Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği “Sinciang'daki akrabalar ile iletişim kuramayanlara” yardım edebileceklerini duyurdu. Büyükelçilik, benzer zorluklarla karşılaşan birçok Sinciang kökenli Çin vatandaşına yardım sağladıklarını bildirdi.

Son zamanlarda, Türkiye'deki bazı Sinciang kökenli Çinliler, Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği ve İstanbul Başkonsolosluğu önüne gelerek eylemler yapmışlar, Sinciang'daki bazı akrabalarından “haber alamadıklarını” iddia ederek medyaya röportajlar vermişlerdi.

Ankara Büyükelçiliği, Çin’in hukukun üstünlüğünü benimsemiş bir ülke olduğuna dikkat çekerek “Sinciang'daki tüm etnik gruplardan insanların, yurtdışındaki akrabaları ile iletişimleri sınırsız ve özgürdür” dedi.

‘DOĞU TÜRKISTAN’ ÜYESİ İSE İLETİŞİM KURMAK İSTEMEZ

Haber alınamayan akrabalarla ilgili dört temel olasılıktan söz edilebileceğine dikkat çeken Büyükelçilik, olasılıkları şöyle sıraladı:

Yurtdışındaki Çin karşıtı ayrılıkçı ‘Doğu Türkistan’ örgütlerine katılanlar, akrabalarıyla iletişime geçmeyi kendileri istemeyebilir.

Yasadışı suçlardan mahkum olmuş ise cezaevlerindeki kişilerin yasal olarak belirlenen ziyaret hakları dışında dış dünya ile temas kurmalarına izin verilmez.

Telefon numaraları değişmiş olabilir.

Yurtdışındaki bazı Sinciang kökenliler, "üç güç" (terör, bölücük ve dini radikalizm) tarafından kandırılarak veya zorlanılarak sözde "haber alamadıkları" yalanını kasten uyduruyor olabilir.

Açıklamada, elçilik önünde eylem yapanların ve Çin aleyhinde medyaya röportajlar verenlerin, Büyükelçilik ve Başkonsolosluğun telefon numarasını, eposta adresini bildikleri halde durumu bildirmemeyi tercih ettiklerine dikkat çekildi ve şu ifadelere yer verildi: “Gerçek şudur ki, onlar bazı Çin karşıtı güçlerin kışkırtmasıyla Çin'i karalamak için yalanlar uydurmaktadırlar.”

‘İNSAN HAKLARI DEĞİL TERÖR MESELESİ’

Sinciang ile ilgili meselelerin, sözde etnik, dini veya insan hakları meseleleri değil şiddet, terörizm, ayrılıkçılık ve radikalleşme ile mücadele meselesi olduğunu vurgulayan Büyükelçilik, açıklamasında şu satırlara yer Verdi: “Sinciang, Çin'in kuzeybatı sınırında yer almaktadır. Geçmişte ise bir dönem uluslararası terörizmin Çin'e girmesi için bir koridordu. Bölge, etnik ayrılıkçı güçler, dini aşırılık yanlısı güçler ve şiddetli terör eylemlerinden fazlasıyla etkilenmiştir. İstatistiklere göre, 1990'dan 2016'nın sonuna kadar, Sinciang'da yerel sosyal düzenin istikrarına ve insanların can ve mal güvenliğine büyük zararlar veren binlerce şiddet ve terör vakası meydana gelmiştir. Sadece Urumçi'de meydana gelmiş ciddi şiddet olaylarında, binlerce terörist toplam 197 kişinin ölümüne, bin 700'den fazla kişinin yaralanmasına, 331 dükkânın zarar görmesine ve bin 325 aracın kundaklanmasına neden olmuştur. Birçok belediye ve kamu tesisi tahrip edilmiştir. Bunları kanıtlayan sayısız video mevcuttur.

Çin Büyükelçiliği, terör konusunda çifte standardın kabul edilemeyeceğini vurguladı.

‘1588 TERÖRİST GRUP ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ’

Büyükelçilik, Çin'de terör faaliyetlerini önlemenin yanı sıra teröre yönelime zemin olabilecek yoksulluk gibi etkenlerin ortadan kaldırılması için çalışma yürüttüklerini ifade etti. Bu süreçte önüne geçilen terörist örgütlenmenin boyutu da muazzamdı: “2014'ten beri Sinciang’da, 1588 terörist grup etkisiz hale getirildi, 12995 şiddete ve teröre karışmış kişi tutuklandı, 2052 patlayıcı madde ele geçirildi ve 30645 kişiyi ilgilendiren 4858 yasadışı dini faaliyet soruşturuldu.”

Büyükelçilik, eğitim merkezlerinin işlevini şöyle özetledi: “Hukukun üstünlüğünü, kültürel ve beceri eğitimini yaygınlaştırmak için mesleki beceri eğitim merkezleri kurduk. Bu, aşırı dini fikirlerle beyinleri yıkanmış kişilerin bir an önce topluma dönmelerine ve normal bir yaşam sürmelerine yardımcı olmak için yapılan bir uygulamadır. Bu, Çin'in terörü önleyici mücadele ve radikalleşmeye yönelik yararlı bir girişimi ve aktif bir keşfidir.”

Açıklamada, benzer eğitim sistemlerinin dünyanın birçok ülkesinde uygulandığı örneklerle anlatıldı.

‘DÖRT YILDIR TERÖRÜ BİTİRDİK’

Bütün bu önlemler sayesinde Sinciang’da gelinen nokta şöyle ifade edildi: “Art arda dört yıldan fazla bir süredir şiddetli terör eylemi görülmemiştir ve kamu güvenliğini hedef alan çeşitli suç eylemleri büyük ölçüde azaltılmıştır. Sinciang'daki tüm etnik gruplardan insanların temel hakları büyük ölçüde garanti altına alınmış ve tüm etnik grupların halkları için uzun zamandır beklenen barış ve istikrar gerçekleştirilmiştir. Terörizme karşı uluslararası mücadeleye önemli katkılar sağlanmıştır.

 ‘BATILI MEDYA ETİK DIŞI DAVRANIYOR’

Çin Büyükelçiliği, açıklamasında, Batılı bazı medya kuruluşlarının basınyayın etiğine sahip olmadıklarını örneklerle anlattı. Söz konusu medya kuruluşlarının Sinciang ile ilgili yalanlar uydurmaktan ve yaymaktan çekinmediklerine dikkat çekildi.

Sinciang’ı iki kez ziyaret eden Fransız yazar Maxim Vivas, Batı medyasının Sinciang meselesini abartmak için kullandığı alçakça taktikleri, "Uygur Sahte Haberinin Sonu" adlı yeni kitapta ortaya koymuştu. Büyükelçilik açıklamasında özetle şu noktalara dikkat çekildi:

BELİRSİZ SUÇLAMALAR TAKTİĞİ

Adrian Zenz ve Sinciang meseleleriyle ilgili diğer sözde uzmanlar, Sinciang ile ilgili yalanları ‘gerçekleri gizlice değiştirme’, ‘bağlamının dışına çıkarma’, ‘belirsiz suçlamalar yöneltme’ ve ‘uydurma ve çarpıtma’ gibi yöntemler kullanarak yaratmaktadır.

BBC, Radio Free Asia, Libération gibi batılı medya kuruluşları, bazı Uygurların sorumsuz açıklamalarını yayarak Çin'i karalamak için taraflılık ve suçluluk ön varsayımlarına başvurur. Sinciang'ı karalayan yalanlar, sonunda tarihin çöplüğüne atılacaktır."

TÜRK MEDYASINA ÇAĞRI

Türk medya kuruluşlarının sadece Batı medyası kaynaklı haberleri dinlemek ve yurtdışındaki belli bazı kişilerin anlattığı ‘hikayelere’ inanmak yerine, Çin'i ve Sinciang'ı bağımsız, tarafsız ve doğru bir şekilde haber yapacağını umuyoruz.

Aydınlık