Trump’ın Kongre binasına yakın bir yerden yaptığı miting sonrası binaya yürüyen göstericiler, Kongre’nin batı tarafından ana binaya doğru ilerledi, duvarlardan tırmandı ve binayı 4 saatliğine işgal etti. 6 Ocak 2021’de Kongre binasının Amerikan vatandaşlarınca basıldığı o meşhur görüntü, 2021’in ve hatta 21. yüzyılın şimdiye kadarki en dikkat çekici anlarından birini oluşturdu.
Baskında biri polis 5 kişi hayatını kaybetti. Baskın nedeniyle halkı isyana teşvikten azil istemiyle yargılanan eski Başkan Donald Trump, şubatta Senato’daki oylamada aklandı. Temsilciler Meclisi’ndeki Demokratlar, Cumhuriyetçilerin itirazına rağmen bir komite kurmuş ve olayı soruşturmaya başladı. Komite, Trump’a yakın birçok kişiyi ifadeye çağırmış, komitenin çağrılarına uymayan Trump’ın eski Danışmanı Steve Bannon ve eski Özel Kalemi Mark Meadows ise “Kongreyi tahkir” ile suçlandı.
Ayrıca eyleme katılanlar arasında ordu mensubu çok sayıda askerin olduğu da basına yansıdı. Öyle ki, Amerika Bbirleşik Ddevletleri (ABD) bu sefer de kendi ordusunu hedef aldı ve eyleme katıldığı tespit edilen kişiler için soruşturma başlatıldı. Şubat ve Mart aylarında 60 gün boyunca ABD ordusu içinde “aşırılıkla mücadele önlemleri” alınabilmesi için genel askeri faaliyetlerin aşamalı olarak durduruldu.
İSYANIN TEMELLERİ
6 Ocak 2021’de ABD Kongre binasının işgaliyle sonuçlanan ayaklanması bir bakıma biten ABD rüyasının da en büyük göstergesi. 2020 Başkanlık seçimlerinde Biden ile Trump arasında tezahür eden ABD içi hâkim sınıfların çatışması, 6 Ocak’ta yerini halkın büyük isyanına bıraktı. Eylemciler ise Batı basınında yansıtıldığı gibi “aşırı sağcı”, “beyaz ırkçılar” değildi. 35 yıldır ABD’de yaşamış gazetemiz yazarı Latif Bolat, eylemcileri “Amerikan ekonomisinden uzun süredir pay alamayanlar” olarak tanımlamıştı.
Ülkede yıllardır artan evsizler ve yoksullar ordusu, ekonomik ve sosyal adaletsizlik, bozulan toplum sözleşmesi, ırkçılık, neoliberal dönüşümle sağlık sisteminin özelleştirilmesi ve peşinden gelen Kovid19 pandemisine karşı başarısız ‘mücadele’, ülkede birçok kesimde ciddi rahatsızlıklara neden oldu. 2020 seçimleriyle artan çatışma ortamının Kongre baskınına yol açtığı su götürmez bir gerçek.
ABD de seçim süreci ve 6 Ocak ayaklanması, Amerikan demokrasisinin de gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koydu. Son 100 yılda ülke içinde komünist avını yaşayan, Japonya’ya atom bombası atan, Vietnam, Irak, Afganistan savaşlarıyla halkları katleden, mazlum ülkelerde darbe suikastlar düzenleyen ABD demokrasisi 6 Ocak’ta bu kez ülke içindeki toplumsal patlama ile tekrar sınandı.
Seçim sürecinde ayyuka çıkan sansür uygulamalarından Trump bile nasibini almıştı. 2020 seçimlerini galibinin bir türlü netleştirilmemesi de tüm bu sürecin zirvesi oldu. Capitol’u ve Amerikan derin devletini titreten isyancılar, dünyada başlayan yeni düzenin ABD’deki yansıması oldu. Elbette isyancılar “Avrasyacı”, “paylaşımcı ve eşit dünyanın sözcüleri” demiyoruz, ancak ABD içi dinamikler de dünyadan bağımsız değil. Yükselen Asya Çağı, ABD içinde de ciddi kırılmalar yarattı.
TRUMP BASIN AÇIKLAMASINI İPTAL ETTİ
Donald Trump Washington’da Kongre binası işgalinin 1’inci yıldönümü için planladığı basın toplantısını iptal etti. Trump yaptığı açıklamasında, “6 Ocak Seçilmemiş Demokratlar Komisyonu, iki başarısız Cumhuriyetçi ve sahte haber medyasının önyargı ve sahtekârlığı ışığında, perşembe günü MaraLago’da yapılacak 6 Ocak Basın Toplantısını iptal ediyorum. Bunun yerine bu önemli konuların bir çoğunu 15 Ocak Cumartesi günü Arizona’da düzenleyeceğim mitingde tartışacağım” ifadelerini kullandı.Uzun süredir Trump yönetiminde bulunan üst düzey isimler 6 Ocak’ta Trump’ın basın toplantısı ile yeniden aday olacağını açıklayıp önemli bilgileri paylaşacağını iddia ediyorlardı. Aynı zamanda Trump’ın basın toplantısında 6 Ocak olaylarını araştıran Kongre Komisyonu’nu suçlamak ve 2020 seçimleri hakkındaki hile iddialarını tekrarlamak için kullanması bekleniyordu.
Aydınlık