910 Aralık’ta Washington yönetiminin ev sahipliğinde düzenlenen Demokrasi Zirvesi sonrası “Batı demokrasisi” tartışılmaya devam ediyor. Global Times’ın ülke genelinde Çinli gençlerin katıldığı araştırmasında, ülkede artık Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nin temsil ettiği Batı tipi demokrasinin etkisinin ciddi ölçüde azaldığı görülüyor.
Araştırmada Çin, ABD, İngiltere, Kanada ve birçok Avrupa ülkelerinden öğrencilerin seçildiği 108 kişilik danışma kurulu da yer aldı. Ankette katılımcılara, Çin ve ABD’nin siyasal sistemlerinin işlevselliğini karşılaştıran ve iki ülke halkları açısından demokratik değerler bağlamında toplamda 10 soru yöneltildi.
ÇİN’DEKİ ‘HALK DEMOKRASİSİ’ ABD’DEN DAHA DEMOKRATİK
1990’larda ve 2000’lerde doğan gençler üzerinde yapılan anket çalışmasında Çinli gençlerin çoğu, Çin’de geçerli olan “halk demokrasisinin” başta ABD olmak üzere Batı demokrasisinden daha demokratik olduğunu düşünüyor. Araştırmaya katılanların “Hangi ülkenin siyasal sistemi daha iyi?” sorusuna yanıt verdiği ankette Çin’e 7,5 puan verilirken ABD’ye 5 puan verildi.
‘TEK TİP DEMOKRASİ YOK’
Öte yandan anket çalışmasına katılanların yüzde 53,7’si “Demokrasi insanlığın ortak bir değeridir” görüşünü paylaşırken yüzde 46,2’lik bir oran ise buna inanmadığını veya emin olmadığını belirtti. Ayrıca danışma kurulunda bulunan 108 kişiden 100’ü, “Her ülkenin kendi ulusal koşullarına dayalı bir demokratik sisteme sahip olması gerektiğini” söyledi. “Demokrasi” kavramının Batı standardının evrensel tanımı olması ise reddedildi ve “Demokrasinin tanımı için tek bir standart olmamalıdır” denildi. Geriye kalan 8 kişi ise Çin’de uygulanan “halk demokrasisinin” Batı’daki modellerden çok daha uygun olduğunu dile getirdi.
Ankete katılanların yüzde 73’ü her iki demokrasi modelinin birbirine saldırmanın ötesinde birbirlerinden öğrenmeye devam etmeleri ve halklara daha iyi hizmet sunmak amacıyla reform yapmaları gerektiğine işaret etti.
‘BATI’YI TAKİP EDENLER KAOSTAN KURTULAMIYOR’
Şanghay’daki Fudan Üniversitesi Çin Çalışmaları Enstitüsü Müdürü Zhang Weiwei, Çin medyasına verdiği demeçte ABD ve Batı ülkelerindeki demokrasinin reform yapılmadığı sürece daha da kötüleşeceğini getirdi ve “Dürüst olmak gerekirse, demokrasi modellerini geliştirmeleri gerekiyor.” dedi.
Uluslararası İlişkiler ve Halkla İlişkiler Okulu’ndan Profesör Shen Yi ise, “Güneydoğu Asya, Afrika, Ortadoğu ve Latin Amerika’da Batı’nın “demokrasi paradigmasını” takip eden pek çok gelişmekte olan ülke, hâlâ sonsuz kaostan muzdarip ve rejim değişiklikleri, faydasız seçimler yoluyla istedikleri kalkınmayı yapamadı.” şeklinde konuştu.
Ayrıca uzmanlar, demokrasi teriminin Batılı ülkeler tarafından kirletildiğini ve başka ülkeleri işgal etmeyi meşrulaştırmak için bir araç olarak kullandıklarını söyledi.
Anket, Pekin ve Şanghay gibi gelişmiş kentlerin dışında Hunan, Hubei, Sichuan, Shanxi, Fujian, ve Sinciang gibi sınır bölgelerinde ve farklı etnik kimliklerin yoğun olarak yaşadığı yerlerden katılımcıları da kapsıyor.
URUMÇİLİ GENÇ: ABD’NİN SÖZ SÖYLEMEYE HAKKI YOK
ABD ve Batılı ülkelerin Çin’e yönelik yalan kampanyalarının başlıca konusu olan Sinciang Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşayan 29 yaşındaki bir genç ise, anketteki ABD demokrasisine neden “0” puan seçeneği konulmadığından yakınarak, “ABD daha önce yerlileri katletti. Şu anda Sinciang’a yönelik bariz iftiralar da göz önüne alındığında, ABD’nin ‘demokrasi’ veya ‘insan hakları’ hakkında bir şey söylemeye hakkı olduğunu düşünmüyorum.” dedi.
Çin’in Shanxi eyaletinde yaşayan 22 yaşındaki Su Muzhe, “Yes, Prime Minister” (Emret Bakanım) adlı İngiliz dizisini izledikten sonra Batı demokrasisini güvenilmez ve komik bulduğunu kaydetti.
Dikkat çeken bir başka ayrıntı ise, Sinciang gibi sınır bölgelerinde ve yoğun etnik kimliği besleyen bölgedeki gençlerin ABD’yi eleştirmede daha iddialı olduğu gerçeği.
KONGRE BASKINI GÜVENİ AZALTTI
“Geçen on yıllarda, uluslararası arenada hangi kritik meseleler sizi demokrasiye bakışınızı değiştirmeye yöneltti?” sorusuna yanıt veren katılımcıların yüzde 49’luk kısmı, George Floyd’un ABD polisi tarafından vahşice öldürülmesi, başkanlık seçimlerinde Kongre binasının göstericiler tarafından işgal edilmesi ve ABD’nin eski başkanı Donald Trump’a getirilen çeşitli yasakları örnek gösterdi.
George Floyd, 2020 yılında ABD'li polis memuru tarafından boğularak öldürüldü
‘SALGINDA BATI’NIN GERÇEK YÜZÜNÜ GÖRDÜK’
Öte yandan katılımcılar, Batılı devletlerin salgın sürecindeki başarısızlığının ve aşıların adaletsiz paylaşımının Batı’daki demokrasiye olan bakışlarını değiştirdiğini ifade etti. Katılımcıların yüzde 78’lik bölümü, Kovid19 salgın sürecinin başarıyla yönetilmesinin, Çin’deki demokrasi modelinin verimli bir kanıtı sayılabileceğini belirtti.
Ayrıca katılımcılar, Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) insanların yaşamını ve çıkarlarını her zaman ön planda tuttuğunu söyledi. Son olarak ankete katılanların yüzde 33,3’ü, ABD’nin Irak ve Afganistan işgallerinin getirdiği yıkıcı sonuçları ve milyonlarca insanın ölümüyle sonuçlanan sözde “teröre karşı küresel savaşın” Batı demokrasisine modeline olan güvenlerini zedelediğini aktardı.
‘ÇİNLİ GENÇLER SOSYALİZMİN EN BAŞARILI DÖNEMİNİ YAŞIYOR’
Çin Sosyal Bilimler Akademisi’nden Araştırma Görevlisi Lü Xiang, Çin medyasına yaptığı açıklamada ABD’nin kibirli duruşunu terk etmesinin yararlı olacağını belirterek, “Çinli genç kuşak, çocukluklarını ve ergenliklerini kapsayan son yirmi yılda sosyalizmin gelişiminin en başarılı dönemine tanık oldular. Batı dünyasında artan başarısızlık ve kaosu gördüler. Onlar, Çin halkının kendine en güvenen kuşağını temsil ediyorlar. Konu ‘demokrasi’ olduğunda Batı propagandasına aldanmazlar.” ifadelerini kullandı.