ABD, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde, sözde insan hakları ihlallerini gerekçe göstererek, bölgeden kıyafet, pamuk, domates gibi ürünlerin ithalatını yapan şirketlere yönelik baskıyı artırıyor.
Çin'den ABD'nin bu tavrına sert tepki geldi.
Çin Ticaret Bakanlığı Sözcüsü Gao Feng, ABD'nin aldığı önlemlere gerekçe gösterdiği insan hakları ihlallerinin ve zorla çalıştırmanın bölgenin “gerçekleri ile bütünüyle uyuşmadığını” ifade etti.
Sözcü Gao, ABD’nin tutumunun küresel tedarik zincirinin güvenliğini ve istikrarını baltaladığını söyledi.
ABD'DE SÖZ KONUSU TASARI SENATO'DAN GEÇTİ
ABD, Sincan Uygur Özerk Bölgesi ile ticari bağlantıları olan şirketlere yönelik uyarılarını artırmıştı.
Amerikan şirketlerine ithalat kısıtlaması getirecek tasarı dün Temsilciler Meclisi’nin onayına sunulmak üzere Senato’dan geçmişti.
ABD Ticaret Bakanlığından 9 Temmuz’da yapılan açıklamada, 34 şirketin kara listeye alındığı ve bu şirketlerin 14'ünün Çin merkezli olduğu bildirilmişti.
Şirketlerin, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygurlar, Kazaklar ve Müslüman azınlık grupların üyelerine karşı baskı, toplu gözaltı ve yüksek teknolojili gözetim uygulamalarına karıştıkları iddia edilmişti.
Çin'den ABD'nin bu tavrına sert tepki geldi.
Çin Ticaret Bakanlığı Sözcüsü Gao Feng, ABD'nin aldığı önlemlere gerekçe gösterdiği insan hakları ihlallerinin ve zorla çalıştırmanın bölgenin “gerçekleri ile bütünüyle uyuşmadığını” ifade etti.
Sözcü Gao, ABD’nin tutumunun küresel tedarik zincirinin güvenliğini ve istikrarını baltaladığını söyledi.
ABD'DE SÖZ KONUSU TASARI SENATO'DAN GEÇTİ
ABD, Sincan Uygur Özerk Bölgesi ile ticari bağlantıları olan şirketlere yönelik uyarılarını artırmıştı.
Amerikan şirketlerine ithalat kısıtlaması getirecek tasarı dün Temsilciler Meclisi’nin onayına sunulmak üzere Senato’dan geçmişti.
ABD Ticaret Bakanlığından 9 Temmuz’da yapılan açıklamada, 34 şirketin kara listeye alındığı ve bu şirketlerin 14'ünün Çin merkezli olduğu bildirilmişti.
Şirketlerin, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygurlar, Kazaklar ve Müslüman azınlık grupların üyelerine karşı baskı, toplu gözaltı ve yüksek teknolojili gözetim uygulamalarına karıştıkları iddia edilmişti.
