İstanbul’da kaçırılıp öldürülen, cesedi Bilecik’e gömülen Çinli Lisha Yu cinayetinin şüphelilerinden Abdulgaffar Tamuygur, terör örgütü Türkistan İslam Partisi (TİP) savunucusu. Yunuscan Türkistanlı'nın adı da IŞİD mensubu olarak Reina katliamı iddianamesinde yer alıyor

ERCAN KÜÇÜK

İstanbul’da kaçırılıp öldürülen, cesedi Bilecik’e gömülen Çinli Lisha Yu cinayetiyle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 13 sayfalık bir iddianame düzenlendi. Cinayet şüphelilerinden Abdulgaffar Tamuygur’un, Suriye’de Türk Ordusuna kurşun sıkan Doğu Türkistan İslam Partisi’ni (Türkistan İslam Partisi) sahiplendiği, Yunuscan Türkistanlı’nın isminin IŞİD terör örgütü mensubu olarak Reina katliamı iddianamesinde yer aldığı ortaya çıktı.

Lisha Yu

TAKİP ETTİLER, ÇARPIP KAÇIRDILAR

2 Ekim 2019 günü Lisha Yu'dan haber alamayan erkek arkadaşı Shalama Abudouroulusı güvenlik güçlerine başvurdu. Başvurunun ardından harekete geçen emniyet teşkilatı Yu'nun bulunmasına yönelik çalışma başlattı. İddianamede yer alan bilgilere göre Lisha Yu’nun aracı hareket ettiği Başakşehir, Bakırköy, Beylikdüzü, Küçükçekmece istikametinde Yunuscan Türkistanlı'nın kullandığı ve Hüseyin Ahmed ve Abduvahap'ın da olduğu araç tarafından takip edildi. Küçükçekmece Karadeniz sokak içerisinde kaza süsü verilmiş şekilde arkadan çarparak Yu’nun aracını durdurdukları, ardından araçtan inip Yu'yu kendi araçlarına soktukları belirlendi. Şüphelilerin Yu'nun ellerini arkadan koli bandı ile bağladıkları ve sonra valizin içerisine koyarak bagaja soktukları anlaşıldı. Şüpheliler daha sonra Abdulgaffar Tamuygur'un Bilecik Söğüt Kızılsaray mevkiinde bulunan çiftliğine gitmeye karar verdi. Sabaha doğru Yu'yu kontrol ettiklerinde nefes almadığını ve ölmüş olduğunu gördükleri tespit edildi. Şüphelilerin cesedi bagajdan çıkartarak Abdulgaffar Tamuygur'un çiftliğinde 1,5 metre derinliğinde çukur kazarak gömdükleri anlaşıldı.

Savcılıkça, şüpheliler Abdulgaffar Tamuygur, Abduvahap Abdurrahman, Hüseyin Ahmed, Kasım Yarkenli ve Yunuscan Türkistanlı'nın 'Tasarlayarak Kasten Öldürme' ve 'Cebir Tehdit veya Hile Kullanarak Birden Fazla Kişi Tarafından Birlikte Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma' suçlarından cezalandırılması talep edildi. Şüpheliler İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.

Abdulgaffar Tamuygur 

SÜRGÜN HÜKÜMETİNDE MİLLETVEKİLİ

Aydınlık’ın edindiği bilgilere göre Lisha Yu’nun götürüldüğü çiftliğin sahibi Abdulgaffar Tamuygur Türkiye’deki Uygur bölücülerinin elebaşlarından biri. Uygur Sağlık Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı olan Tamuygur aynı zamanda Sürgündeki Doğu Türkistan Parlamentosu Milletvekili görevini yürütüyor. Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti, Tamuygur’un babasının vefatı nedeniyle 2 Mart 2019’da Başbakan İsmail Cengiz adıyla başsağlığı mesajı da paylaştı. Mirkamil Kaşgarlı, Doğu Türkistan Maarif Teşkilatı Genel Başkanı Hidayetulah Oğuzhan gibi Uygur bölücülerinin de arkadaşı olan Tamuygur, Oğuzhan ile birçok etkinlikte de yan yana görülüyor. Tamuygur önceki dönemlerde Avrasya Araştırma Eğitim ve Sosyal Hizmet Vakfı Genel Başkanlığı da yaptı.

DOĞU TÜRKİSTAN İSLAM PARTİSİ’Nİ REDDETMEDİ

Güvenlik kaynaklarından edindiğimiz bilgiye göre Tamuygur, Suriye’de Türk Ordusuna kurşun sıkan Doğu Türkistan İslam Partisi (DTİP) ile de sıkı ilişki içinde. Tamuygur, verdiği bir röportajda kendisine sorulan “Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti, Doğu Türkistan İslam Partisi (DTİP), Dünya Uygur Kongresi var. Türkiye’de Maarif Teşkilatı var. Bir sürü sivil toplum teşkilatı var. Bunların çalışmaları makul derecede yapıldığına inanıyor musunuz? Yeterli mi?” sorusuna verdiği cevapta DTİP’i (Suriye’ye gittikten sonra Türkistan İslam Partisi adını aldılar) reddetmeyerek, bütün teşkilatların ellerinden geldiğince mücadele ettiğini savundu. Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı için mücadele edeceklerini vurgulayan Tamuygur, Çin’den kaçmak için rüşvetler verdiklerini şu sözlerle anlattı:

“Biz nasıl zorlandık? Bin dolara Malezya’dan kaçırıyorduk Uygur kardeşlerimizi Çin’in elinden. Adam tutuklama emri var. Mısır polisine arkadaşlar para rüşvet veriyorlar 1500 lira. O emri görmüyor. Görmezlikten geliyordu. 1500 lira da uçak bileti alıp Türkiye’ye geliyordu.”

Yu’nun cenazesi çiflikte gömülü olarak bulundu.

IŞİD ÜYESİ DE CİNAYETİN İÇİNDE

Lisha Yu cinayetinin şüphelilerinden Yunuscan Türkistanlı’nın ismi basında ilk defa yer almıyor. Türkistanlı’nın ismi, 2017’ye girildiği yılbaşı gecesinde Reina’da düzenlenen ve 39 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısıyla ilgili yürütülen soruşturmada da geçiyor. Saldırıyla ilgili hazırlanan iddianamede Yunuscan Türkistanlı dahil 14 kişi hakkında “DEAŞ terör örgütü mensubu şüpheliler hakkındaki soruşturma 2017/1 sayılı soruşturmamızdan ayrılarak C.Başsavcılığımızın 2017/67211 Sayılı soruşturmasına kaydedilmiştir” denildi.

SIK SIK MİSAFİRLERİYLE ÇİFTLİĞE GİDİYOR

Aydınlık, Lisha Yu’nun cesedinin bulunduğu mevkiye gitti, çiftlikle ilgili araştırmalarda bulundu. Aydınlık’ın bölge kaynaklarından edindiği bilgilere göre Abdulgaffar Tamuygur çiftliği Facebook'ta verilen ilanda görüp 2015’te satın aldı. Tamuygur Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaması nedeniyle tapuyu çiftliği çalıştıran Muhammed Emin Kasımoğlu adına aldı.

Edinilen bilgiye göre Tamuygur karargah olarak kullanılan çiftliğe yaklaşık 15 günde bir misafirleriyle birlikte geliyordu. Tamuygur’un Afyon’da da bir çivi fabrikası satın aldığı, ancak daha sonra zarar ederek sattığı da iddia ediliyor. Konuyla ilgili telefonla aradığımız Kasımoğlu telefonlarımızı açmadı, sonrasında dönüş de yapmadı.

‘ÇİFTLİKTE BİR ŞEY ÜRETİLMEDİ’

Çiftliğin bağlı bulunduğu köy muhtarı Alaattin Lofçalı, çiftlikte 3 yıldır bir şey üretilmediğini belirtti. Cesedin bulunduğu, önceden sürülmüş yolun Hazine arazisi olduğunu vurgulayan Muhtar Lofçalı, “Müslümanız diye geçiniyorlar, Cumaya bayram namazına geldikleri yok. Bize zulüm yapıyorlar biz de buraya kaçtık diyorlardı. 150 bin dolara villa aldılar burada. Bütün büyükşehirlere yakın burası. Gözden de uzak. Çiftliği bir de su bulabilir miyiz diye kazdılar” dedi.

‘YASAL OLMAYAN İLİŞKİLERDE BULUNUYORDU’

Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti Başbakanı İsmail Cengiz, Tamuygur’un kendilerine milletvekilliği için başvurduğunu, ancak yasal olmayan ilişkilerde bulunduğu gerekçesiyle reddettiklerini söyledi. Türkiye’de daha önce de bir Çinli’nin öldürüldüğünü hatırlatan Cengiz şöyle konuştu:

“Milletvekili olmak için müracaatını yapmıştır. Arkadaşların güvenilir olmadığı, yasal olmadığı birtakım ilişkilerde bulunduğu gerekçeleriyle itirazları üzerine müracaatının uygun olmadığı iletilmiştir. Biz de milletvekilliğini dondurduk. Kabul etmedik. Demek ki isabetli karar alınmış. Yasal olmayan derken hakkında bir ilaçla ilgili haberler çıkmış. Uygun olmayan illegal bir takım ilaçlar ürettiği, pazarladığı ve yakalandığı ortaya çıkmış. Böyle bir illegal işe karışan birinin sürgün hükümetimizde yer alması uygun değildir.

'DAHA ÖNCE DE ÇİNLİ ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ'

“Cinayeti duyduk üzüldük. Netice itibariyle bir insanın bir insanı öldürmesi hoş bir şey değil. Kim olursa olsun. Biz de son derece üzgünüz. Neden yapıldığını bilmiyorum. Hele hele bir bayan olduğu için son derece daha da üzgünüm. Bu gibi olay geçmişte bir defa daha olmuştu. Bakırköy’de bir restorantta bir Çinli’nin daha öldürülmesi olayı vardı. Bu vaka 2., 3. vaka. İnsanların öldürülmesine karşıyım. Hele hele masum insanların öldürülmesi hoş şeyler değil. Bunu hele bir Uygur yaptıysa benim adıma daha da üzücü bir olay.”

Tamuygur’un Suriye’de faaliyet gösteren TİP’le ilgili bağına ilişkin bilgisi olup olmadığını sorduğumuz Cengiz şu cevabı verdi: “Benim gözle gördüğüm, herhangi bir belgeye dayalı bağlantısıyla ilgili bir fikrim yok. Ama bölgeye Avrasya Vakfı aracılığıyla insani yardımların ulaştırılmasında rol aldığını biliyorum. Bölgede terörizmin her türlüsüne karşı bir insanım. Bölgede olan insanların hepsinin de terörist olduğunu düşünmüyorum. Bazı insanları DEAŞ’la ilgili bir irtibatı varsa onlar benim de gözümde teröristtir. İnsanlar kendilerini korumak için bu bölgeye gelmişse eğer ben onları terörist olarak görmüyorum. Bahsettiğim bölge bugünkü İdlib bölgesi. Bölgedeki insanları DEAŞ bağlantılılar hariç terörist olarak görmüyorum. Zulümden baskıdan kaçarak gelmiş ya da getirilmiş insanlar.”

GIDA TERÖRİSTİ

Abdulgaffar Tamuygur’un ofisi İstanbul Kartal’da bulunan bitkisel ilaçlar üreten bir firması olduğu öğrenildi. Tamuygur’un ürettiği ürünlerden Uygur Life Zilva Kapsül ve Uygur Life Form3 gıda takviyeleri Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı denetimler ve sonrasında kamuoyuyla paylaştığı listede sağlığa zararlı ürünler olarak yer aldı. Hatta ürünlerin satıldığı zilvaform. com Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun 08062016 tarih ve 74892 sayılı kararına istinaden 5651 sayılı Kanun uyarınca Erişim Sağlayıcıları Birliği tarafından erişime engellenmiş.


Aydınlık