- Nasıl geçti 2021 yılı?
Emperyalizme karşı mücadelede başarılı bir yıl geçirdik. Ama tabii ki biriken sorunları aşmak kolay olmuyor. Halkımızın sırtındaki ekonomik yükler arttı. Geçim sıkıntısı sebebiyle mutsuzluk hissettiren bir yıl oldu. Ama iyi günler için önemli adımların atıldığı bir yıl oldu.
- 2022 yılından ne bekliyorsunuz?
Ülkemizin siyasi ve ekonomik bağımsızlığı ve birliği açısından daha esaslı adımların atılması gerekir. Biz ilkokulda okuduğumuz zaman ABD ‘hür dünya, çoğulcu demokrasi’ kelimeleriyle öğretilirdi. Şimdi şu gerçeği görüyoruz. ABD yakıyor, yıkıyor. ABD’nin dolduruşuna gelenler kendi liderlerini aramaya başladı. Irak’ta Saddam aranıyor, Libya’da Kaddafi aranıyor. ABD’nin maskesi düştü. 2022’de bu maske iyice düşecek.
- Türk Lirası'nı koruma hamleleri nasıl yankı buldu çevrenizde?
Devlet halkına bir sigorta verdi. Faiz cahillerinin yorumlarına bakanlar hala çok. Faiz faizden para kazanmaktır. Burada öyle bir durum yok. Devlet senin kazancını muhafaza edeceğim diyerek garanti veriyor ve kendi para birimini korumaya çalışıyor. Bu önemli bir adım.
- Halk Tv Ak Partililerin vurgun için bunu yaptığı yayınını yapıyor.
Şöyle düşünelim. Elinde doları bulunduran gerçek kişi, tüzel kişi, banka kimse 18 liradan 13 liraya düştü. Yani netice olarak dolarla alışveriş yapan herkesin değerlerinde bir düşüş oldu. Ama dövize spekülasyon yapamayan emekçiler için de iyi bir gelişme oldu. Maliyetin düşmesi bakımından. Dolayısıyla önce boş yere paradaki 15 liradan aldı da 18’e çıktı kazandı. Şimdi o kazanç gitti zaten bunu tartışmanın bir alemi yok ki. Şimdi gerçek olan 18 bin liralık bir değer 13 bin liraya düştü 5 lira düştü. Herkes için düştü.
- ‘Millet kefen parasını kaybetti’ diyenler bile çıktı…
Amerika’nın dolarıyla kefen almak için dolar saklanır mı? Bizim Ulusal Kanal’da Masum Türker de böyle bir şey söyledi. Müslüman olmayan ülkenin parasını alacaksın, o parayla kefen alacaklar sen de cennete gideceksin böyle bir şey yani, bari kefen parası diye bir şey koyma... Dövizin inmesinden herkesin mutlu olması lazım. Neticede uzun dönemde faiz de indi. Ha bir şey daha; Hani faiz düşünce döviz yükseliyordu? Hem döviz düştü hem de faiz düştü. Faiz düşmesiyle, insanın fabrika kurması yatırım yapması, üretim yapması, istihdam artırması 23 sene sonra ancak kendini hissettirebilen bir olaydır… Tartışılacaksa bunlar tartışalım. Yani sanayiyi nasıl teşvik edebiliriz? Belediye işlemlerini nasıl kısaltabiliriz? Turizm Bakanlığı işlemlerini nasıl kısaltabiliriz? Çevre Bakanlığı işlerini nasıl hızlandırabiliriz? 3’ü aynı zamanda yapılamaz mı? Mevzuatta genel yönetim mevzuatlarında önemli değişikliklere ihtiyaç var. Gençliğin gücünü ekonomiye nasıl dahil ederiz. Umarım bu işler tartışılır.
- Hacettepe Üniversitesi’nde bu değindiğiniz konuyu da içeren önemli bir tartışma yapıldı geçen hafta. Türkiye Gençlik Birliği ve üniversite öğrenci toplulukları ‘Çalışan Gençlik, Üreten Türkiye Kurultayı’ düzenledi. Etkinliği izlediniz mi?
İzledim. Çok hoşuma gitti. Bizim zamanımızda hiç yapılamamış bir şeydi. Baya da kalabalık oldu. Konuşmalar iyiydi. Gelecek için iyimser olmamın bir nedeni de gençler. İzlerken aklıma bir şey geldi. İzmir işgal edildiği zaman İstanbul Darülfünun’da miting düzenleniyor. Sultan Ahmet mitingi. Halide Edip’in konuşmasını herkes bilir. Çok coşkulu bir konuşma. Fakat o mitingi düzenleyen üniversite öğrencisi bir kız var, Şuküfe Nihal Başar, pek bilinmez. Faruk Nafiz Çamlıbel bu kişiye aşık olmuş. Evlenememişler, öyle bilinir. Ercan Dolapçı’ya buradan bir selam gönderelim. Belki Başar’ı anlatan bir yazı yazar. Aydınlık böyle önemli isimleri hep göz önüne getiriyor. Başar için de bekliyoruz.
- Son günlere bazı İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) çalışanlarının terörle ilişkisine dair yayınlanan iddianame damga vurdu. Savcılık belediye olanaklarının PKK’ya aktarıldığını saptamış. Buna rağmen Ekrem İmamoğlu’na haksızlık yapıldığını iddia edenler de var. İmamoğlu’na haksızlık mı yapılıyor?
İmamoğlu zaten PKK’nın siyasi partisine sürekli göz kırpıyordu. Yaşananlar bu çizginin doğal sonucu. “Her şey çok güzel olacak”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “İzmir'in dağlarında çiçekler açar” de, ondan sonra da PKK’nın din alimleri cemiyetiyle pazarlığa otur… İddianame kabul edildi ayrıca. Oradaki bilgilere yanıt var mı? Yok. Yanıtınız varsa açıklayın. Aydınlık’ta yazdınız 100 tane imam özel görevlendirilmiş CHP’ye çalışması için. Seçmen de Atatürkçülük geliyor zannediyor. Din alimleri gelmiş, protokol yapılmış, paralar akmış haberleri yok.