Devrimci ağabeyimiz, emekli Kurmay Albay Suphi Karaman’ın anısına…
Bundan 59 yıl önce Türkiye büyük bir devrim yaşadı. Meşruiyetini kaybetmiş Demokrat Parti iktidarı, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yıkıldı. Tarihimizin 150 yıllık kısa zaman diliminde dördüncü büyük devrim (1876, 1908, 1920, 1960) gerçekleşti.
"Ankara Radyosu saat 5.30'a doğru anons yapmaya, ihtilalin olduğunu halka bildirmeye başladı. Ve kıtalarla telefon temasları hemen kuruldu. İzmir'le temas kuruldu, oradaki komutana 'İhtilal oldu, bu ihtilalin başı Cemal Gürsel'dir. İzmir'de şu anda, derhal onun evinin etrafını çevirin, güvenlik altına alın ve kendisine duyurun' denildi. İstanbul'a açıyoruz haberi veriyor, oradaki arkadaşlarla irtibat kuruyoruz. Erzurum'a açıyoruz, Ragıp Gümüşpala Erzurum'da ordu komutanı. Onu ayarlamaya çalışıyoruz. Derken yarım içinde her tarafta irtibat ayarlandı. Bütün her yerde Silahlı Kuvvetler her yanda duruma egemen oldu."
Suphi Karaman ağabey o günü böyle anlatıyordu.
27 Mayıs Devrimi’nin önderlerinden, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suphi Karaman, Türkiye’nin yakın tarihinin devrimci kurucularındandır. Karaman’ı 15 Nisan 2004 günü yitirdik. Suphi ağabey ile 27 Mayıs 1960 Devrimi hakkında uzun uzun konuşabilme şansım oldu. Karaman’la yaptığımız söyleşilerden birinde soruyorum:
Ağabey 27 Mayıs’ın örgütlenmesi ne zaman başladı? 1954 seçimlerinden sonra Kasım ayında Tuzla’da iki yüzbaşının Uçaksavar Okulu’nda aldıkları kararla mı? 1955 Ekim ayında Harp Akademisi’ndeki örgütlenmeyle mi? Yoksa 1956 yılının ilk aylarında Ankara’da bir araya gelen dört kurmay subayla mı? Ya da 1956 yılının Temmuz ayında Beşiktaş İskele Gazinosu’nda büyük bir grup halinde toplanan subaylarla mı?
“Hiç birisi değil” diyor, Suphi Karaman. “Silahlı Kuvvetler'de 1955’lerden itibaren emirkomuta zincirinin dışında oluşumlar başladı. Bu oluşumları çok yakından izliyordum. Bunlar küçük gruplaşmalardı ve bir ihtilâl meydana getirebilecek boyutlarda değildi. Faaliyetler ve örgütlenmeler gevşekti, bir ihbarda ele verilecek yapıdaydılar, nitekim öyle oldu. Açığa çıkarıldılar. Bunun üzerine Silahlı Kuvvetler'de bu türlü hazırlıklar durdu.”
“19581959’lardan itibaren ordu içinde gizli örgütlenmeler yeniden başladı. Çeşitli gruplar oluştu ve grupların tümü, Demokrat Parti’nin baskı rejimine karşıydı.”
İLK GİZLİ TOPLANTI
27 Mayıs'ın ilk örgütlenmesi Mayıs 1959'da dört kişi ile başladı. Bunlar hiyerarşik sıra ile Kurmay Albay Osman Köksal, Kurmay Yarbay Sadi Koçaş, Kurmay Yarbay Sezai Okan ve Kurmay Binbaşı Suphi Karaman'dı.
Ankara'daki ilk gizli toplantı Sadi Koçaş'ın evinde yapıldı. Koçaş'ın kiracısı olduğu evin sahibi, daha sonra Komite'ye katılacak olan Kurmay Yarbay Sami Küçük'tü. Bir yıl sonra, 27 Mayıs Devrimi'ni gerçekleştirecek olan Komite'nin çekirdeğini bu isimler oluşturuyordu.
1959 yılının Eylül ayında ihtilalciler, dört kişiden oluşan çekirdek kadro, sekize çıktı. Komite'ye Kurmay Yarbay Alpaslan Türkeş, Kurmay Yarbay Orhan Kabibay, Kurmay Binbaşı Mustafa Kaplan ve kurmay olmayan fakat gözükara bir ihtilalci olan Yüzbaşı Rıfat Baykal dahil edildi.
Toplantılar Kurmay Binbaşı Mustafa Kaplan'ın Ankara Maltepe semtindeki evinde yapılıyordu. Bu arada Komite genişlemesini sürdürdü.
KOMİTE GENİŞLİYOR
Kurmay Binbaşı Vehbi Ersü, Kurmay Yarbay Rafet Aksoyoğlu, Kurmay Binbaşı Orhan Erkanlı… 1960 yılı Ocak ayının ortalarına doğru yurtdışı görevinden dönen Kurmay Yarbay Sami Küçük de Komite'ye dahil oldu.
Sonra Kurmay Albay Ekrem Acuner, Kurmay Albay Fikret Kuytak ve daha sonra Kurmay Albay Muzaffer Yurdakuler, Kurmay Binbaşı Kadri Kaplan, Tümgeneral Cemal Madanoğlu ve İstanbul'dan Kurmay Albay Mucip Ataklı ve Kurmay Binbaşı Ahmet Yıldız da gizli örgüte katıldılar.
'İHTİLAL BAŞLADI'
Harekâta katılmayı kabul eden Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cemal Gürsel’den ilk istenen, Osman Köksal’ın, Kara Kuvvetleri Personel Başkanlığı Erkan Şubesi Müdürlüğü’ne getirilmesi oldu. Erkan Şubesi çok önemli idi. Ordu içindeki kritik görevlere kimlerin atanacağına Erkan Şubesi karar veriyordu. Silahlı Kuvvetler içindeki bütün atamalar bu şube tarafından gerçekleştiriliyordu. Artık kilit mevkideki görevlere Kemalist subaylar getirilebilirdi.
Suphi Karaman o dönemde Diyarbakır’da 7. Kolordu Komutanlığı’na bağlı bir kıtada komutanlık yapmaktaydı. Sadi Koçaş, Köksal’ın Erkan Şubesi Müdürlüğü’ne getirildiği haberini bir şifreli mektupla Karaman’a haber verdi. Karaman, bunu duyduğunda sevincinden yerinden hopladı. “İhtilal başladı” diye düşündü.
Bu dönemde Osman Köksal, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanlığı’na atandı. Köksal’dan boşalan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Erkan Şubesi Müdürlüğü’ne de Suphi Karaman getirildi. Köksal zamanında yapılan “kilit yerlere ihtilalci tayinleri”, Karaman döneminde de sürdü.
VE DEVRİM
27 Mayıs 1960 sabahı saat 03.45’te Çankaya tepeleri gerisinde tanyeri ağarıyordu. Devrim, 10 dakika önce bir baskınla ele geçirilen Sıkıyönetim Karargâhı’ndan yönetilecekti. TBMM’nin Dikmen kapısının karşısında, şimdi Askeri Tarih ve Stratejik Etüdler Komutanlığı (ATESE) olarak kullanılan bina, o günlerde Sıkıyönetim Karargahı’ydı. Burayı teslim alan genç yarbay ise Suphi Karaman'dı. Devrimin parolası "İnkılâp", işareti "el kaldırma" idi.
ATAM İZİNDEYİZ
Son söz Karaman’ın: “6 Ocak 1961 günü Kurucu Meclis açılırken, öğleden evvel Milli Birlik Komitesi adına beş kişilik bir heyet Anıtkabir’e çiçek koydu. Heyetin en yüksek rütbelisi bendim. Heyet başkanı olarak Anıtkabir defterini imzalıyorum. Son cümlesi hatırımda: "Atam izindeyiz."
Aydınlık