İşte Tayiz'in Akşam gazetesindeki o yazısı:
"CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet'ten Mustafa Balbay'a konuştu. Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş için adaylık kapılarını kapatan Kılıçdaroğlu "Sayın Yavaş ve İmamoğlu'nun ismi öne çıkarılıyor ama İstanbul ve Ankara'nın yönetimini bırakamayız. Seçmenimize bunu anlatamayız" dedi.
Merak edilen konu ise "Millet ittifakı"nın cumhurbaşkanı adayının kim olacağı? Kemal Kılıçdaroğlu'nun tarifi şöyle: "Cumhurbaşkanı devlet deneyimi olan bir kişi olmalı, kritik bir süreci yönetecek."
Kendisinin devlet deneyimi yok. Devlet deneyimi olan sözde Akşener var. Ama Akşener'i bugüne kadar ne kendisi ne de başkası işaret etti. Kemal Kılıçdaroğlu'nun da "devlet deneyimi"nden kastı bir dönem içişleri bakanlığı yapan Akşener değil herhalde.
Adaylık konusunda akla daha önce Kemal Kılıçdaroğlu'nun teklif götürdüğü isim olan eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül geliyor.
Tarifler arasında "devlet deneyimi" olan tek kişi Abdullah Gül.
Ali Babacan da bu "devlet deneyimi" tarifini kendisine yakıştırıyordur muhakkak. "İkinci bir Macron neden olmasın" diye düşünüyordur, eminim.
Ama bu isimler hem CHP'yi hem "Millet ittifakı"nı daha baştan bölecek nitelikte. Gül'ün adaylığı CHP tabanında bile büyük gürültü koparmasını sağlar. Bu yüzden düşük bir ihtimal olarak değerlendiriyorum.
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'a kapılar tümden kapanırsa geriye ancak yeni bir "Ekmeleddin vakası" kalır ki, dönüp dolaşıp en sonda ibre yeni bir Ekmeleddin'de durabilir.
Kemal Kılıçdaroğlu, kendi ismini önde tutarak aklındaki adayın önünü açar tarzda hareket ediyor. İYİ Parti hem Kılıçdaroğlu ve Gül'ün hem Babacan'ın adaylığına karşı. Uzlaşmaları mümkün değil. Ekrem İmamoğlu'nu destekliyorlar. Mansur Yavaş'a da sıcak bakabilirler.
CHP'li yöneticiler üç yıldır "yeni bir Ekmeleddin vakası olmayacak" diye kendi seçmenine söz verip duruyor. Haliyle gözler Kemal Kılıçdaroğlu'nda; şapkadan tavşan çıkarabilir mi, merak ediliyor. Şimdi CHP'liler Kılıçdaroğlu'nun şapkasından ne çıkaracağına odaklanmış durumda. Fakat görünen muhalefetin şapkadan tavşan çıkarma ihtimali de yok; dağ fare doğuracak gibi..."