TEVFİK KADAN
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in emri ile NATO'nun genişleme hamlesine karşı 24 Şubat'ta başlatılan Ukrayna'daki özel askeri operasyonda, 40'ncı gün geride kaldı. Kısa sürede Ukrayna'ya taleplerinin büyük bir bölümünü kabul ettiren Rusya, müzakerelere şans vermek için Kiev ve Çernigiv kentindeki askeri operasyonlarını durdurma kararı aldı. Rus askerlerin bölgeden çekilmesiyle birlikte de klasik Batı senaryoları devreye sokuldu. Putin'i “savaş suçlusu” ilan etmek amacıyla Bucha'da kurulan tezgah, Suriye sahasından oldukça tanıdık geliyor...
Önceki gün Kiev yakınlarındaki Bucha kasabasından gelen görüntüler dehşet vericiydi. Elleri arkadan bağlanmış onlarca kişinin cansız bedeni sokaklara saçılmış bir halde görüntülendi. Ukrayna uluslararası arenada “soykırım” çağrılarına başlarken, Birleşmiş Milletler (BM) de bağımsız soruşturma yürütülmesini istedi. Batı basını ile Türk basını görüntüleri gün boyu “Rusya katliam yaptı” diyerek servis etti. Sözde uzmanlar diğer kasabalarda daha kötü görüntüler olabileceğini iddia ederek eli yükseltti. Rusya'dan yapılan açıklamada ise katliam yalanı somut verilerle çürütüldü. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Rusya Savunma Bakanlığı, Kiev rejiminin suçlamalarını reddediyor. Bu yerleşimin Rus Silahlı Kuvvetlerinin kontrolü altında olduğu süre boyunca, tek bir bölge sakini herhangi bir şiddet eyleminden zarar görmedi. Aksine Rus askerleri Kiev yerleşim bölgesine 452 ton insani yardım ulaştırdı ve bunları sivillere dağıttı. Şehir, Rus ordusunun kontrolü altındayken kent sakinleri rahatça dolaşabildiler ve tüm kitle iletişim araçlarını kullanabildiler. Bucha kentinden çıkış engellenmedi. Tüm yerel sakinler, Belarus da dahil olmak üzere kuzey yönünde özgürce hareket edebildi.”
UKRAYNA GELDİKTEN 4 GÜN SONRA GÖRÜNTÜLER ÇIKTI
Açıklamada, önemli de bir ayrıntıya yer verildi. Rus ordusunun 30 Mart'ta Bucha kentinden çekildiği belirtilen açıklamada, “Rusya ile Ukrayna arasında Türkiye’de gerçekleştirilen yüz yüze görüşmelerin ertesi günü, 30 Mart’ta tüm Rus birliklerinin Bucha’dan tamamen çekildiğini özellikle belirtmek isteriz. Ayrıca, 31 Mart’ta Bucha şehrinin Belediye Başkanı Anatoly Fedoruk, video mesajında şehirde Rus ordusunun olmadığını doğruladı. Fakat sokaklarda elleri bağlı olarak vurulan yerel sakinlerden bahsetmedi. Bu nedenle, Bucha’daki tüm sözde 'suç kanıtlarının' Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU) memurları ve Ukrayna televizyonu temsilcilerinin şehre geldiği dördüncü günde ortaya çıkması şaşırtıcı değil.” denildi.
Aynı şekilde Ukrayna'daki bölgesel savunma güçlerinin liderlerinden Sergiy Korotkikh ve grubunun da 1 ve 2 Nisan tarihlerinde Bucha'nın ele geçirildiğine ilişkin fotoğraf ve videolar yayınladığı ortaya çıktı. Bu paylaşımlarda da herhangi bir 'katliamdan' bahsedilmiyor.
'CESETLER KATILAŞMAMIŞ KAN PIHTILAŞMAMIŞ'
Yine Rusya Savunma Bakanlığı açıklamasında, “En az dört gün sonra görüntüleri Kiev rejimi tarafından yayınlanan tüm insanların cesetlerinin katılaşmamış olması, kadavra lekelerinin olmaması ve yaralarda pıhtılaşmayan kan olması özellikle endişe vericidir. Bütün bunlar, Mariupol’de doğum hastanesinde ve diğer şehirlerde olduğu gibi Bucha’dan gelen fotoğrafların ve video görüntülerinin, Batı medyası için Kiev rejimi tarafından üretildiğinin reddedilemez bir göstergesidir.” ifadeleri kullanılarak, söz konusu fotoğraf ve görüntülerin provokasyon olduğu kaydedildi.
Bu açıklamayı destekleyen yeni kanıtlar da ortaya çıktı. Örneğin görüntülerde yer alan cesetlerin pek çoğunun kolunda beyaz bant bulunuyor. Beyaz bandı, ülkedeki Rus yanlıları takıyor. Daha önce Ukrayna askerlerinin infaz ettiği Rus yanlılarında da bu beyaz bantlar yer alıyordu.
Ayrıca sosyal medyaya düşen bir videoda Ukraynalı iki askerin Bucha'da kurduğu diyalog da dikkat çekici. Görüntülerde Bucha'ya giren Ukrayna askerlerinden biri, kentte “mavi kol bandı takmayan erkeklerin olduğunu” söyleyerek, onları öldürme onayı alıyor.
BM GÜVENLİK KONSEYİ TOPLANMAYI REDDETTİ
Diğer yandan Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, BM Güvenlik Konseyi'nin acilen toplanması çağrısı yaparak, “Kiev'in barış görüşmelerini bozma ve provokasyonu tırmandırma girişimlerinin ele alınmasını istediklerini” kaydetti. Zaharova, devlet televizyonuna verdiği demeçte de “Provokasyonun ustaları kimlerdir? Elbette ABD ve NATO.” ifadelerini kullandı. Rusya'nın BM Güvenlik Konseyi Temsilcisi Yardımcısı Dimitri Polyanski de Konsey toplantısının acilen yapılması için çağrıda bulunduklarını kaydetti. Fakat Rusya'nın çağrıları, BM'de karşılık bulmadı. Güvenlik Konseyi'ne başkanlık eden İngiltere, Rusya'nın konuyu görüşme talebini reddetti.
BASIN FATURAYI PEŞİN KESTİ
BM Güvenlik Konseyi Rusya'nın kanıtlarını dinlemekten kaçarken, Batı basını da yalan kampanyasını köpürtmeye devam etti. İngiliz basını “IŞİD'den daha beter!” başlıkları atarken, Amerikan ve Fransız basını Putin'den hesap sorma yeminleri etti. Kampanyaya Türk basını da katıldı. Türkiye'de yayımlanan pek çok gazete, katliamdan doğrudan Rusya'yı suçladı. CNN Türk gibi televizyonlar gün boyu Bucha görüntüleri yayınlayarak Putin aleyhtarı kampanya yürüttü. Kiev'in açıklamaları tartışmasız doğru kabul edilirken, Rusya'nın açıklamaları “ileri sürdü, savundu, iddia etti” gibi yüklemlerle sunuldu. Kimsenin aklına Irak'ın hangi yalanlarla işgal edildiği, Suriye'nin hangi yalanlarla savaşa sürüklendiği gelmedi.
Halbuki Rusya'nın özel askeri operasyonu, sivil zayiatının en düşük seviyede olması için oldukça dikkatli yürütülmüştü. ABD'nin Irak'ı işgalinde 6 gün boyunca binlerce füze ile Bağdat'ı dümdüz etmesinin aksine Rusya, hava operasyonlarını kısıtlı tutmuş ve vuruş gücünü Ukrayna'nın askeri mühimmatını yok etmeye yöneltmişti. Kısa süre içinde de bundan sonuç aldı. Rusya'nın operasyon tarzı ile müzakerelerde gelinen olumlu nokta, Bucha'da yaşananların bir provokasyon olma ihtimalini de güçlendirdi. Aydınlık okurları içinse bu yaşananlar, hiç de şaşırtıcı değildi...
SURİYE'DE GÖRDÜKLERİMİZ
Aydınlık 2011 yılında Suriye'deki savaş sahasına gittiği zaman, Şam yönetiminin katliam yaptığı iddia edilen köyleri tek tek gezmişti. Bölge halkıyla konuşmuş, sözde katliamın izlerini sürmüş ve bu katliamların radikal gruplarca yapıldığını ortaya çıkarmıştı. O dönem Suriye Ordusu da teröristlerin üzerinden çıkan telefonlarda bu katliamların görüntülerine ulaşmıştı. Teröristler, savaş sonrası bu sözde “cihat”a katıldıklarını ispat edebilmek için tüm katliamlarını saniye saniye kaydetmişti. Görüntülerde teröristler tarafından araba kasalarına yüklenen cesetler, Asi Nehri'ne atılan cesetler, yakılan cesetler, yenilen cesetler ve çok daha fazlası vardı. Suriye Hükümeti 5 DVD'ye kaydedilmiş saatlerce görüntüyü tüm dünyaya da servis etti. Fakat Aydınlık ve Ulusal Kanal dışında hakikatle ilgilenen pek olmadı. İşte o yalanlardan bazıları:
YALANIN SINIRI YOK!
- 6 Haziran 2011: Cisreş Şuğur katliamı
ÖSO'nun kurucularından Hüseyin Harmuş, adamlarıyla birlikte 6 Haziran 2011'de Cisr eşŞuğur'a giderek, aralarında memur ve polislerin de bulunduğu 120 kişiyi önce katletti, sonra da cesetlerini parçalayarak Asi Nehri'ne attı. Harmuş'un kan donduran katliamı başta “Cisr eşŞuğur'da Esad'a karşı isyan çıktı. İsyana oradaki asker ve polis de katılınca, Mahir Esad komutasındaki Cumhuriyet Muhafızları katliam yaptı.” yalanıyla servis edildi. Ancak bu yalan, Suriye ordusunun kasabayı kontrol altına almasının ardından yerel halkın anlattıklarını aktarmasıyla çöktü.
- 25 Mayıs 2012: Hula katliamı
Suriye'nin Rastan, Sa’an, Burckay, Samalin gibi bölgelerinden gelip Hula’dakilerle birleşen 600800 kişilik silahlı grup, Cuma Namazı sonrası ilçedeki Suriye yanlısı ailelere saldırdı. Katliamda 49'u çocuk, 34'ü kadın 109 sivil öldürüldü. Daha sonra yanyana dizilen çocuk cesetleri, dünyaya “Esad katliam yaptı” denilerek servis edildi. Fakat yapılan incelemede bölgedeki cesetlerden 35 tanesinin, haftalar önce muhaliflerin kaçırdığı 35 Alevi'ye ait olduğu ortaya çıktı. Diğerleri ise Şam yönetiminin açık destekçileriydi. Fakat Batı basını, yalanlarına ısrarla devam etti.
- 26 Ağustos 2012: Deraya katliamı
Şam kırsalındaki Deraya bölgesinde Suriye Yönetimi ile muhalifeler arasında esir değiştokuşu için görüşmeler yapılıyordu. Uzlaşma sağlanamayınca Suriye Ordusu harekât kararı aldı. Harekât öncesi muhalifler, 320 sivil esiri kurşuna dizdi ve bölgeden kaçtı. Suriye Ordusu bölgeye girdikten sonra bu katliamın görüntüler de Şam'a yıkılmaya çalışıldı. Fakat yerel halk, daha Suriye Ordusu kente gelmeden yaşanan vahşeti tüm ayrıntılarıyla anlattı. The Independent gazetesinden Robert Fisk bile, “Katliam muhaliflerce gerçekleştirildi” diye yazmak zorunda kaldı.
- 21 Ağustos 2013: Guta katliamı
Suriye Yerel Koordinasyon Komitesi (LCC), Doğu Guta bölgesinde düzenlenen Suriye Ordusu saldırısında, Hammuriye'de 300, Arbin'de 78, Sepka'da 67, Keffar Batna'da 140 ve Muaddamiye'de 50 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Saldırılarda sarin gazı kullanıldığı iddia edildi, bütün dünya ayağa kalktı. Suriye yönetimi BM'yi olayı araştırması için ülkeye çağırdı. Şam'ın daha sonra yaptığı açıklamada, kimyasal provokasyonu Fransız istihbaratının organize ettiği bildirildi. Olayın arkasından Beyaz Baretliler çıktı.
- 7 Nisan 2018: Duma katliamı
Suriye Hükümeti'nin Doğu Guta'nın Duma bölgesindeki sivil yerleşimlere klor gazıyla saldırdığı iddia edildi. Haberlerde çok sayıda çocuğun ve sivilin öldüğü belirtildi. Beyaz Baretliler 78 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. ABD, bu saldırıya yanıt olarak Şayrat Hava Üssü'ne 103 Tomahawk füzesi attı. Fakat BBC, yıllar sonra bu haberle ilgili şikayet üzerine yaptığı incelemede, 'yanlış iddialar haberleştirilerek kurumun doğruluk konusundaki yayın standartlarının karşılanmadığı' sonucuna vardı. Beyaz Baretlilerin kimyasal senaryoyu nasıl kurguladığı da görüntülerle ortaya çıktı.
ABD’Lİ GAZETECİ: AMAÇ ABD MÜDAHALESİNİ HAZIRLAMAK
ABD’li gazeteci Michael Tracey, Twitter'da Ukraynalı yetkililerin Bucha kasabasından görüntüler yayınlayarak ABD'nin askeri müdahalesi için kulis yaptığını söyledi. ABD medya kuruluşlarının da bunu doğrulanmış bir gerçek olarak sunduğunu yazan Tracey, “ABD medyası haftalardır Ukrayna hükümet yetkilileri tarafından üretilen fotoğrafları/videoları/iddiaları çekmekten ve bunu doğrulanmış gerçek olarak sunmaktan mutluluk duyuyor. ABD askeri harekatı için açıkça lobi yapan yabancı bir hükümetin propaganda çabalarına yardımcı olmak için tüm gazetecilik standartlarını terk ettiler.” ifadelerini kullandı. ABD/NATO askeri müdahalesini hazırlamak adına yapılan senaryoya dikkat çeken Tracey, “Görünüşe göre ABD askeri müdahalesi için yeni bir lobicilik aşamasına giriyoruz. Her zamanki gibi, gazetecilerin ve 'uzmanların' doğrulanmış bir gerçek olarak tekrarladığı, Ukrayna hükümetinin kasıtlı olarak hazırlanmış savaş propagandasına tepki olarak ortaya çıkan duygusal patlamalar tarafından teşvik ediliyor.” ifadelerini kullandı.
'BUCHA GÖRÜNTÜLERİ KURGU PLANLANMIŞ SAHTE SALDIRI'
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Bucha kentinde ortaya çıkan görüntülere ilişkin konuştu. Lavrov, “Bucha'daki durum sahte saldırı. Kurgulanmış görüntüleri Batı ve Ukrayna sosyal medyada yaydı.” dedi.
Lavrov, Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths ile Moskova'da görüştü. Lavrov, Bucha kentinde ortaya çıkan görüntülerin provokasyon olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Geçen gün, Rus askeri personelinin varılan planlar ve anlaşmalar doğrultusunda oradan ayrılmasının ardından Kiev bölgesine bağlı Bucha kentine başka bir sahte saldırı düzenlendi. Bucha'daki durum planlanmış bir sahte saldırı. Kurgulanmış görüntüleri sosyal medyada Batı ve Ukrayna yaydı. Batı, Ukrayna'daki insani durum ile ilgili spekülasyon oluşturma girişiminde bulunuyor. Rusya Federasyonu bu girişimi barış ve güvenliğe tehdit oluşturan bir provokasyon olarak değerlendiriyor.”
Kremlin Sözcüsü Dimitry Peskov da dün yaptığı açıklamada, “Bucha'daki görüntüler fotomontaj, Ukrayna ile müzakerelerin devam edip etmeyeceğini bilmiyoruz, görüşmelerin etkisine yorum yapmayacağız.” dedi.
ZELENSKİY, SENARYONUN ARDINDAN BUCHA KENTİNE GİTTİ
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Bucha'da sergilenen tiyatronun ardından kente giderek poz verdi. Zelenskiy, son gelişmelere rağmen Rusya'yla görüşmeleri sürdüreceklerini söylerken, bölgedeki yıkımın müzakereleri zorlaştırdığını söyledi.
Ukrayna'da katliam yalanına konu olan Kiev bölgesine bağlı Bucha'dan gelen görüntüler, Rusya'ya yönelik tepkileri artırırken, Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün Bucha'yı ziyaret etti.
Ukraynalı yetkililer, Rus ordusunun geri çekildiği Bucha kentinde yol kenarında elleri arkadan bağlanmış ve infaz edilmiş çok sayıda cansız beden bulduklarını iddia etmişti. Rus yetkililer görüntüleri “kurgu” olarak nitelerken kentten gelen görüntüler gündemin ilk sırasına yerleşti.
Rusya'nın kentte sivilleri katlettiği iddialarının ardından Bucha'ya giden Zelenskiy, incelemelerde bulundu ve yerel halkla konuştu. İngiliz yayın kuruluşu BBC'ye konuşan Zelenskiy, Rusya'nın Ukrayna'da savaş suçu işlediğini ve katliam yaptığını ileri sürdü.
‘MÜZAKERELER ZORLAŞTI’
Zelenskiy, yaptığı açıklamada, Rus birliklerinin, Ukrayna’daki vahşetlerin ölçeğini fark etmesinden bu yana müzakerelerin zorlaştığını söyledi. Ukrayna lideri, “Bunlar savaş suçları ve dünya tarafından soykırım olarak tanınacak.” ifadelerini kullandı.
Bucha'da bir Rus konvoyunun vurulduğu noktayı da ziyaret eden Zelenskiy, vurulan sivil yerleşim bölgelerinden geçerek bölgeden ayrıldı. Zelenskiy, daha sonra beraberindeki askeri konvoyla birlikte Irpin'e geçerek incelemelerde bulundu.
'PUTİN YARGILANMALI'
Zelenskiy, bir önceki akşam da Amerikan CBS televizyonuna konuşmuştu. Çok fazla savaş filmi izlediğini belirten Zelenskiy, “Ancak buna benzer bir şey hayal edememiştik. Bir ülkenin tamamını yıkma kararı manyakça bir karar.” ifadelerini kullandı.
Ukrayna lideri, Rus ordusunun Doğu Ukrayna'ya odaklanarak Kırım ile Donbass bölgesini birbirine bağlamak üzere yığınak yaptığını ve oraya Çeçenleri getirdiğini iddia etti.
Bucha'da ortaya çıkan sivil cesetleriyle ilgili görüntüleri de değerlendiren Zelenskiy, şöyle konuştu: “Putin ve bu ölümlerde dahli bulunan tüm komutanlar yargılanmalı. Sizden ve izleyicilerinizden bu görüntüleri izletmek durumunda kaldığımdan dolayı özür dilerim. İnsanların elleri bağlı, vücutları deşilmiş halde, işkence edilmiş ve öldürülmüş çocukların görüntülerini aklım almıyor. Sadece öldürmek yetmemiş demek ki.”
Yaşananları "soykırım" olarak tanımlayan Zelenskiy, şöyle devam etti: “Bu bütün ulusun ve halkın ortadan kaldırılmasıdır. Biz Ukrayna vatandaşlarıyız. Yüzden fazla millet var bizde. Bu, tüm bu milletlerin yok edilmesiyle ilgili. Biz Ukrayna vatandaşıyız ve Rusya Federasyonu'nun politikasına boyun eğmek istemiyoruz. Yok edilmemizin nedeni budur ve bu 21. yüzyılın Avrupası'nda oluyor.
Bir başkan olarak söylüyorum yüz binlerce, milyonlarca insanın ölmesini istemiyorsak, diyalogdan başka bir yol yok.”
Aydınlık