Sanki yeni bir modadır... Millî Mücadele ve Anadolu İhtilali dönemi, yani Mustafa Kemal Paşa’nın kadrosu ile birlikte, milleti yanına alarak dünyanın üçüncü büyük devrimine ulaşılmış olması... O devrim Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunu sağlamıştır. Milli Mücadele ve Anadolu İhtilali Devrimi dünya dengelerini değiştirmiş, esir milletleri ayağa kaldırmıştır.
TESLİMİYETİN REDDİ
Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı İmparatorluğu Devleti'ne 30 Ekim 1918 günü Mondros Teslimiyet Anlaşması, İngilizlerin Mondros Limanı'ndaki Agamemnon zırhlısında imzalattırılmıştı.
78 Kasım günü Mustafa Kemal Paşa yanındaki Albay Fahrettin Bey'e (Altay Paşa) şu şifreyi yazdırdı:
“Teslimiyet kabul etmiyorum, sahile çıkacak İngiliz ordusuna ateş açılması için ordularına emir verdim!”
Mustafa Kemal Paşa’nın Adana’daki karargahında Sadrazam Ahmet İzzet Paşa’ya gönderilen bu şifre ardından, Mustafa Kemal Paşa’nın ordusu lağvedilmiş kendisi İstanbul’a çağrılmıştı. Mustafa Kemal Paşa, 13 Kasım 1918 günü artık Haydarpaşa Garı’nda trenden inmektedir. (O günler ve şifreleşmelerin tam metinleri, Kaynak Yayınları tarafından yayımlanan Taylan Sorgun Mütareke Dönemi ve Bekirağa Bölüğü kitabında yer alıyor)
Ünlü bir Fransız dergisinin kapağı. İşgal devletleri yüksek komiserleri Dolmabahçe Sarayı’nın penceresinden etrafı seyrediyor.
İKİ PARTİ VARDI
O tarihlerde iki parti vardı. 1) İttihat ve Terakki: Harbiyeliler, Mülkiyeliler, Tıbbiyeliler, aydın yazarlar ve halkın genel kısmı, İttihat ve Terakki mensubu olmuşlardı. İttihat ve Terakki'nin Anadolu'nun her yerinde şubeleri vardı.
2 Hürriyet ve İtilaf Fırkası. Hürriyet ve İtilaf Fırkası padişahçı idi ve Milli Mücadele ve Anadolu İhtilali sırasında Türk ordularını arkadan vuranlarla birliktelerdi.
'İNGİLİZ, FRANSIZ AMERİKALI GELECEK'
Mütarekinin ardından Hürriyet ve İtilaf Fırkası mensupları ve başındakiler şöyle diyorlardı:
“Ohhh ne güzel harp bitti. Şimdi artık Fransızı, İngilizi, İtalyanı, Amerikalısı gelecek zengin olacağız zengin.”
Halk ise kederler içinde. İstanbul’un mahallelerindeki gaz lambaları erkenden kapanıyor, Anadolu yas içinde. Köylü uykusuz. Ortak konuştukları şuydu: “Vatanın hali ne olacak?”
'EYVAH MUSTAFA KEMAL HARP ÇIKARACAK'
Harbiye nezaretindeki zabitler, Sadrazamlıktaki vatanseverler Mustafa Kemal Paşa’nın teslimiyeti reddediş şifresini halka yaymışlardı.
Hürriyet ve İtilaf Fırkası (Partisi) mensupları öfkelenmişlerdi:
“Eyvah, bu Mustafa Kemal Paşa Harp çıkarırsa mahvolduk. Zenginleşmeler elimizden uçacak. Zamanıdır zenginlerin gelmeleri, bizi zengin etmeleri. Ah bu Mustafa Kemal Paşa...”
'YENİ İDARE KURARSA'
Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın önde gelen isimleri şöyle de diyorlardı:
“Bu Mustafa Kemal Paşa Padişahlığa da karşıymış. Harbiyede öyle laflar etmiş. Ne demek Padişah'a karşı olmak.”
GİZLİ KARARGAH GECELERİ
Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’da Havva Sokak’ta gizli bir karargâh kurmuştu. Geceleri orada toplantılar yapılmaktaydı. Ordunun yeniden harekete geçirilmesi, Kuvayi Milliye’nin kurulması... Geceleri yapılan toplantılarda eller göğüslere gidiyor, sözlerin orada kalacağı yolunda “İttihatçı yemini” yapılıyordu. Peki neler konuşuluyordu. (Bütün toplantılar... Toplantılara katılanlar kimlerdi? O toplantılara katılanlar, konuşulanlar, alınan kararlar için “Taylan Sorgun: Mütareke Dönemi ve Bekirağa Bölüğü.” kitabına bakınız. Bu kitapta toplantıya katılanlarında anlattıkları yer almaktadır.)
HİLAFET ORDULARI
Milli Mücadele ve Anadolu İhtilali devam ederken, Halife Vahdettin ve çevresindeki saraydakiler Hilafet Ordusu'nu kurdular. Milli Mücadele ve Anadolu İhtilali devam ederken hilafetçiler, emperyalizmle savaşan Milli Mücadele ve Anadolu İhtilali Ordusu'nu arkasından vurdular.
TEVKİFAT BAŞLIYOR
Dürüst bir adam olan Sadrazam Ahmet İzzet Paşa, Saray’ın ve işgalcilerin hareketleri karşısında istifa etmiş artık padişah damadı Damat Ferit zamanı başlamıştı. Bütün yazarlar, İttihatçılar, siyasette önem kazanmış siyasetçiler tevkif edilerek Bekirağa Bölüğü Mahpushanesi'ne kapatılıyorlardı.
Öyle bir haldi ki İngiliz Yüksek Komiserliği, Kutülamere’de İngiliz ordusunu esir komutanlarını İstanbul’a gönderen Halil Paşa'yı da Padişah’ın ve Damat Ferit’in emri ile tevkif ettirip Bekirağa Bölüğü Mahpushanesi'ne koydurmuşlardı. Sanki intikam.
Mustafa Kemal Paşa zaman zaman Bekirağa Bölüğü Hapishanesi'ne giderek oradakilerle görüşmeler yapıyor, siyasetçileri, yazarları, komutanları yalnız bırakmıyordu. Mustafa Kemal Paşa Bekirağa Bölüğü Komutanlığı'na Yüzbaşı Şadi Bey'i tayin ettirmişti. Hapishane günlerini ondan dinlemiştim.
Damat Ferit işgal devletleri yüksek komiserleriyle beraber.
HALİL PAŞA RUSYA'DA
Yeni bir savaş için yeni silahlar icap ediyordu. Mustafa Kemal Paşa, Anadolu'ya geçmeden bir gün önce Bekirağa Bölüğü Hapishanesi'ne giderek Yüzbaşı Şadi'ye şu emri verdi:
“Ben, Anadolu'ya geçerken sen Halil Paşa'yı buradan kaçıracaksın.”
Yüzbaşı Şadi Bey, Halil Paşa'yı hapishaneden kaçırmıştı. Halil Paşa silah temini için Rusya yollarındaydı. (Bkz. Taylan Sorgun: Halil Paşa'nın Hatıratı. Kaynak Yayınları.)
İSTANBUL'DA NELER YAŞANMIYORDU Kİ
Sayısız hadiseler. İşgalcilerin askerlerin zulümleri. Üsküdar'da Ayazmada Nihat Hala vardı. İttihat ve Terakki'de “Ayazma Kardeşler” diye anılan 1908 Tıbbiyelisi Sırrı Reşit ile Şükrü Reşit’in halaları. Nihat Hala derlerdi ona. Cuma günleri Üsküdar Meydanı'nda namaz sonrası kazan kaynatırdı. Çorba ve yemekler...
RUMELİLİ DELİ ÖMER
Rumelili Deli Ömer. İstanbul'un ünlü isimlerinden. Şık giyinirdi. Herkes ona saygı duyardı. Balkanlarda ailesini kaybetmiş gelmiş Üsküdar Ayazma'ya yerleşmişti. Belinde silah görülmezdi... İşte bir cuma günü, Nihat Hala namaz sonrası kazanları kaynatacak. Birden iki işgal askeri... Bağırıyorlar nerede ise kazanları tekmeleyecekler... Ve işte o anda Rumelili Deli Ömer'in silahından iki kurşun...İki işgal askeri ölmüştür. Öteki askerler gelirler ama meydan sessizdir... Rumelili Deli Ömer İstanbul'daki Kuvva Teşkilatına alınır... Bu konuda anlatacak daha çook şeyler var. Sonra bakarız...
KİM BUNLAR? NE DİYORLAR?
Şimdiki zamanlarda birden Cumhuriyet ve Atatürk’e karşı sanki bir ortak söylem kimilerince başlatılmış görülüyor. Bir şey söyleyeyim mi: Bu sözlerin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Siz bunu bırakın yaşadığımız zamanlardaki hatalı siyasi ve iktisadi durumlara bakınız. Topraklarla ilgili hatalı kararlar…
VATAN TOPRAKLARININ SAHİBİ ASLİLERİ
Toprakların, limanların satışlarının üzerinde tartışmalar sürmektedir. Bu vatan topraklarının sahibi aslileri bilinmelidir ki, Milli Mücadele ve Anadolu İhtilali döneminde emperyalistlere karşı savaşan köylülerin, bucaklıların, şehirlilerin torunlardır.
MİLLİ MÜCADELE VE ANADOLU İHTİLALİ KOMUTANLARI HAKLARINDA İDAM KARARI
Altay Paşa haklarında idam kararları verilenleri şöyle anlatmıştı: (Bakınız: Taylan Sorgun İmparatorluktan Cumhuriyete. Altay Paşa Hatıratı. Kaynak Yayınları.)
Mustafa Kemal Paşa, 3. Kolordu Komutanı Miralay Selahaddin (Çolak), 12. Kolordu Kumandanı Miralay İzmirli Fahrettin (Altay), 14. Kolordu Kumandanı Mirliva Yusuf İzzet (Çerkez), Harbiye Nezareti eski müsteşarı İzmirli İsmet (İnönü), 10. Askerlik Dairesi Başkanı Miralay Yanbollu Abbas Hilmi 56. Fırka Kumandanı Miralay Bandırmalı Bekir Sami, Mütekait Ferik Kandiyeli İsmail Fazıl (Cebesoy’un Babası), Erzurum Mebusu Celalettin Arif, Amasya Mebusu Hamdullah Suphi, Aydın Mebusu Cami, Denizli Mebusu Hakkı Behiç, Sinop Mebusu Rıza Nur, Kastamonu Mebusu Yusuf Kemal, Eskişehir Mutasarrıfı Fatin, Karacabey Müftüsü Mustafa Fehmi, Ankara Müftüsü Mehmet Rıfat.
Bekir Sami Bey: Sivas’ın Yenihan Kazasının Katmantaş köyünden Musa Paşa’nın oğlu, evvele Halep Valisi idi. Sivas Kongresi’ne iştirak etmiştir. Amasya Mebusu Olarak katıldığı 1. Büyük Millet Meclisi’nde Hariciye Encümeni Reisliği yapmış. Murahhas Heyeti Vekili olmuştur.
Hamdullah Suphi Bey: Abdüllatif Suphi Paşanın oğlu, Darülfünun müderrisi, Türk Ocağı Reisi iken Antalya Mebusu olarak Milli Mücadeleye iştirak etmiş. 25.04.1920’de ilk Milli Hükümet’te vazife almış iki defa Maarif Vekilliği ve büyükelçilik yapmıştır.
Mustafa Fehmi Efendi: Karacabey Müftüsü iken Kuvayı Milliye’nin meşruluğunu ilan ve iddia ederek Milli Mücadeleye atılmış ve Şeriye Vekili seçilmiş, bir defa da İcra Vekilleri Heveti Reisliğini vekaleten tedvire memur edilmiştir.
Dr. Rıza Nur Bey: İstanbul Meclisinden Ankara’ya iltihak eden ve Milli Mücadele de birçok hizmetleri görülen İttihat ve Terakki aleyhtarı bir politikacı idi. Moskova ve Ukrayna’ya murahhas olarak gitmiş, Hariciye Vekâleti Vekilliğinde, maarif ve sıhhiye vekilliklerinde bulunmuş ve Lozan Konferansı’na delege olarak katılmıştır.
Yusuf Kemal Bey: Profesör ve İttihat ve Terakki aleyhtarı politikacı idi. İstanbul Meclisinden Ankara’ya gelmiş Milli Mücadele’ye iltihak etmiş, murahhas olarak Moskova ya gönderilmiş, bir defa Adliye iki defa Hariciye Vekilliği yapmıştır.
GAZETECİ YAZAR TAYLAN SORGUN’UN KİTAPLARI:
- İmparatorluktan Cumhuriyete: Fahrettin Altay Paşa’nın hatıratı (Kaynak Yayınları)
- Halil Paşa: Halil Paşa Belgeseli ve Hatırtatı (Kaynak Yayınları)
- Mütareke Dönemi ve Bekir Ağa Bölüğü: O dönemleri yaşayanların gazeteci yazar Taylan Sorgun’a bizzat anlattıkları. (Kaynak Yayınları)
- Devlet Kavgası, İttihat Terakki : O dönemleri yaşayanların gazeteci yazar Taplan Sorgun’a bizzat anlattıkları. (Kaynak Yayınları)
- Esir Şehrin Fedaileri: Mustafa Kemal Paşa’nın Andolu’ya geçmeden önce İstanbul’da kurduğu teşkilatı, o dönemleri yaşayanların Taylan Sorgun’a birebir anlattıkları.) (Kaynak Yayınları tarafından yayımlandı)