgili sonuçlar ortaya çıkacaktır. Bunu yangıya (iflamasyon) benzetebiliriz. Ama bu durum durumu hoşumuza gitmez ve bu NSAİ ilaçlarla durumu baskılarız. Yani olay yerinde patlama oldu, yangın çıktı ve yaralananlar, ölenler oldu ama bu ekipler yola bile çıkmadı ve hayat olağan akışıyla devam etmekte düşünün. Ne acayip bir durum değil mi? Olayda yangın söndürülemedi, yaralılar müdahale edilemedi, dahası çalışır o açılıreki enkaz kaldırılıp orası yeniden inşa edilemedi veya onarılamadı.
Evet işte olay aynen böyle oluyor ve hemencecik alıverdiğimiz NSAİ yani ağrı kesici ve iltihap önleyici ilaçlar var ya işte onların yaptığı şey tam da bu. Ağrı veya acı kötü olarak algılanmakla birlikte sağlığımız için son derece yararlı hislerdir. Neden mi? Bir bölgemizdeki sıkıntıyı bize bildirir de ondan. Ağrı ve acı bazı hareketlerimizi kısıtlar ve yapmamıza engel olur. Çünkü o dokuda önce yangı sonra da iyileşme süreci yaşanacaktır ve o ağrı nedeniyle o uzvumuzu kullanamamamız bu süreçleri olumlu etkileyecektir. Yani kırıkta alçıya alıp orayı hareketsiz bırakmak gibi bir süreç. İlaçla bütün bu süreci baskıladığımızı ve ağrıyı kestiğimizi düşünün. Doku nasıl tamir olacak? Dahası o bölge hasarlı iken ağrı kesicinin etkisiyle ağrı hissetmediğimiz için hareket ettirdiğimizde bu hasara olumsuz katkı yapmayacak mıdır?
İşte NSAİ ilaçların böyle olmasına rağmen tedavide yarar/zarar dengesini gözeterek kullanırız. Ancak eldeki bulgular ve iddialar bu ilaçlardan birinin (ibuprofen) yaşanmakta olan salgın hastalıkta Covid19 virüsünün daha şiddetli infeksiyon oluşturmasına neden olduğunu işaret ediyor. Yukarıda verdiğim bilgiler doğrultusunda şaşırtıcı bir durum değil, çünkü bu ilaçlar hasarlı bölgeye savunma hücrelerinin gelmesine engel oluyor. Bu savunma hücrelerin en temel işlevlerinden birisi mikroorganizmalara karşı mücadele etmek, onları öldürmek, yok etmek. Bu ilaç nedeniyle bu savunma zayıflatılırsa hastalık daha şiddetli ve ölümcül olabilir gerçekten.
Bu iddianın bilimsel olarak kanıtlanması şarttır ancak bu zaman alacak bir süreç. Bu nedenle an itibariyle bu tedavisi olmayan öldürücü hastalığa yakalanmamak, hafif atlatmak veya hayatta kalabilmek için bu ilacın kullanılmaması akılcı olabilir. Sadece ibuprofen değil ama NSAİ ilaçların tamamında bu risk olabilir. Bu nedenle tedavi edici de olmayan bu ilaçların, salgın bitinceye kadar bir süreliğine kullanılmaması mantıklı olacaktır.
NE KULLANMALI?
Ağrı ve ateş gibi şikayetlerde, NSAİ ilaç grubunda olup da diğerlerinden farklı olarak inflamasyonu (yangıyı) baskılamayan ama sadece ağrıyı ve ateşi kesen parasetamol (diğer adıyla asetaminofen) kullanılmasını tavsiye ederim. Parasetamol (asetaminofen) bu ilacın ticari adı değildir. Eczacınızdan bu isimle istediğinizde çeşitli marka adları olan ilaçları verecektir. Zaten kutunun üzerinde, içeriğinde etken madde olarak dozuyla birlikte parasetamol (veya asetaminofen) yazdığını da görürsünüz. Ayrıca o kadar yaygın kullanılan bir ilaç ki evinizde halihazırda bulunuyor bile olabilir. Ağrı nedeniyle herhangi bir NSAİ ilaç kullanıyorsanız bu salgın tehdidi ortadan kalkıncaya kadar bu ilaçlar yerine parasetamol (asetaminofen) kullanmanızı öneriyorum.
Atila Karaalp
Tıbbi Farmakoloji Uzmanı
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi
https://www.medikritik.com/koseyazilari/covid19daantiinflamatuvarkullanimizararmigetiriyor/