Deniz Kuvvetleri’nde kritik görevler üstlenen, Mavi Vatan doktrini ile FETÖMETRE’nin kâşifi Müstafi Amiral Cihat Yaycı’dan, Filistin’deki ablukayı bitirip Akdeniz’i Türkiye için güvenli kılacak bir çözüm teklifi geldi.
Konuyla ilgili detaylı rapor hazırlandı. 2004’te BM Ticaret ve Kalkınma Toplantısı’nda kabul edildi ve bu yıl nisan ayında konuya dair ayrıntılı bir rapor hazırlandı. Hamas’ın bu konuyu tekrar gündeme getirmesi ablukanın kırılması adına kritik bir çıkış. Gazze Limanı, ekonomik ve sosyal kalkınmaya katkının yanında Filistin’in özgürlük ve bağımsızlık taleplerini de güçlendiren en önemli hamle olur.
Filistin’e nefes olacak liman projesi, İsrail’in dayattığı prangaları kırmakla birlikte siyonist emelleri boşa çıkarma açısından da hayati önem taşır. Gazze Limanı’nı bugüne dek sabote eden asıl güç İsrail. Bu aynı zamanda siyonist yönetimin insanlık dışı hukuk tanımazlığının bir diğer göstergesidir” dedi.
“Libya ile yapılan anlaşma Batı’ya kalkan oldu. Filistin’le de imzalanırsa bu bizim için Doğu kalkanı olur” yorumunu yapan Yaycı, projenin önemini şöyle anlattı: Batılı ülkeler, Mısır Ariş Limanı ve Refah Kapısını devre dışı bırakarak Kıbrıs Rum Yönetimini Filistin’in tek bağlantı koridoru hâline getirmeye çalışıyor.
Bu aynı zamanda Rumları Ada’nın hâkimi yapma planının da bir parçası. Böyle bir proje Türkiye’yi, Akdeniz’de sınırlandırma ve buradaki zenginliği kendi aralarında pay etme iştahının devamıdır. Bir diğer etkisi ise Rumları ön plana çıkararak İslam dünyasının dayanışmasını kırmayı hedefliyorlar. Beraberinde Filistin’e yardım konvoylarını engellemek ve deniz koridorunu kilitlemek istiyorlar. Gazze’yi işgal etseler dahi Filistin’le acilen deniz yetki anlaşması yapılmalı. Şu an en kritik zaman. Sultan Abdülhamid bunu gerçekleştirdi. Mevcut hükûmet ve Filistin yönetimi de bunu yapabilir. Hiç vakit geçirmeden anlaşıp GazzeAntalya deniz koridoru hayata geçirilmeli. Deniz yetki alanı sınırlandırması anlaşması bize Kıbrıs adası kadar alan kazandırır.
Tarihî bağımız olan Filistin coğrafyası ile siyasi, ekonomik, sosyal ilişkilerimiz artar. Topraklarımız üzerinde süfli emeller taşıyan İsrail ve müttefiklerinin plan ve projeleri çöpe atılır. Özellikle benim görev sürecimde İskele Boğazı’nda yer almaya başlamışlardı. Şu an bizim üslerin etrafını sardılar ve bu tehdit her geçen gün büyüyor.
Uluslararası hukuk bize bu hakkı veriyor. Şayet bu topraklar geri dönmezse KKTC’yi yıkma planı mesafe alır. Türkiye ve KKTC iş birliği yaparak Yahudilerin ele geçirdiği toprakları güvenlik sebebiyle tekrar kamulaştırmalı. Çünkü İsrail’in bütün adımları Gazze’de, Golan’da ya da Kıbrıs’ta aynı... Her şey ‘arzımevut’ için...