Yeni tip koronavirüs (Covid19) salgını nedeniyle vaka sayısı dünya genelinde artmaya devam ediyor. Bazı ülkelerde düşüş eğilimi görülse de pek çok ülkede artışın sürdüğünü söylemek mümkün. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) hızlı artış son günlerde çok fazla dikkat çekiyor. Koronavirüs salgının merkez üssü ABD'de vaka sayısı 640 bini geçerken, ölü sayısı da 33 bin 286'e ulaştı.
Türkiye'deki güncel verilere baktığımızda hayatını kaybedenlerin sayısının 1769, toplam vaka sayısının 78 bin 546 ve iyileşen hasta sayısının ise 8 bin 631 olduğunu görüyoruz.
Kulak Burun ve Boğaz (KBB) Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, Türkiye'deki koronavirüs vakalarına ilişkin son durumu ve alınan önlemleri CRI Türk Türkiye'ye değerlendirdi.
Türkiye'nin şu anda vaka artış hızında bir azalma gözlendiğini ancak vakaların artmaya devam ettiğini belirten Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, önemli olan noktanın hızın azalması olduğunu ifade etti. Bir süre sonra vakaların pik değerine ulaşıp düşüşe geçeceklerini tahmin ettiklerini söyleyen Altundağ, "Dünyada en fazla vaka görülen ilk on ülkeden biriyiz geç gelse de. Dünya ortalamasına baktığımızda düşük bir vefat oranı var. Bence bunda etkili olan yöntemlerden biri; Türkiye'de Sağlık Bakanlığı ve tüm hekim arkadaşlar tedavi ile ilgili şemaları iyi oturttu." diye konuştu.
HASTALIĞI YÖNETME, ERKEN TEŞHİS VE TEDAVİ ETME KONUSUNDA BAŞARILIYIZ
"Biz de sahada yaptığımız ilaç tedavilerinde Sağlık Bakanlığının algoritmalarına bakıyoruz ve bu algoritmalar sürekli güncelleniyor." açıklamasında bulunan Kulak Burun ve Boğaz (KBB) Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Japonların mevsimsel grip için bulduğu 'Favipiravir' adlı bir ilaç ve Çin de kullandığını açıklamıştı, şu anda tedavide çok yaygın kullanılıyor. Daha erken aşamalarda da kullanılıyor. Çin'den çıkan yayınlarda bu ilacın yoğun bakım süresini 11 günden 4 güne düşürdüğü ortaya konmuştu. Şimdi bizim Sağlık Bakanlığı protokolünde sadece yoğun bakımda değil, serviste yatan hastalarda oksijen satürasyonuna göre de bu protokoller uygulanıyor ve bu başarı gösterdi. Aynı şekilde sıtma ilacının da etkisi var. Dolayısıyla şu an bizim sahada yaşadığımız hastalığı yönetme, erken teşhis ve tedavi etme konusunda başarılı olduğumuzu gösteriyor. Bu bizim entübasyon oranlarımızı da düşürdü çünkü hastalıkla ilgili öğrendiğimiz bir kavram daha oldu. Ne kadar geç entübe edersek tabii hastalığı yakından takip etmek şartıyla bu hastalığın iyileşme süreci de o kadar çabuk oluyor. Fakat gereken hastalarda mutlaka entübasyon yapılıyor. Tek bir mucize ilaç yok ama bunların hepsinin kontrollü bir şekilde kullanılması başarıya yansıyor diye düşünüyorum."
BİR İLAÇ ÇIKSIN, AŞI BULUNSUN, GÜNLÜK HAYATIMIZA ÇABUCAK DÖNELİM BEKLENTİSİ VAR
Koronavirüse karşı aşı ve ilaç geliştirmek için laboratuvar çalışmaları yürüten Prof. Dr. Ercüment Ovalı'nın "Dornaz alfa isimli ilaç test edilmeli" açıklaması bilim insanlarından tepki aldı. Ovalı'nın açıklamasının ardından konuya değinen bilim insanları, ilacın zaten klinik çalışmalarda 10 Nisan'dan beri kullandığını söyledi. Konu ile ilgili değerlendirmesini aldığımız Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, açıklanan ilacın diğer moleküller gibi yeni bir molekül olmadığını dile getirerek, şu bilgileri paylaştı:
"Eleştiriler şöyle geldi, orada bir haklılık payı var 'bunun bir yayın olarak yayınlanıp veya bakanlığa bildirilip paylaşılması daha uygun olur bilimsel ortamda' denildi. Bu bakanlıkla paylaşıldı mı, makale olarak yollandı mı bilmiyoruz. İlacın teknik kısmına gelince, Dornaz alfa zaten mevcut olan bir ilaç ve 'kistik fibrozis' denen bir hastalık var. Genetik olarak bu mukusları burunda, sinüste ve akciğerlerde üretilen salgıyı dışarı atamamakla alakalı ve sık enfeksiyon geçirmeyle karakterize bir enfeksiyon var. Enfeksiyonda bu salgıları dışarı atmayı kolaylaştırmada kullanılan bir ilaç. Almanya ve Fransa'da da yoğun bakımdaki Covid19 hastalarında kullanılmış. Bir yerde de bu çalışma ile ilgili şöyle bir data var; bu sekresyonu artırırken dışarı atma esnasında üretilecek aerosollar bulaşı artırabilir mi, diye bir açıklama bulunuyor. Sonuçta bu yeni bir ilaç değil, bir antiviral da değil yani virüse yönelik değil virüsün yapmış olduğu sorunlara, akciğer problemine yönelik. Şu an da Ercüment Hoca'nın açıklamasının detaylarına sahip değiliz, sadece sosyal medyadaki açıklamayı biliyoruz. Detayını o paylaşacaktır. Ancak bu tedavi şu an dünyada deneniyor mu? Evet deneniyor. Bilim kurulu da bence bunu araştırıyordur. Bir de bu ilaca alternatif olarak salgıyı dışarı attıran daha ucuz ilaçlar da var tam muadili olmasa da, tabii bu da kullanılabilir. Tüm vatandaşların hadi bir ilaç çıksın, aşı bulunsun, günlük hayatımıza çabucak dönelim beklentisi var çok doğal olarak ama tek bir ilaç üzerinden böyle bir açıklama yapılıp sonrasında bir sıkıntı olursa süreci gevşetebilir, buna dikkat etmek lazım. Yardımcı bir ilaç olabilir, şu anda bence yeterli data yok."
ÇİN SOSYAL İZOLASYONDA ÇOK BAŞARILI OLDU
Hafta sonu uygulanan sokağa çıkma yasağı konusuna da değinen Kulak Burun ve Boğaz (KBB) Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, sokağa çıkmama konusundaki bütün önlemlerin alınması gerektiğinin altını çizerek, bu uygulamanın ekonomik ve sosyolojik yönleri nedeniyle uzun yapılmadığını, tercihin yönetime ait olduğunu ancak hafta sonu havalar ısındığı için insanların daha çok evden çıkmaya başlayacaklarını vurguladı. Bu adımın gerekli olduğunu aktaran Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, aksi takdirde en başa dönülebileceğine dikkat çekti.
Çin'in Covid19 salgınında attığı adımları da yorumlayan Altundağ, şunları kaydetti:
"Çin pratiğinde biliyorsunuz, Çin salgını tamamen bitirmişti sonrasında yurt dışından gelen vakalarla yeni bir atak geldi, az sayıda olsa da, hemen kapatmak zorunda kaldı. Önlemleri tekrar artırdı. Siz kendi içinizde çözebilirsiniz ama dünyada aktif salgın devam ettikçe ve uluslararası giriş çıkışları kontrol etmediğiniz durumda bu salgını yaşamamış ya da bağışıklık kazanmamış bireyler üzerinden yaşama riskiniz var. Bize ilan edildiği tarih aralık ayıydı. Orada salgının başladığı noktada çok yoğun önlemler aldılar. Bence oradaki en önemli başarı; nüfus hareketliliği ve yeni insana bulaş konusundaki başarı. Tüm salgınlardaki en temel kural olan sosyal izolasyon ve insanların iletişimlerini kısıtlama konusunda çok ani karar aldılar ve çok başarılılardı. Tam da onların yeni yıl bayramına denk geliyordu aslında ve çok büyük bir nüfus hareketliliği bekliyorlardı. Bizim için de aynı risk Ramazan Bayramı öncesinde olabilir. Orada bizim de çok dikkat etmemiz gerekiyor. Biz her ülkenin deneyimini birtakım dersler çıkarmak için kendi önümüze koymalıyız. Güney Kore'nin test deneyimi, Çin'in karantina önlemlerini çok hızlı alması ve şehir hareketliliklerine kısıtlama koyması gibi önlemleri bizim de uygulamamız lazım zaten uyguluyoruz. Çin'in en büyük başarısı bence buydu. Çok büyük nüfusa karşın vaka sayısını ciddi oranda az tutmayı başardılar, izolasyonu çok iyi yaptılar."
"NİSAN AYI SONUNDAN İTİBAREN VAKA ARTIŞ HIZINDA AZALMA BEKLİYORUZ"
Kulak Burun ve Boğaz (KBB) Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, Türkiye'de salgının bitiş tarihine ilişkin öngörüsünün sorulması üzerine, iyi önlemler alınan ülkelerde toplam 2,5 ayda salgının kontrol altına alındığını ve toplumun kademeli olarak normal hayata döndüğünü bildirdi. İlk vakanın 11 Mart'ta ortaya çıktığını hatırlatan Altundağ, "Üzerine 2,5 ay eklersek haziran başına denk geliyor ama nisan ayı sonundan itibaren (şartları koymak da çok önemli çünkü bir sokağa çıkma önlemi aldınız akabinde insanlar sokağa koşturdu, o dataları ve yaşadığımız süreci ciddi şekilde etkileyen bir olaydı. Bu tür olayları dışlayarak söylüyorum) vaka artış hızında bir azalma bekliyoruz. Ardından da hazirana doğru salgının tamamen kontrol altına alınıp sönümlenmesini bekliyoruz. Ancak daha öncesinde hayatın kademe kademe normalleştirilmesi olabilir ama tekrar tekrar ikinci, üçüncü dalgayı yaşamamak ve vaka sayılarını kontrollü bir şekilde tutmak için bunlara çok dikkat etmek lazım. Bu şekilde mücadeleyi sürdürürsek yaza doğru daha gevşetilmiş önlemlerle devam ederiz, diye düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.