CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski genel başkanlarla Ankara’da buluştu. Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın'ın katıldığı zirvede, CHP’den ayrılıp parti kurması beklenen İnce'nin durumu masaya yatırıldı. 1,5 saat kadar süre toplantıda CHP’nin iki eski ismi “İnce ile görüşmekte fayda var" mesajı verirken Kılıçdaroğlu cephesinden bu mesaja net bir olumlu cevap gelmedi. Sözcü’den Başak Kaya, Kılıçdaroğlu’nun  “Bugüne kadar kim benden randevu istemişte alamamış, randevu alsın, benim için bir sorun yok” cevabını verdiğini belirtirken Hürriyet’ten Abdülkadir Selvi de KılıçdaroğluÇetinKarayalçın buluşmasını köşesine taşıdı. Selvi, görüşmeyi ve detayları yorumladığı yazısında “Tablo pek umut verici değil” demekten de geri kalmadı. 

İşte Abdülkadir Selvi’nin o yazısı:

Çetin ve Karayalçın dün, Kılıçdaroğlu’yla görüştü. Kılıçdaroğlu, İnce’nin parti kurmayacağını beyan ettiğini belirterek “Partili gibi davranmasını bekliyorum” dedi.

Muharrem İnce’nin yeni bir parti kuracağı ortaya çıkınca CHP’nin eski genel başkanları Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın, CHP’nin bölünmesini önlemek üzere harekete geçtiler. Bence de tarihi misyonlarına uygun hareket ettiler. Hikmet Çetin, gazeteci İsmail Saymaz’a “Hangi gerekçe olursa olsun, kimseye ayrı parti kurma hakkı vermez. CHP hepimizin evidir. İnce’nin de evidir” demişti.

Çetin ve Karayalçın dün Kılıçdaroğlu ile CHP Genel Merkezi’nde 1.5 saat süren bir görüşme yaptılar. Elbette ki görüşmenin içeriğine ilişkin açıklama yapmadılar. Ama edindiğim izlenim, görüşmeden umutlu ayrılmadıkları yönündeydi. Ancak temaslarının süreceğini söylediler. Muharrem İnce ile bir temasları oldu mu? Bu yazıyı yazdığım sıralarda henüz bir irtibat kurulmamıştı. Yani ne Muharrem İnce onlarla irtibat kurmuştu ne de onlar Muharrem İnce’yi aramıştı. Bu durum dahi Muharrem İnce’nin artık kendisine, “Partiden ayrılma” denilmesini istemediği şeklinde yorumlanabilir.

ADIM ATMASINI İSTEDİLER

Kılıçdaroğlu ile görüşmede beklendiği gibi eski genel başkanlar daha çok konuşmuş. Muharrem İnce’nin ayrılmasının CHP’ye de İnce’ye de zarar vereceğini savunmuşlar. CHP tabanının bundan çok rahatsız olduğunu ifade etmişler. Tabanın baskısı üzerine bölünmeyi önlemek amacıyla harekete geçmeyi kendilerine misyon edindikleri  söyleniyor. Geçmişte yaşanan bölünmelerin solun toparlanmasına verdiği zararları hatırlatmışlar. Yerel seçimlerde yakalanan ivmenin sürdürülmesinin ilk kez iktidar umudunu yeşerttiğini ifade etmişler. Kılıçdaroğlu’ndan partinin lideri olarak adım atmasını istemişler.

KILIÇDAROĞLU’NUN TAVRI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ise partinin kurallarının önemli olduğunu belirterek, Muharrem İnce için bu kuralları çiğneyemeyeceğini ifade ettiği söyleniyor. Kılıçdaroğlu’nun, İnce’nin parti kurmayacağını beyan ettiğini belirterek, “Partili gibi davranmasını bekliyorum” dediği ifade edildi. İnce’nin  düzenleyeceği basın toplantısını kast ederek, “Bir konuşsun bakalım, ne diyecek. Ona göre yeniden değerlendiririz" dediği söyleniyor. Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın temaslarını sürdürecek. CHP’nin bölünmemesi için her iki tarafın da siyasetin saygın bu iki ismine kulak vermesinde yarar var. Ama tablo pek umut verici değil.

MUHARREM İNCE’NİN DE HATALARI OLDU

Bu süreçte Muharrem İnce’nin de hataları oldu. Seçim gecesi yaşananlar bir felaketti. İnce o geceyi yönetemedi. Ama asıl ipler nerede koptu? Kılıçdaroğlu eşiyle birlikte yemeğe davet etmişti. Eşlerin bulunduğu yemek masasında Muharrem İnce’nin, Kılıçdaroğlu’na, “Sen çekil. Doğal lider ol” demesi yanlıştı. Bunun basına açıklaması ise ikinci yanlış oldu. Kılıçdaroğlu bunu hiçbir zaman affetmedi.

KILIÇDAROĞLU’NUN YAKLAŞIMI

Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce’yle ilgili gelişmeler karşısında susmayı tercih etti. Kurultaydan sonraki ilk Parti Meclisi toplantısındaki “Bizi bölmek, parçalamak isteyecekler. Ama hiç kimsenin unutmaması gereken bir şey var. CHP, Türkiye Cumhuriyeti’nin kalesidir” sözleri ise İnce’ye mesaj olarak değerlendirildi. Hem Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından, hem Çetin ve Karayalçın ile yaptığı görüşmeden çıkardığım sonuç: Kılıçdaroğlu, İnce’nin ayrılmasını kabullenmiş durumda. Bunu CHP’yi parçalamak olarak tanımlayacağı, ama İnce’nin istifa etmemesi için bir hamle yapmayacağı anlaşılıyor. CHP göz göre göre bölünmeye doğru gidiyor. Peki bu durumda Kılıçdaroğlu’nun hiç sorumluluğu yok mu? Eğer CHP bir kaleyse o kalenin komutanı Kılıçdaroğlu değil mi?

GÜVEN PARTİSİ VE DSP

CHP uzun siyasi yaşamında Turhan Feyzioğlu’nun kurduğu Güven Partisi ile bir bölünme yaşadı. Ecevit ise 12 Eylül’den sonra DSP’yi kurarak yoluna devam etti. Ama bu durum CHP’ye pahalıya mal oldu. Ecevit’li DSP’nin girdiği her seçimde hüsranı yaşadı. Ta ki Ecevit, siyaset sahnesinden çekildikten sonra CHP solun tek adresi olabildi. CHP şimdi üçüncü kez bir bölünme ile karşı karşıya. Bu durum 2023 seçimlerinde CHP’ye pahalıya mal olabilir. O nedenle CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na büyük bir görev düşüyor.

DEMİREL VE DP ÖRNEĞİ

Bir örnek de merkez sağdan. Demirel’in yakın kurmaylarından Nahit Menteşe’ye sormuştum AP’den kopan bir grubun Demokratik Parti’yi kurma sürecini. “İki grup oluşmuş, bir kısmı AP’den ayrılıp yeni parti kurmayı tartışıyor, diğer grup ise içeride kalıp mücadele etmeyi savunuyor. İkinci gruptan, ‘Eğer Başbakan toplantıya gelir, arkadaşları ikna ederse bölünme olmayabilir. Süleyman Bey gelmezse bölünme kaçınılmaz’ diye bir haber geldi. Süleyman Bey Meclis’te. ‘Ne yapalım’ diye bir değerlendirme oldu. Başbakan doğruldu. ‘Hadi gidiyoruz. Arkadaşlarla konuşalım’ dedi. Bunun üzerine bazı arkadaşlar, ‘Efendim bizim cesedimizi çiğnemeden gidemezseniz. Başbakan olarak onların ayağına gitmeniz doğru olmaz. Onları güçlendirir’ diye ısrar ettiler. Bunun üzerine Süleyman Bey gitmedi. Bir süre sonra AP’den istifalar başladı.”

Demirel’in “Geçmişte en büyük hatam, bir kısım arkadaşlarımın AP’den kopmalarını ve Demokratik Parti’yi kurmalarını engelleyememiş olmamdır” dediği olaydan söz ediyorum. AP o tarihten sonra bir daha tek başına iktidar olamadı.