CHP kongrelerinde tek aday stratejisinde amaç, HDP ve GülBabacan ittifakına uygun yönetimler oluşturmak. Delegeler ise tek aday dayatmasına ‘sandık’ta tepki gösterdi.

AYDINLIK / ANKARA

CHP’de il kongreleri sürerken genel merkez, CHP, HDP ve GülBabacan ittifakına uygun bir CHP yaratma politikası izliyor. Tek aday dayatması ve bu plana karşı olan adayların engellenmesi de bu amaca yönelik. Delege ise tepkili, dayatma adaylara oy vermiyor. Ya oylamaya katılmıyorlar ya da boş oy veriyorlar. Dayatılan adaylar delegenin yarısının bile oyunu alamıyorlar.

İzmir ve Ankara’da il başkanları delegelerin yarısının bile oyunu alamadı. İstanbul’da da benzer bir durum yaşandı. 677 delegeden sadece 444’ü Canan Kaftancıoğlu’na oy verdi.

CHP’de kongreler süreci devam ederken genel merkezin kongrelere tek başkan adayı ile gidilmesi kararı etkili oldu. 957 ilçe kongresinin yaklaşık 550’sinde tek adayla kongre yapıldı. Genel merkezin atadığı aday dışındakilere, belediyeler üzerinden baskı uygulandığı görüldü. İkinci bir kişinin aday olmaması için her yönteme başvuruldu.

CHP kongrelerindeki gelişmeleri Aydınlık’a değerlendiren eski CHP yöneticileri, genel merkez yöneticilerinin bir plan dahilinde hareket ettiğini belirtti. Asıl amacın CHPHDP ve GülBabacan ittifakına uygun bir CHP yaratmak olduğunu ifade eden CHP’li muhalifler, partinin Altı Ok çizgisinden uzaklaştırıldığını vurguladı. Uzun yıllar partide milletvekilliği de yapmış eski bir genel başkan yardımcısı, şöyle konuştu:

“Şu anda CHP’li olmayan CHP yöneticilerinin yapmak istediği bu. İttifakı CHP yönetimine de taşıma çabasındalar. İl kongrelerinde kurultay delegelerini güvenilir(!) kişilerden yapmaya özen gösterdiler. Muhtemelen kurultayda blok liste ile seçime girilecek. İstenilen isimler blok listeye konulup CHP yönetimine taşınacaklar. Kulağımıza gelen bilgilere göre bunlar arasında ‘Yetmez ama EVETçiler’ de var. HDPGülBabacan ittifakına itiraz edecek, hatta Gül’ün cumhurbaşkanı adaylığına evet diyecek bir yönetim oluşturulmaya çalışılıyor.”

Ancak parti tabanının tepkisi giderek büyüyor. İl kongrelerinde delegeler kongrelere katılsa da seçim için ya oy kullanmayarak ya da boş oy kullanarak tepki gösterdiler.

İZMİR, İSTANBUL, ANKARA

CHP’nin en yüksek oranda oy aldığı İzmir İl Kongresi’nde aday olmak isteyen kişilerin adaylıkları çeşitli gerekçelerle düşürüldü. Genel Merkez tarafından desteklenen tek aday Deniz Yücel, 611 delegenin ancak 253’ünün oyunu alabildi.

Genel Merkez, İstanbul il başkanlığına aday olarak Canan Kaftancıoğlu’nu belirledi. Diğer adayların adaylıkları belediyeler üzerinden engellendi, adaylık için imza vermesi beklenen delegeler ikna edildi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun iknasıyla adaylıktan çekilen Cemal Canpolat ‘Kılıçdaroğlu ittifaka önem verdiği için tek adayla kongre yaptıklarını’ açıkladı. Tek aday olarak seçime giren Kaftancıoğlu 677 delegenin 444’ünün oyuyla seçildi.

Ankara’da da benzer bir olay yaşandı. İl başkanı adaylarının teke indirilmesi için belediye başkanları üzerinden yoğun baskı yapıldı. Yapılan bütün baskılara rağmen Ayhan Yalçınkaya adaylıkta ısrar etti. Yalçınkaya yeterli imzayı bulmasına rağmen onun için imza verenlerden bazıları ikna edilerek imzaları çektirildi. Yalçınkaya ikinci kez yeterli imzayı topladı, bu kez de Yalçınkaya’ya imza verenlerin imzaları taklit edilerek mükerrer hale getirildi. Yalçınkaya 3. kez imza topladı. O da ‘geç kaldın’ denilerek kabul edilmedi. Yalçınkaya’ya ilk aşamada imza verenlerin imzalarını çekmesinde CHP’li belediye yöneticilerinin etkili olduğu belirtildi. Bu durum, delegenin ve partililerin tepkisine neden oldu. Genel merkezin tek adayı Ali Hikmet Akıllı, sçimlerde 645 delegenin yarısının bile oyunu alamadı, 315 oyla seçilebildi.

DELEGE TEPKİSİ

Adının açıklanmasını istemeyen bir CHP Parti Meclisi üyesi, yaşananların CHP’nin geleneklerine de ideolojisine de aykırı olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: “İş o hale geldi ki genel merkez artık kongrelerde divan başkanı bile atıyor. Divan başkanı şu kişi olacak diye talimat veriyor. Bu CHP tarihinde görülmüş bir durum değil. Yapılan kongrelerde tek aday olmalarına rağmen başkan seçilenlerin delegelerden aldığı destek her şeyi anlatıyor. Bu tam anlamıyla delege tepkisidir.”

OLAĞANÜSTÜ KURULTAY

Bir başka Parti Meclisi üyesi de şunları söyledi: “Partililer partide mücadele ile sonuç alınabileceği konusunda umutlarını tüketmeye başladı. ‘Ben ne yaparsa yapayım, yukarıdaki ekip önümü kesecek’ algısı tehlikeli bir hale geliyor. Yapılan tüm baskılara rağmen illerde yaşanan durum büyük kurultayda da tekrarlanacak. Kılıçdaroğlu’nun karşısına yeni aday çıkması engellenecek. Ama bütün kurultay delegesi hassasiyetine rağmen genel başkan delege sayısının yarısının oyu ile seçilecek. Hele parti yönetimine CHP’li olmayanlar doldurulursa iş daha da büyüyecek. CHP köklü bir partidir. Böyle bir durumda kısa süre sonra olağanüstü kongre çalışmaları başlar. Bu kaçınılmaz olur.”

UMUT ORAN: KURULTAYLARDA ÜLKE SORUNLARI TARTIŞILMALI

Adı CHP Genel Başkan adayları arasında geçen Umut Oran, CHP için kurultaylarının seçim dışında bir gündeminin olması gerektiğini belirtti. Parti içi demokrasinin önemini vurgulayan Oran, özetle şunları söyledi:

“Kongrelerde uzun uzun ülkenin sorunları tartışılması gerekir. Atatürk, İsmet İnönü ve Bülent Ecevit dönemlerinde günlerce süren kurultaylar olmuştur. Özellikle bugünkü gibi olağanüstü dönemlerden geçtiğimiz günlerde buna daha fazla ihtiyacımız var. Sıkıştırılmış ve sadece oy vermeye dayalı kongreler yanlıştır. 37. Kurultayın gündemi de esas olarak sadece seçim. Bu konuda yönetimi uyardım ama sonuç alamadım.

“CHP için parti içi demokrasi önemlidir. Ön seçim ve çarşaf liste de bunun vazgeçilmezidir. 2011 yılında tüzük değişikliği yaptık, önemli iyileştirme sağladık. Ama 2018 yılında yapılan değişiklikle tekrar geriye gidildi. Birçok il ve ilçe kongresinde tek adayla seçime gidildi. Bu CHP açısından doğru değil. Kongrelerin verimsiz geçmesine yol açıyor. Çarşaf değil blok liste ile seçim yapıldı. Büyük yanlış. Bu genel merkez yönetiminin de eğilimi. Delege buna karşı tepkisini sandığa gitmeyerek, gitse bile adaya oy vermeyerek gösteriyor.”

Türkiye’nin en karanlık adamı: Osman Kavala