Muharrem Sarıkaya farklı gazetelerde görevini ifa eden bir Türk gazeteci. Habertürk gazetesi Ankara temsilcisi. Amy Austin Holmes ise ABD’li bir akademisyen, sosyolog ve Suriye devletinin, “ABD’nin taşeron terörist örgütü” olarak kabul edip ilan ettiği PKK/YPG’nin kontrolünde olan Suriye Demokratik Güçlerinin (SDG) siyasi propaganda uzmanı. İki ismin başlıkta yan yana anılması aralarında ortak bir paydanın olmasıdır. Dostluklarına veya yoldaşlıklarına vurgu değildir. Muharrem Sarıkaya’nın bu şahısla benzer ideolojik ve siyasi kaygıları taşıdığını da sanmıyorum. Tanışmıyor bile olabilirler. Ortak paydaları CHP’nin İstanbul’da düzenlediği ve benim de gözlemci olarak davetli olduğum Suriye konulu uluslararası toplantı ve panellerle ilgilidir.

BİLGİLER EKSİK VE YANLIŞ

Sayın Sarıkaya, iki gün önce ‘CHP’nin Şam Konuklarına Dış İşlerinden Vize Vetosu’ başlığıyla bir yazı kaleme aldı. Yazıda Şam’dan davet edilen heyetin hangi sebeplerle toplantıya katılmadığı hakkında kendisine verilen bilgiler eksik ve doğru değildir. Ayrıca 20 senedir tanıdığım Halaf ElMuftah Esad’ın başdanışmanı değildir. Böyle bir resmi sıfatı da yoktur. Katılacak heyetin ilk isim listesinde yer alan Dr. Bessam Abu Abdullah’a 20 Eylül’de, “Vizeniz LübnanBeyrut Türkiye Büyükelçiliğinde. 24 Eylül’de Beyrut’a giderek vizenizi alabilirsiniz” denilmişti. 23 Eylül’de kendisine isminin listede olmadığını zira kendisine “güvenlik kaygıları veya Anayasa Komisyonunda yer aldığı için vize verilmediği” söylendi.

AYDINLIK YAZARI DR. BESSAM’I İSTEMEYENLER KİMLER?

Halbuki Dr. Bessam anayasa komisyonu üyesi değildir. Ayrıca Dr. Bessam için söz konusu olan güvenlik kaygısı “Esad’ın başdanışmanı” olduğu iddia edilen Halaf ElMuftah için geçerli değil midir? Kaldı ki, Muharrem Sarıkaya’nın “Dışişleri Bakanlığı vize vermedi” dediği Dr. Bessam’ın vizesi Beyrut Büyükelçiliğine gönderilmiş. Vize onayı çıkan Dr. Bessam Bey’in vizesi daha sonra iptal mi edildi? Yoksa CHP’de bazı isimler ve Şam ile bağlantıyı sağlayanlar mı SuriyeTürkiye dostluğuna çok önemli hizmetleri ve katkıları olan Türkiye uzmanı, Esad’ın fikirlerine itimat ettiği Aydınlık gazetesi yazarı Dr. Bessam’ın son dakika kararı ile gelmesini istemediler? Muharrem Bey’in araştırması gereken sorular bunlardır. Yani “istenmeyen kişi” Halaf ElMuftah değil Dr. Bessam Abu Abdullah’tır. Dr. Bessam’ın maruz kaldığı bu muamele sebebiyle yeni isimler önerilmemiş aksine tüm heyetin ziyareti iptal edilmiştir. Dışişleri Bakanlığımız da konu hakkında kamuoyunu bilgilendirmeli ve iddialara cevap vermelidir.

PYD/PKK’NIN TEMSİLCİSİ TOPLANTIDA

Sayın Sarıkaya, toplantıya PYD/PKK’yı temsilen kimsenin davet edilmediğini iddia etmişti. Sayın Kılıçdaroğlu da bu örgütten kimsenin davet edilmeyeceğini duyurmuştu. Tabiatı gereği, zaten Türkiye’nin terör listesinde olan ve kamuoyunun tepkisine sebebiyet verecek böyle bir davetin yapılması akla ziyan olurdu. Malum örgüt de İstanbul’a bir temsilci veya onun adına toplantıya hitap edecek resmi bir konuşmacı gönderecek kadar da akılsız değil. Propagandası ve reklamını yapacak konuşmacılar varken ne bir davete ne de temsil edilmeye ihtiyacı var. Bu görevi onların adına en bariz yerine getiren şahıs ABD’li Amy Austin Holmes.

Bayan Holmes, ABD Başkanı Wilson Merkezi OrtaDoğu Programında Akademi Üyesi. ABD, Mısır, Bahreyn, Yemen, Suriye (ABD işgali altındaki Fırat’ın Doğusu) ve Türkiye arasında mekik dokuyor. Kahire Amerikan Üniversitesi’ne akademisyen olduğu yazılı ancak derslerinden ziyade bölgenin en hassas noktaları arasında mekik dokuyor. Bir saha araştırmacısı olabilir. Akademik çalışmalarını bu şekilde zenginleştiren bir uzman olabilir. ABD ile bağlantılı resmi görevli veya bu devletin Sivil Toplum Kuruluşları örtüsü altında faaliyet yürüten Örümcek Ağları kuruluşlarda görevli olmayabilir. Ancak açıklamalarına, mesajlarına, tvitlerine, fotoğraflarına ve yayınladığı raporlara baktığımızda bir akademisyen veya gazeteciden ziyade görevli politikacı olduğunu görüyoruz. 23 Mart 2019’da ABD işgali altındaki bölgeyi ziyaret etmiş ve bolca PYD/PKK propagandası yapmıştı. Attığı tvitte, “SDG, ABD’nin gerçek müttefikidir” mesajını paylaşmıştı.

SURİYE KONUSUNDA MUHATAPLAR YOK

Toplantının organizasyondan sorumlusu olan Ünal Çeviköz ve Veli Ağbaba, PYD/PKK’nın propagandası ve reklamından sorumlu olan bu kişinin toplantıya davet edilmesinin hikmetini kamuoyu ile paylaşmalıdırlar. Ayrıca CHP adına TBMM’de Suriye üzerine en çok söz alan, Suriye söz konusu olduğunda birinci derecede muhatap olan Hatay vilayetimizin Vekili Sayın Serkan Topal’ın organizasyonda ismi geçmedi. Panellerde oturum başkanlığı yapmadı. Konuşmacı değildi. En çok etkilenen ve ABD’nin açmak istediği malum koridorun olmazsa olmazı olan Hatay vilayetimizin vekillerinin bu toplantıda ve organizasyonda olmamaları düşündürücüdür.

CHP’nin Suriye toplantısından ve davetlerden sorumlu olan Genel Başkan yardımcıları Sayın Veli Ağbaba ve Sayın Ünal Çeviköz, Şam’da çeyrek asırdır yaşadığımı, binlerce öğrenci yetiştirdiğimi, Türkiye ve Suriye’nin en zirve devlet erkânına, her iki ülkenin askeri ve güvenlik heyetlerine tercümanlık yaptığımı, bölgenin ilk ve en etkili SuriyeTürkiye Dostluk Hareketinin başkanı olduğumu, Şam Üniversitesi bünyesinde 2004’te açtığımız Türkçe Öğretim Merkezi’nin kuruluşuna öncülük ettiğimi, Avrupa ve Amerika kıtasında ömür tükettiğimi, ABD ve Dünya Çağdaş Olaylar Tarihi okuttuğumu, CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu ile görüşmemizde kendisine Suriye Tarihi ve Savaşı üzerine kapsamlı ve objektif bir sunum yaptığımı bilmiyor olmalılar. Suriye üzerine yeterince bilgili olmadığımı düşünmüşler ki konuşmacı olarak çağrılmadım.

Milletimizin ulvi menfaati dışında bir amaç edinmedik. Siyasi ve maddi çıkar uğruna ilkelerimizden taviz vermedik. Bu sebeple solakların, dinidarların, işbirlikçilerin ve sığcıların fitne ve iftiralarına maruz kaldık. Oysaki her vicdanlı ve namuslu kişi bilir ki akademik, siyasi ve gazeteci hayatımızda yıllarca verdiğimiz mücadelenin tek gayesi emperyalizm, siyonizm ve vahhabizme karşı başta Türkiye ve Suriye dostluğunun daim ve baki kalması ile bölge halklarının kardeşliği, huzuru ve güç birliğidir.

EMPERYALİZM TAŞERONLARININ CHP İLGİSİ

Demokrasi, özgürlük ve adalet düşmanı emperyalizmin başta Türkiye ve Orta Doğu için tasarladığı projelerin önündeki en büyük engellerden birisi milliyetçi, cumhuriyetçi, halkçı, devrimci, laik ve devletçi kıssadan hisse Atatürkçü CHP’dir. Bunu bilen emperyalist devletler ve onların projelerinde taşeron olanlar CHP’yi kullanmak, suistimal ve istismar etmek için yoğun bir çaba içindedir. Olmaması da düşünülemez.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun efendiliği malumumuz. Milli olduğuna olan inancımız baki. CHP’nin Türkiye’nin terör listesinde olan, ABD işgalinin taşeron örgütü ve Türkiye’deki destekçileri ile meşru Şam hükümetinin “Suriye’yi bölen vatan haini ve terörist” olarak kabul ettiği örgütlerin propagandası ve reklamını yapanların CHP’yi kalkan olarak kullanmasına izin vermemeli.


Aydınlık