Zamanımızda bulunması pek zor, karakter sağlamlığı, duruş üstünlüğü ile cesaret ve vefa sahipliğine örnek bir kardeşimi, dostumu, meslektaşımı, dava ve fikir arkadaşımı kaybetmenin birinci yıldönümünde bu satırları hüzün ve özlemle kaleme alıyorum.

Geçen sene kaybettiğimiz Soner Polat kardeşim ile dertleşme ve tartışma arzumu kelimelere sığdırmam olası değil. Dostunuzu zor zamanlarda tanırsınız. Bazen etrafınızda o zor anlarda kimse kalmaz. Soner, en yalnız kaldığım anlarda yanımda olan dert ortağı, akıl verici, tek kelime ile gerçek bir dosttu.

Asla korkmazdı. Hakikatlerden kaçmazdı. Gideceği limanı çok iyi bilen, mevkiini her zaman en hassas şekilde haritaya sabitleyebilen ve rüzgâr nereden eserse essin asla rotasından şaşmayan cesur bir yürekti.

Ergenekon ve Balyoz süreçlerinin rezil, karanlık ve ahlaksız günlerinde bugünün sahte Atatürkçüleri gibi değil, Kuvayı Milliye döneminin gerçek Kemalistleri gibi hareket etti. Düşmanlarına bile nezaket gösteren, her kelimesini özenle seçen ve diplomatça kullanan ancak savaş zamanı geldiğinde fedai ruhu ile en öne çıkabilen üstün bir şahsiyetti.  

Belagati, birikimi, liderliği ve stratejik dehası ile Vatan Partisi saflarında Türk siyasi hayatına nitelik katmış, tüm partilere örnek olmuş bir öncüydü. Günümüzün sahte kahramanlarına inat, 3,5 yıl hapis yattığı halde ödediği bedeli sorulduğunda bile söylemekten çekinen tevazu şampiyonu bir vatanseverdi.

Soner Polat daima savaştı. Asla boyun eğmedi. Fikir ve görüşlerini daima doğrudan, şark kurnazlığının sisli duvarları arasına sığınmadan, üst ve amirlerinin beklediği ve onları memnun edecek şekilde değil, hakikatleri rehber edinerek söyledi. Geldiği tüm makam ve rütbelere talihin gücü ile değil, bileğinin gücü ile geldi.

Engin bilgisi daima pusulası oldu. Gerçeği aradı. Ona erişmek için daima okudu. Tartıştı. Kafaları taktik seviyeye bile erişemeyenlere dahi usanmadan stratejik düzeyde vizyon anlatmaya çalıştı. Bilginin erdemle birleştiğinde en büyük güç olduğunu hem küçüklerine hem büyüklerine öğretti.

Umut saçmayı en kötümser koşullarda bile terk etmedi. 3 yıl önce Vatan Partisi kurultayında sesi titreyerek kalbinden okuduğu Nazım Hikmet’in aşağıdaki dizeleri gerçekte onu tarif ediyordu:

"Düşmezse düşmesin yakamızdan ölüm; bizim de üstümüze güneş doğacak gülüm.;

 Gülüşüne bir kurşun sıksa da ölüm; Unutma ki umuda kurşun işlemez gülüm."

Denize düştüğünüzde size can simidi atarak değil, suya atlayarak ve yüzerek yanınıza gelebilen fedai ruhlu seçkin yürekti. Onu seven dostu Mehmet Eyüp Kızılok ne de güzel tarif etmiş:

"Çok değerli bir komutan, iyi okuyan bir aydın, stratejik bir deha ve bunların üzerine müthiş bir hitabet ve belagat. Türkiye gerçek bir liderini farkına varamadan kaybetti. Mavi Vatanın Ay Yıldızlı Sancağa selam duran dalgaları, Soner Polatı anıyor."

Evet, Amiralimiz Mavi Vatan’ın halkın kalbinde yer etmesi ve büyümesine emsalsiz destek sundu. Mavi Vatan ile birlikte Cumhuriyet Donanmasının büyümesine en kapsamlı katkıları sağlayan vatansever kitlenin içinde şerefli yerini aldı.

Türkiye’nin başka boyut ve düzlemde yaşadığı farklı bir Kurtuluş Savaşının devam ettiği konjonktürde onu tasfiye ederek özgürlüğünü çalan cellatlar,  yaşamaya devam etseler de her gün yalnızlaşacaklardır. Yaşarken saklanan ve onursuzlaşanlara inat, o aramızdan ayrılırken bile devleşmiştir. Tarihin kayıtlarında hain olarak kaydedilen kirli isimler karanlıklara gömülürken, bu dönemin Soner gibi vatanseverleri, aydınlık ve onurlu sayfalarda sonsuza dek baş rol alacaklardır. Ne mutlu haysiyetiyle yaşayan ve doğru tarafta olan insanlara. Ne mutlu Mustafa Kemal Atatürk’ün gerçek fedailerine.

Hapiste yan yana geçirdiğimiz yıllar içinde hem Türkiye’nin genel jeopolitiği hem de Mavi Vatan jeopolitiğinin detaylarını onunla tartışabilme olanağım oldu. Mavi Vatan’ın, bölgedeki hegemonik güçlere bir meydan okuma tezi olduğunu ilk baştan itibaren anlayıp yanımızda yerini alan Soner Polat, vefatından kısa süre önce yazdığı Mavi Vatan İçin Jeopolitik Rota isimli kitabıyla bu sürece hasta yatağında bile destek verdi.   

Kitabının "Başlarken" bölümünde Soner Polat şöyle diyordu: "Türkiye’ye karşı Ege’nin kuzeyinden başlayan Doğu Akdeniz’in doğusuna kadar uzanan bir duvar örülüyor. Duvarın sağlam olması için Kıbrıs da planlamaların içinde!  Türkiye’nin adadan çıkarılması için Batı ülkeleri ortak bir stratejiyle ülkemize karşı tuzaklar kuruyor. Rakiplerimiz ülkemizi Anadolu’ya kilitleyerek denizlerle bağlantısını koparmak istiyor. Denizlerden uzaklaşan Türkiye, ayakta kalamaz. Hızlı bir çözülme sürecine girer."

Onu, 2 Ekim 2019 günü Zincirlikuyu’da Vatan Toprağının koynuna teslim ettik. Binlerce seveni onu toprak gemiye emanet etti.

Yazdığı 900’e yakın makale ve çoklu baskı yapan Türkiye için Jeopolitik Rota ve Mavi Vatan için Jeopolitik Rota gibi kitaplarında dile getirdiği fikir ve düşünceleri kamuoyunun milli menfaat uyanışını ateşlemiş, Türk jeopolitik tezlerine ışık tutmuştur. Ardındaki, yüzbinlerce genç Soner Polat’lar onun fikirlerini rehber edinmeye ve hayalindeki Mavi Vatanı ile bütünleşmiş Türkiye idealine sarsılmaz irade ve inanç ile ilerlemeye şüphesiz devam edecektir.

Söz veriyorum Soner’e, ‘’fikirlerini yayarak Türkiye için çizdiğin rotaya sadık kalacağız’’. Sonunda mutlaka kazanacağız.

Aramızdan ayrılışının birinci yıldönümünde eşi Sevgi ve ailesinin kıymetli fertleri ile Türkiye’deki ve yurt dışındaki vatansever dostlarına sabır ve başsağlığı diliyorum.


Silivri Cezaevi açık görüş sırasında Mayıs 2014

İlgili makale: Soner Polat vatanseverdir