Rum yönetiminin Fatih Gemisi personeline tutuklama kararına sert tepki gösteren Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, 'Haydut devletin bu uygulamasına karşılık derhal 1, 4, 5, 6 ve 7 numaralı lisans sahalarından birisinde Yavuz gemisi ile fiili delme operasyonuna başlanmalıdır' dedi.

Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, Türkiye'nin karar karşısında atması gereken adımları Aydınlık'a anlattı. Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasının net olduğunu ancak tedbirleri gözden geçirmek gerektiğini belirten Gürdeniz, “Öncelikle GKRY’nin bu kararı geri alması sağlanmalıdır” dedi.

Türkiye’nin MEB sahası sınırlarını ilan gerekliliğinin yeniden kendini gösterdiğini belirten Gürdeniz “Dışişleri Bakanlığımız ivedilikle Doğu Akdeniz MEB sınırlarımızı ilan etmelidir” ifadelerini kullandı.

'ÜLKELER ARASI SORUN KİŞİLERE YANSIMAZ'

Kararın uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Gürdeniz “Bir defa iki devlet arasındaki siyasi ve hukuki bir sorun, özel kişiler üzerine sorumluluk doğurmaz. Zira GKRY bu tutuklama kararını iç hukuk düzenlemesine yani deniz yetki alanları kanununa göre yapmaktadır. Halbuki sorun Türkiye ile GKRY'nin karşılıklı tanımadıkları kıta sahanlığı/MEB alanları üzerindedir. Bu durumda sorun ancak, karşılıklı görüşmeler, uluslararası Adalet Divanı veya hakem mahkemesi yolu ile çözülebilecek karakterdedir.”

'GEMİNİN DOKUNULMAZLIĞI VAR'

Fatih Gemisi'nin devlet gemisi statüsünde olduğuna dikkat çeken Gürdeniz “Savaş gemileri gibi dokunulmazlıkları vardır. Gemi devlet adına görev yapmaktadır. Bu gemi personelinin GKRY iç hukuku çerçevesinde tutuklanması Türkiye Cumhuriyetinin asla kabul edebileceği bir durum değildir. Sonuçları çok ağır olur” ifadelerini kullandı. Gürdeniz, GKRY'nin hukuku hiçe sayarak tutuklama kararı alması halinde önerilerini şöyle sıraladı:

Reklamdan sonra devam ediyor 

Türkiye, AB ülkesi ile her türlü hukuki işbirliğini askıya almalı, olayı son derece büyük çapta protesto etmeli ve hatta büyükelçimizi geri çağırmalıdır.

KKTC, GKRY ile arasındaki sınır kapılarını tutuklama sona erene kadar kapatmalıdır.

Haydut devletin bu uygulamasına karşılık derhal 1,4,5,6 ve 7 numaralı lisans sahalarından birisinde Yavuz gemisi ile fiili delme operasyonuna başlanmalıdır. Bildiğiniz üzere bu sahalar Türk kıta sahanlığı ve sözde GKRY lisans sahaları ile çakışıyor.

Herhangi bir tutuklama gerçekleşirse Türk Boğazlarını transit geçişte kullanan GKRY bayraklı gemiler ile GKRY sahipli yabancı bayraklı gemiler için karşı tarafa bunun yansımaları olacağı hatırlatılmalıdır.

1987 yılından bu yana GKRY bayraklı gemiler Türk limanlarına girip çıkamıyor. 1997 yılından itibaren bu yasağa ilaveten, merkezi GKRY olan denizcilik firmalarına ait gemilerin bayrağı ne olursa olsun Türk limanlarından hizmet alması yasaklandı. Son olarak 26 Eylül 2017 tarih 74874 sayılı genelge ile söz konusu tedbirlere GKRY ile ilinti durumuna göre pek çok yasaklayıcı ilave yapıldı. Bu kapsamda halen sadece yatlar ve yolcu taşıyan gemilere izin veriliyor. Tutuklama olduğu takdirde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bu izinleri de derhal kaldırmalıdır.

KKTC Sahil Güvenliği GKRY ile yan sınırların oluştuğu toleranslı bölgelerde ya da özellikle Karpas güneyinde KKTC kara suları/kıta sahanlığı sınırları içine giren Rum balıkçıları tutuklamalıdır. Kısacası Türkiye’nin elinde GKRY nin yaptığı haydutluğa karşı kullanabileceği pek çok enstrüman vardır.