VERYANSIN TV
FETÖMETRE’nin kurucusu ve Libya ile yapılan deniz yetki alanları anlaşmasının mimarı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay başkanı Tümamiral Cihat Yaycı dün görevden alındı. Daha önce defalarca FETÖ’cülerin hedefi olan Yaycı’nın Yüksek Askeri Şura’ya çok kısa bir süre kala görev yerinin değiştirilmesi tartışma yarattı.
Daha önce FETÖ’cülerin hedefi olan emekli Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok, Yaycı’nın görevinin değiştirilmesinin arka planında yatanları Veryansın TV’ye anlattı. Üçok, Cihat Yaycı hakkında başlatılan soruşturmadan bahsederek, bu soruşturmanın amacının Cihat Yaycı’nın önünü kesmek olduğunu, MSB’nin bu plana alet edildiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrı yapan Üçok, Yaycı’nın tekrardan önemli görevlere getirilmesini istedi.
İşte Zeki Üçok’un açıklamaları:
YAYCI’NIN ÇALIŞMALARI LİTERATÜRE GİRDİ
Amaç Cihat Yaycı’yı, FETÖ ile mücadele eden, Doğu Akdeniz’deki haklarımızı gündeme getiren, Yunanistan’ın, GKRY ve İsrail’in gasp ettiği mavi vatanımızı koruyup kollayan bir kişinin en büyük düşmanı kim? Birincisi FETÖ’cüler. İkincisi Yunanistan. Hergün Yunan basınında onunla ilgili haberler çıkıyor.
Amiral Cihat Yaycı’nın yaptığı çalışmalar uluslar arası literatüre girdi. “Yaycı doktrini” olarak geçiyor. Doğu Akdeniz’deki münhasır ekonomik bölgeleri belirlemek için “Sevilla Doktrini” deniliyordu, Sevilla Üniversitesi’nde bir hocanın çalışması olduğu için. Bunun karşılığı olarak “Yaycı doktrini” uluslararası literatürde yer almaya başladı. Böylesine önemli bir kişiyle ilgili yapılan atamanın hiçbir gerekçesi olamaz.
YAYCI’YA İHALE OPERASYONU
Bu gerekçeyi daha önceden de açıkladım. Kendisiyle ilgili olmayan, Hatta Deniz Kuvvetleri Komutanlığı dışında Donanma Komutanlığı’nda yapılan bir ihalede uygun mal teslim edilmemesi nedeniyle kabul edilmeyince devlet millet zarara uğramasın diye kendisinin yayınlattığı ihale şartlarına ilişkin emri gerekçe yapılarak şikayet ettiler ve bu şikayet gerekçesiyle terfi dönemine iki ay kala soruşturma açıldı. Buradaki en kritik olay budur. “Onu bu sene nasıl terfi ettirmeyiz” diye oturup düşündüler ve buldukları yöntem hakkında soruşturma açılması. Çünkü TSK’da personel kanununa göre hakkında soruşturma açılanlar, soruşturma sonuçlanana kadar terfi edemezler. Şu anda Cihat Yaycı’nın ağustos ayındaki terfisini engellemek için yapılan operasyona ne yazık ki Milli Savunma Bakanlığı alet edilmiştir. Buradaki teftiş kurulunun verdiği rapor, görevden uzaklaştırılması şeklindedir. Bu raporu kimlerin yazdığının incelenmesi bu olayın arkasındaki kişileri çıkaracaktır. Düşünün, ihaledeki malları teslim almayan mal muayene komisyonu üyeleri hakkında soruşturma izni isteniyor fakat Donanma komutanı Ercüment korgeneral diyor ki “Burada bir suç yoktur. Bunlar uygun olmayan malları almamışlardır. Bu nedenle bunlar hakkında soruşturma izni vermiyorum” diyor. Ama ne yazık ki bu ihaleyle hiçbir ilgisi olmayan Cihat Yaycı hakkında hazırlanan müfettiş raporuna dayanarak Genelkurmay Başkanı hiçbir saniye geçirmeden hakkında soruşturma izni veriyor. Bunun izah edilebilecek bir yanı yoktur. Bu tamamen Cihat Yaycı’yı tasfiye etmek için ortaya konmuş bir düzendir. Teftiş raporundaki gerekçelerden birisi şu; “İhalelere milli ve yerli üreticileri sokmadıkları…”. Teftiş raporunda bu ifade yer alıyor. Cumhurbaşkanını böyle ikna ettiklerini düşünüyorum. Şunu hepimiz biliyoruz ki MİLGEM projesi, Türk mühendisleri ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yerli ve milli unsurları tarafından yapılmaktadır. Bu Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı’nın koordinesinde yürümektedir. Şimdi hal böyleyken Cihat Yaycı’nın yerli ve milliliğini sorgulayacak son kişiler bu raporu hazırlayanlardır. Cihat Yaycı bizim Doğu Akdeniz mücadelesi, Libya ile olan anlaşma, FETÖ ile yapılan mücadelede ne kadar yerli ve milli olduğunu göstermiştir. Sen kalkıp “bu kişi beni ihaleden atıyor” diye soruşturma açman ayıptır.
Sayın Cumhurbaşkanından en başarılı deniz amirallerimizden birinin böylesine basit bir süreçle tasfiye edilmesine izin vermemesine, bu olayın üzerine giderek gerçekleri ortaya çıkarmasını talep ediyoruz. Ülkemizin yetiştirdiği bu değerli amiralimiz görevinin başına döner ve geçmişte olduğu gibi başarılı görevlerini icra eder.
‘BU RAPORU YAZANLARIN İNCELENMESİ LAZIM’
İhaleyi kaybeden müteahhit Milli Savunma Bakanlığı’na müracaat ediyor. Bunu MSB ciddiye alıyor ki hemen teftiş kuruluna gidiliyor ve inceleme başlatılmasını istiyorlar. Teftiş Kurulu Başkanı da Abdullah Gül’ün mezun olduğu Exeter Üniversitesi’nden mezun bir kişi. O da heyet oluşturuyor, teftiş kurulu bunu inceliyor. Cihat Yaycı’nın suçlu olduğuna, görevinden ayrılmasına ve soruşturma açılmasına karar verilmesi yönünde rapor yazıyorlar. Bu nasıl bir şeydir. Hiçbir alakası olmayan bir ihaleden ötürü Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı’nın görevinden alınmasını yazıyorsun. Bu raporu yazanların incelenmesi lazım. Kimdir bunlar, nerelerden gelmişlerdir? Hangi gerekçelerle bu raporu yazmışlardır sorulması lazım! Yoksa bu ülkenin yetiştirdiği en değerli amirallerden bir tanesi heba olup gidecek. Bunun acısını biz çekeriz. Bir olayda kimin çıkarı varsa en çok sevinenler onlardır. İşte sevinenler ortada; FETÖ’cüler ve Yunanlar, bu kadar.
FETÖ’CÜLERİN HABERİ VAR DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANININ YOK!
Daha iki gün önce Nedim Şener yazmıştı, “FETÖ’cüler tasfiye mi ediyor, tasfiye mi ediliyor” diye. FETÖ’cüler hedefe koydukları kişiler aleyhine müthiş kampanyalar yapıyorlar. Bu kampanyalardan en çok nasibini alan Cihat Yaycı’dır. Bu amiralimizi Birleşmiş Milletler’e kadar şikayet ettiler. “Soykırım yapıyor” dediler. Birkaç gün önce Mehmet Metiner ne dedi. “Milli Savunma Bakanlığı’ndaki Gül’cü unsurlara dikkat” dedi. Demek ki herkes bu sinyalleri almış. FETÖ’cülerin daha önceden yazdıkları tweet’ler var. Bunlara baktığımızda FETÖ’cülerin demek bu gelişmelerden haberi var. Bizlerin, Deniz Kuvvetleri komutanının haberi yok ama FETÖ’cülerin haberi var. Bu bile utanç verici bir durum. Deniz Kuvvetleri Komutanı, kararname yayınlandıktan sonra öğreniyor. Bu kadar gizli saklı bir operasyon.
ERDOĞAN’I NASIL İKNA ETTİLER?
Cumhurbaşkanının bu olayın ayrıntısından haberdar olmadığına inanıyorum. Cumhurbaşkanı daha önce Cihat Yaycı’nın adını anarak Libya anlaşmasında ne kadar değerli olduğunu anlatmıştı. Şimdi bu kişinin bu kararnameyi yazması için çok acayip şeyler anlatılmış olması lazım. Yoksa ikna edemezler.
Cihat Yaycı Yunan basınında gündem oldu… Atina’nın gözü bu atamada!
Bu ülkede yetişmiş değerli insanlara hiçbir siyasi parti ayrımı gözetmeden sahip çıkmak gerekiyor. Bu değerlere sahip çıkmazsak bundan sonra gelenlerin önü kapanır. Çalışırsın, sonunda gelip sana bir tezgah kurarlar ve bütün yaptıklarını yok sayarlar. O yüzden bu musibeti yaygınlaştırmadan önlemek lazım.