Dilimizdeki "Bulunmaz Hint kumaşı, kendini bulunmaz Hint kumaşı sanıyor" tabirlerinin önemli ve acıklı tarihi bir hikayesi vardır.
Hindistan'daki dokuma tezgahlarında asırlarca en kaliteli kumaşlar üretiliyordu.
Hindistan'ı Türklerin, Timur torunlarının sırayla yönettiği asırlar boyunca bu üretim devam etmişti.
18. Yüzyılın sonunda İngilizler Hindistanı işgal edip sömürgesi yapmaya başladıktan sonra durum değişti.
Hindistan'daki milyonlarca elle çalışan dokuma tezgahının kaderi, İngiltere'de Lancashire'da enerjiyle çalışan dokuma tezgahları nedeniyle tehlikeye girmeye başlamıştı.
Hindistan'ı sömürgeleştiren İngilizler, orada varolan yerli el dokumacılığını yok etmedikleri sürece, İngiliz fabrika kumaşlarına pazar açamayacaklarını anladılar.
Hindistan'daki yerli kumaş üretimini ve dokumacılığını yok etmek üzere Hindistan'lı dokumacıların BAŞ PARMAKLARINI KESEREK onları Hint kumaşı üretemez duruma düşürdüler. Böylecebulunmaz Hint kumaşı tarihe karıştı.
İngiliz emperyalistlerin 1760 'lı yıllarda gerçekleştirdikleri ve dünya durdukça unutulmayacak olan, Hintli dokumacılarını üretemez duruma sokmak için baş parmaklarını kesme vahşeti, dönemin İngiliz aydınları tarafından da desteklenmişti.
Baş parmağı kesilen dokumacı, düğüm atamıyor, işini yapamıyordu.
Böylece Hindistan'ın en önemli ekonomik faaliyeti durmuş, gelir kaynağı azalmış, vatandaşlarının kişilik, kimlik ve ulusal onur değerleri de kökten yok edilmişti.
Son iki yüz yıllık İngiliz siyaseti, Hindistan'ı böyle köleleştirirken:
aynı İngiliz'in işgaline karşı milli mücadele vererek bağımsızlığını kazanmış, İngiliz'i ve yardımcılarını ülkeden kovmuş olan Mustafa Kemal, Hindistan'ın bağımsızlık mücadelesi için de örnek olmuştur.
Hindistan ve Pakistan da Atatürk'ün bu büyük başarısını kurtarıcı örnek olarak görmüş, hiç yenilmeyen, karşı konulamayan İngiliz'in yenilebileceğini Mustafa Kemal'den görerek hürriyetlerine kavuşmuşlardır.
Yani Mustafa Kemal sadece Türkiye Cumhuriyetinin, sadece İslam dünyasının değil, ezilen sömürülen tüm toplumların kurtarıcısıdır. Yol göstericisidir.
İnsanlığın, uygarlıkların tarihteki en büyük düşmanı da İngiliz siyasetidir. Tarihin bu en hırsız, vicdansız, acımasız milleti bu çalıntı, kanlı servetlerle zenginlik kurmuştur.
Bu işgal ve soygun siyasetleri uygulayan devletler lanetlenemediği için, ileri uygar toplumlar sayılmış, bu nedenle de insanlığın başı beladan kurtulamamıştır.
Ne yazık ki, halen ülkemdeki pekçok en yetkili siyasetçi, din adamı, gazeteci, aydın, İngiliz kraliyet ailesi ve istihbatının emrinde siyaset yapmaktadırlar.
KENAN ÖZEK