Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasçısı Tacinur Demir ile davalık oldu. Atatürk’ün tek yasal mirasçısı olan kız kardeşi Makbule Atadan’ın torunu Tacinur Demir, Atatürk’ün mirasçılarının belirlenmesi için 2015 yılında Yalova Sulh Hukuk Hakimliği’ne Mirasçılık Belgesi İstemi Davası açtı. 1 Haziran 2016’da kararını açıklayan mahkeme, Demir ile anne babasının evlatlık edindiği diğer kişilerin çocuklarının da Atatürk’e mirasçı olduğunu vurguladı. Tacinur Demir bu defa Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne 19 Mayıs 2019 günü saat 19.19’da yeni bir dava açarak, Atatürk’ün bırakmış olduğu 5 Eylül 1938 tarihli şarta bağlı vasiyetnamesinin ihlal edildiğini, resmi mirasçı olarak vasiyetnamenin iptalini talep etti. CHP ile Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu davalı olarak yer aldı.

Atat%C3%BCrk%E2%80%99%C3%BCn%20miras%C3%A7%C4%B1s%C4%B1%20Tacinur%20Demir
Atatürk’ün mirasçısı Tacinur Demir

‘AZİZ HATIRASINA ALENEN İHANET’

Demir’in avukatı aracılığıyla mahkemeye sunduğu dava dilekçesinde, CHP’nin Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının ardından vasiyetnamedeki şartları hiçe saydığı, kötü niyetli bir şekilde kanuna ve usule uymadan ihlal ettiği ileri sürüldü. Vasiyetnamede, Makbule Atadan’ın ölünceye kadar Çankaya’da oturduğu evin emrinde kalacağının belirtilmesine rağmen CHP’nin, Atadan henüz ölmeden “Camlı Köşk” olarak bilinen evi aldığı ve tamamen uhdesine geçirdiği bu evi Hazine'ye sattığı belirtildi. CHP’nin bu yerin intifa hakkının bedelinin Atatürk’ün kız kardeşi Atadan’a ödenip ödenmediğinin çelişkili olduğu aktarıldı. Ayrıca Çankaya’daki diğer gayrimenkullerin de şaibeli ve usulsüz şekilde satıldığı kaydedildi. CHP’nin sadece vasiyeti tenfiz memuru (vasiyeti yerine getirme görevlisi) olduğuna dikkat çekilen dilekçede, “CHP kendisine tanınan Çankaya’daki gayrimenkuller üzerindeki intifa hakkını vatanın ve milletin bekasını düşünmeksizin kendi çıkarları doğrultusunda kullanarak Atatürk’ün aziz hatırasına alenen ihanet etmiştir” denildi.

İHTİYATİ TEDBİR TALEBİ REDDEDİLDİ

Reklamdan sonra devam ediyor 

Dilekçenin sonuç bölümünde, “Vasiyetnamenin kapsamında yer alan menkul, hisse senetleri ve gayrimenkullerin tespit edilerek müvekkile intikalinin gerçekleştirilmesini, intikali mümkün olmayan ve hukuk ve yasalara aykırı olarak davalı Cumhuriyet Halk Partisi tarafından satışı yapılan menkul, hisse senedi ve gayrimenkullerin değerinin günümüz rayiç bedeli tespit edilerek bu bedel üzerinden müvekkile payı oranında ödenmesini talep ederiz” ifadelerine yer verilerek, Atatürk tarafından bırakılan vasiyetnamenin de iptali talep edildi. Davacı Tacinur Demir ayrıca, CHP’nin dava sürecinde mal kaçırma saiki gütmesi halinde telafisi güç ve imkansız zararların ortaya çıkabileceğini, bu nedenle de CHP’ye ait mallara ihtiyati tedbir kararı uygulanmasını istedi. Davayı kabul edip ilk duruşmada söz konusu talebi karara bağlayan Asliye Hukuk Mahkemesi, Demir’in ihtiyati tedbir kararını reddetti.

'ŞARTLI VASİYETİ ALENEN İHLAL'

Dilekçede, CHP’nin Atatürk’ün İş Bankası’ndaki hisselerinin neması üzerinde de hak iddia ettiği belirtildi. CHP’nin, nemanın vasiyet alacaklısı durumunda olan Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu’na ödenmesinde sık sık sorun çıkardığı iddia edildi. 1966 yılında başlayan tartışmalar üzerine Türk Dil Kurumu’nun konuyu yargıya taşıdığı ve CHP’nin davayı kaybettiği ifade edildi. Dilekçeye göre CHP, 1970 yılında ise Türk Tarihi Kurumu ile Türk Dil Kurumu’nun Atatürk’ün kurumu olmaktan çıktığı iddiasıyla yargıya başvurdu ve Atatürk’ün hisse senetleri gelirinin 7/8’inin kendisine verilmesini talep etti. Ancak yargı, söz konusu hisse senetlerinin gelirinin kurumlara ait olduğunu karar altına aldı. CHP, 1977 ve 1978 yıllarında da aynı taleple yargıya başvurdu ancak yine istediği karar yargıdan çıkmadı. CHP son olanak 1993’te Atütürk’ün hisselerinden elde edilen gelirlerin kurumlarına verilmesini engelleyince taraflar yine davalık oldu. Mahkeme, İş Bankası’ndaki Atatürk hisselerinin kurumlara verilmesine karar verdi. Karar Yargıtay tarafından onandı. Dilekçede, ‘vasiyeti tenfiz memuru’ görevinde olan CHP’nin bu şekilde Atatürk’ün şartlı vasiyetini alenen ihlal ettiği vurgulandı.

Kaynak: Yenişafak