Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde şehit olan polis memuru Muhammet Oğuz Kılınç'ı, anne ve babası Antalya'daki mezarı başında andı. Uncalı Mezarlığı'ndaki polis şehitliğine, arka camında oğlunun fotoğrafı ile Türk bayrağı üzerine 'Her şehit yıldızdır' yazısı bulunan otomobille gelen Kılınç çifti, mezarlıkta duygusal anlar yaşadı. Oğlunun mezar taşını elleriyle okşayıp, Türk bayrağı ve fotoğrafını öpen Meltem Kılınç, ona özlemini göz yaşlarıyla anlattı. Oğlunun mezarındaki çiçekleri sulayan emekli polis memuru Zeki Kılınç ise eşiyle dua etikten sonra oğluna yazdığı şiiri seslendirdi ve abide önünde polis selamı verdi..
'ANNE OLARAK DAYANMAK ÇOK ZOR'
Darbe girişiminin yaşandığı geceyi, "Benim için 15 Temmuz kara gün kara gece, Türkiye'miz için hainlerin yaptığı alçaklıkların bertaraf edildiği gündür. 15 Temmuz benim için acı ama Türkiye'miz için büyük bir kurtuluştur, zaferdir" sözleriyle dile getiren Meltem Kılınç, devlete hainlik düşünenlerin, o geceyi yaşatanların cezalandırılmasını istedi. Geçen 4 yılda yaşadığı zor günleri aktaran Meltem Kılınç, şunları söyledi:
"Oğlumla hep telefonla konuşurdum. 'Annem, Meltem Sultan nasılsın' derdi. En çok 'Annem' deyişini özledim. O ülke için şehit olmayı çok istiyordu. Allah'ım ona nasip etti. Bir anne olarak buna dayanmak çok zor. Rabbim oğlumu şehitlik gibi güzel makama layık gördü. Şükrediyoruz, onun gururunu yaşıyoruz ama evlat acısı çok zor. Evladım bana, ben de evladıma çok düşkündüm. Evladım vatan için şehit olmayı çok istiyordu. Ona sarılmayı, evladımın kokusunu, geldiğinde istediği yemeği yapmayı özlüyorum. Allah devletimize zeval vermesin ama hainlere de hilalin gölgesi haram olsun."
BABASINA TELEFONDAKİ SON SÖZLERİ
Oğluyla birlikte meslektaş olduğunu ve kendisine zaman zaman 'devrem' diye hitap ettiğinden bahseden Zeki Kılınç da oğlunun en çok 'devrem' demesini özlediğini belirtti. 15 Temmuz akşamı yeni taşındıkları evde yorgun olması nedeniyle erken uyuduğunu, kendisini telefonla arayan oğluyla ilerleyen saatlerde görüştüğünü belirten Zeki Kılınç, son telefon görüşmesini şu sözlerle anlattı:
"Gün içerisinde sık sık aramış ama fark etmemiştim. Akşam uyandıktan sonra, son aramasında görüştük. Darbe teşebbüsünü öğrenmiştim. Bulunduğun yerde var mı bir şey oğlum, dedim. 'Var baba sıkıntı. Aslında var da yok. Seni Allah'a emanet ediyorum, görüşüyoruz' dedi. Böylelikle evlat beni bu dünyada Allah'a emanet etti."
'BEN OLAMADIM AMA ŞEHİT BABASIYIM'
Darbe gecesi Antalya AK Parti İl Başkanlığı'nda görevli olduğunu ve ertesi günün öğle saatlerinde görevi devam ederken kendisine gelen telefonla oğlunun şehit olduğu haberini aldığını söyleyen baba Kılınç, eşine ve çocuklarına Muhammet Oğuz Kılınç'ın şehit olduğunu söylemeden Ankara'ya gittiklerini aktardı. Baba Kılınç, "İki damla dahi gözyaşı dökmedim. Oradaki kişilere hissettirmedim. Yanımdaki arkadaşıma oğlumun şehit olduğunu söyledim. İlgili kişilere bildirdikten sonra benim görev yerime başkası geldi. Ben de daha sonra görev yerimden ayrıldım. 32 yıl emniyet teşkilatında görev yaptım. Şahadet özlemiyle yanıp tutuştum. Kendi kendime 'bu zamana kadar ben çok çabaladım şehit olamadım en azından şehit babasıyım bundan sonra' dedim. Ankara'ya karayoluyla giderken aileme, 'oğlumuz yaralı, ayağında çok küçük yarası var' dedim" diye konuştu:
Oğlunun babalar gününde doğarak kendisini sevindirdiğini, üzüntüsüne rağmen şehit babası olarak gurur yaşattığını vurgulayan Zeki Kılınç, Muhammet Oğuz Kılınç'ın adının cadde, okul, camilere verildiğini belirtti. Görev yaptığı Akdeniz Üniversitesi içerisindeki caddeye oğlunun adının verildiğini anlatan Zeki Kılınç, "Ben o caddeden geçerken alnım ak gidiyorum. Tabi ki onurlu ve gururluyuz. Cadde, sokaklarda, camilerde, okullarda, hatıra ormanlarında, Samsun'da doğduğu sokağa, eğitim gördüğü üniversitedeki camiye evladımızın adı verildi. 'Ay yıldızlı bayrağın dalgalanmasında anne baba olarak yetiştirdiğimiz evladımızın katkısı var' diyerek onurlu gururlu şekilde yaşamaya devam ediyoruz" dedi.