Sağlık Bakanlığı Toplumda Salgın Yönetimi Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Deniz Çalışkan, Çin'de üretilen ve Türkiye'de 11 Aralık'tan sonra uygulanması planlanan Covid19 aşısıyla ilgili toplumda ön yargı olduğunu belirtti.

Çalışkan, "Koronavirüs aşısının hangi ülke tarafından üretildiğine değil üretim teknolojisine ve koruyuculuğuna bakıyoruz. Bugüne kadar yaptırdığımız aşılarda 'Çin aşısı' ya da 'Amerika aşısı' dememiştik, bundan sonra da demeyeceğiz. En etkili olan, en güvenli olan aşıyı sunmaya devam edeceğiz" dedi.


Sağlık Bakanlığı Toplumda Salgın Yönetimi Bilim Kurulu üyesi ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Çalışkan, koronavirüs aşısıyla ilgili, "Aşı olunsa dahi önlemlere devam etmek gerekir. 'Aşı oldum ben, artık hiçbir önleme riayet etmeyeceğim' diyemezsiniz. Çünkü aşının koruyuculuğu ve süresiyle ilgili çok uzun bir süre geçmedi" diye konuştu.



Prof. Dr. Çalışkan, Çin'de üretilen ve Türkiye'de 11 Aralık'tan sonra uygulanması planlanan Covid19 aşısıyla ilgili ise toplumda ön yargı olduğunu belirterek, "Özellikle Çin malları ile ilgili toplumda bir ön yargı var; fakat Çin üretim teknolojileri açısından en güçlü ülkelerden biri. Şu anda aşı konuşulduğunda aslında en pahalı aşı, Çin tarafından üretilen aşı. Eğer bir fiyat karşılaştırması yapılacak olursak bunu da ifade etmek lazım. Çin aşısı, teknolojisini en iyi bildiğimiz aşı olduğu için bir miktar öne çıkıyor. Biz aşının ülke menşesini, ülke kökenini ifade etmiyoruz; aşının üretim koşulları, tedariki ve ulaştırması ile daha çok ilgileniyoruz. 'En kolay aşı, en kolay yolla ve en güçlü koruyuculukla koruyan aşıdır' diyoruz" dedi.



'AŞININ KORUYUCULUĞUNA BAKIYORUZ'
Prof. Dr. Çalışkan, Türkiye'de ilk kullanıma geçecek olan inaktif aşının sağlık personeli ile daha sonra 65 yaş üstü ve hastalığı olanlarla birlikte aşama aşama uygulanacağını hatırlatarak, "Aşı varsa, aşı korunmada ilk tercihtir. Aşı ile korunabilir hastalıklarda, hastalığı doğal yolla geçirdiğinizde karşılaşacağınız sorunlar çok yüksek olduğu için aşı varsa aşı uygulanır. En ucuz, en kolay, en etkili korunma yöntemidir. Menşesi önemli değildir. Koronavirüsü aşısında biz aşının hangi ülke tarafından üretildiğine değil üretim teknolojisine ve koruyuculuğuna bakıyoruz. Bugüne kadar yaptırdığımız aşılarda 'Çin aşısı', 'Alman aşısı', 'Amerika aşısı' dememiştik bundan sonra da demeyeceğiz. En etkili olan en güvenli olan aşıyı sunmaya devam edeceğiz" diye konuştu.



'KONTROLLÜ SOSYAL YAŞAMDA MASKEDEN KURTULABİLİRİZ'
Kış aylarında maskelerden kurtulmanın mümkün olmayacağını söyleyen Prof. Dr. Çalışkan, şöyle konuştu:

"Bu artık yaşamımızın bir parçası. Çünkü salgınlar, koronayla başladı ve devam edecek öngörüleri var. O nedenle maskeli hayata alışmamız gerekiyor. Ama aşının bulunması çok ümitkar. Toplumun kurallara uyumunun kış koşullarında artıyor olması umutları tazeliyor. Yaz bahar ayları geldiğinde kontrollü bir sosyal yaşam bizim için mümkün olacaktır. Kontrollü bir sosyal yaşamda maskesiz de olunabilir. Ama kontrol çok önemli. Kontrollü sosyal yaşam koronayı yenecek, diye düşünüyorum. Koronayla kontrollü sosyal yaşamda yazın daha rahattık. Geçen sene mayıs itibarıyla başlamıştık kontrollü sosyal yaşama. Önümüzdeki yıl içinde mayıs haziran aylarında, bahar, yaz aylarında kontrollü sosyal yaşamda maskeden kurtulabiliriz, diye düşünüyorum ama mesafe kurallarına açık alanda dikkat edilirse. Aşılama yüzde 60'ın, 85'in üzerine çıkana kadar maskeli yaşama kış mevsiminde uzunca bir süre devam etmek zorunda kalabiliriz."