Sabah Gazetesi yazarı Dilek Güngör, bugünkü köşe yazısında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde ikinci adamlığa getirilen Can Akın Çağlar hakkında çarpıcı bilgiler aktardı. Güngör, yazısında "Biliyorsunuz, o dönemde Ali Babacan'ın prenslerinden olan Can Akın Çağlar, Ziraat Bankası Genel Müdürü iken banka tarihine kara leke olarak çalınan bir krediye imza attı. İstanbul Bayrampaşa'da şaşalı açılış yapan Ora AVM'ye 270 milyon euro kredi verdi. Öngörüsüzlük bu ya, AVM açılamadan battı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu murakıpları o dönemde bankayı denetledi. Dikkatinizi çekerim, denetim dairesinin başında FETÖ'nün BDDKimamı Ozan Cangürel varken, Çağlar ve yönetimi nasıl olduysa (!) suçsuz bulundu." ifadelerine yer verdi.
İşte Sabah Gazetesi yazarı Dilek Güngör'ün çarpıcı köşe yazısı:
Bir süredir yazacaktım, araya başka işler girdiği için ertelemek durumunda kaldım. Dün fırsatı buldum. Malumunuz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde (İBB) ikinci adamlığa benim de Ankara'da gazetecilik yaptığım yıllarda yakından bildiğim eski bankacı Can Akın Çağlar oturtuldu. Ziraat BankasıGenel Müdürlüğü döneminde Çağlar'ı Ora AVM ve Dursun Akdağ kredileri nedeniyle topa tutan, istifasını isteyen CHP'liler bir anda sus pus oldu. 'Kapayın çenenizi' denilmiş olacak ki, Çağlar'ı aklamaya çalıştılar. Onlar çenelerini kapatadursun. Ben iyi bildiğim konuyla ilgili izninizle birkaç kelam edeyim.
***
Biliyorsunuz, o dönemde Ali Babacan'ın prenslerinden olan Can Akın Çağlar, Ziraat Bankası Genel Müdürü iken banka tarihine kara leke olarak çalınan bir krediye imza attı. İstanbul Bayrampaşa'da şaşalı açılış yapan Ora AVM'ye 270 milyon euro kredi verdi. Öngörüsüzlük bu ya, AVM açılamadan battı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu murakıpları o dönemde bankayı denetledi. Dikkatinizi çekerim, denetim dairesinin başında FETÖ'nün BDDK imamı Ozan Cangürel varken, Çağlar ve yönetimi nasıl olduysa (!) suçsuz bulundu. Sonra hatta Çağlar BDDK'da ikinci başkanlığa kadar getirtildi. Arkasından Dursun Akdağ'a verilen usulsüz krediler patladı. Hayvancılık işi yapan Akdağ'ın 6 şirketine devlet sübvansiyonlu krediler dağıtıldı. Hatta daha şirketler kurulmadan neredeyse kredileri çıkarıldı. Sonra o kredilerin üzerine de soğuk su içildi. Olan devletin bankasına oldu.
***
Peki Çağlar'ın devlete zararı bununla mı kaldı, derseniz.
'Hayır' tabii ki…
Niye mi?