Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda cephe cepheye tartışmalar yaşandı. Rusya, İran, Cezayir, Filistin, Çin temsilcileri saldırıya sert tepki gösterdi. ABD ve İngiltere ise İsrail'e kalkan oldu.
İsrail’in önce Lübnan’a saldırması ardından İran’da bulunan HAMAS Lideri İsmail Heniyye’ye yönelik suikastı üzerine Birleşmiş Milletler toplandı. 9 aydır süren Gazze saldırıları karşısında etkisiz kalan Birleşmiş Milletler’de ABD ve İngiltere İran’ı suçladı, bölgedeki tüm direniş gruplarını terörist ilan etti.
Emperyalizmle mücadele eden ülkelerin temsilcileri ise İsrail’i yargıladı! İran, İsrail’e yanıt vereceklerini ifade etti.
HAMAS Lideri İsmail Heniyye'ye düzenlenen suikastın ardından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi İran'ın talebi ve Rusya, Çin ve Cezayir'in desteğiyle acil oturumla toplandı.
Çin'in BM Daimi Temsilcisi Fu Cong, Heniyye'ye yönelik suikastı güçlü şekilde kınarken, bunun BM Şartı'nın temel ilkelerini çiğnediğini dile getirdi.
Fu, "Çin, bu olayın bölgede meydana getirebileceği karışıklıktan derin endişe duyuyor." dedi.
CEZAYİR: ‘İSRAİL’İN TERÖR FAALİYETİ’
Cezayir'in BM Daimi Temsilcisi Amar Bendjama ise "Felaketin eşiğindeyiz." uyarısında bulundu. Heniyye'ye yönelik suikastı "terör faaliyeti" olarak tanımlayan Bendjama, bunun uluslararası hukuku ve İran'ın egemenliğini ihlal ettiğini kaydetti.
‘EGEMENLİĞİN KUTSALLIĞINI İHLAL ETTİ’
Bendjama, suikastın tek bir kişiyi hedef almadığını belirterek, "Saldırı, diplomatik ilişkilerin ve küresel düzenin temelini oluşturan egemenliğin kutsallığını ihlal etmiştir." ifadesini kullandı.
GAZZE, YEMEN, LÜBNAN, SURİYE, İRAN…
İsrail'in söz konusu "terör faaliyetini" en güçlü şekilde kınadıklarının altını çizen Bendjama, İsrail'in kanlı politika seçerek Gazze, Batı Şeria, Yemen, Lübnan, Suriye ve şimdi de İran'da şiddeti sürdürdüğünü söyledi.
Bendjama, "Bu çılgınlık ne zaman sona erecek?" sorusunu yönelterek, uluslararası toplumun masum kanı akarken ve uluslararası hukuk parçalarına ayrılırken sessiz kalmaması gerektiğini vurguladı.
‘İRAN’I ÇATIŞMAYA ÇEKMEK İSTİYOR’
Rusya'nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı Dmitry Polyanski de Heniyye'ye yönelik suikastı güçlü şekilde kınadıklarını bildirdi.
Bu olayın Gazze'de ateşkes müzakerelerine büyük darbe vurduğuna işaret eden Polyanski, "İran'ı bölgesel bir çatışmaya çekme çabaları zaten kaynama noktasında olan bölgeyi daha da istikrarsızlaştırıyor." değerlendirmesini yaptı.
Polyanski, Orta Doğu'da üst düzey siyasi ve askeri kişilere yönelik suikastların bölgeyi savaşın eşiğine getirdiğini belirterek, gerginliğin azaltılmasının hiç olmadığı kadar önemli olduğunu vurguladı.
Dmitry Polyanski, kapsamlı bölgesel savaşın engellenmesi gerektiğinin altını çizdi.
‘İSRAİL İRAN’DA YENİ HÜKÜMETİN İLK GÜNÜNE GÖLGE DÜŞÜRMEK İSTEDİ’
İran'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Amir Saeid İravani, saldırının İsrail'in bölgedeki terör ve sabotaj faaliyetlerinin devamı olduğunu dile getirdi.
İravani, İsrail'in aynı zamanda siyasi bir gündeminin de olduğunu, bölgede barış ve istikrarı önceliklendiren yeni hükümetin ilk gününe gölge düşürmek istediğini söyledi.
‘MEŞRU MÜDAFAA HAKKIMIZI MUHAFAZA EDİYORUZ’
İran'ın söz konusu saldırıyı en güçlü şekilde kınadığını dile getiren İravani, "Uluslararası hukuk uyarınca meşru müdafaa hakkımızı muhafaza ediyoruz." açıklamasında bulundu.
"Uygun gördüğümüz zaman ve şekilde cevap vereceğiz." diyen İravani, İsrail'in suç ve terör faaliyetine" kararlı şekilde cevap vereceklerini, İran'ın uluslararası hukuk ve BM Şartı ilkelerine bağlılığını teyit etti.
İravani, bölgede barışın sadece bu ilkelere saygıyla sağlanacağını belirterek, İsrail'in bölgedeki tüm ülkelere karşı saldırgan tutum içinde olduğunu söyledi.
‘ABD’NİN DE SORUMLULUĞU VAR’
"İsrail rejiminin savaş çığırtkanı liderlerinin" uluslararası hukukun temel ilkelerine hiçbir şekilde saygı duymadığını kaydeden İravani, ABD'nin de bu çerçevede sorumluluğu bulunduğunu göz ardı etmemek gerektiğini vurguladı.
İravani, uluslararası toplum ve BMGK'nin korkunç suçlara karşı sessiz kalmaması gerektiğinin altını çizerek, "BMGK'de 10 aydır, özellikle ABD olmak üzere yaklaşık 10 ülke, İsrail'in Gazze'de katliam ve bölgedeki kötü niyetli faaliyetlerinden sorumlu tutulmasını engelledi." ifadelerini kullandı.
‘BMGK ADIM ATMALI’
Söz konusu ülkelerin sadece Filistin'in meşru müdafaa hakkını engellemediğini, aynı zamanda İsrail'in Filistin halkına karşı kıyım ve soykırımını meşrulaştırmaya çalıştığını belirten İravani, bu ülkelerin meşru müdafaa kavramının da yanlış yorumlanmasına yol açtığını söyledi.
İravani, "BMGK, İsrail'i bu saldırı eyleminden sorumlu tutmak için acilen adım atmalı." diyerek, buna yaptırım ve başka tedbirlerin dahil edilmesi gerektiğini, ancak bu şekilde uluslararası toplumun İsrail'in hain saldırılarını engelleyebileceğini kaydetti.
‘İSRAİL’İN İHLAL ETMEYECEĞİ HİÇBİR KURAL YOK!’
Filistin'in BM Daimi Temsilci Yardımcısı Feda Abdelhadi ise işgalci güç İsrail tarafından Filistinli sivillerin her gün daha fazla korku, acı ve kayba maruz bırakıldığına dikkati çekti.
Filistinli liderlerin Heniyye'ye yönelik suikastı en güçlü şekilde kınadığının altını çizen Abdelhadi, Filistin'de yas ilan edildiğini bildirdi.
Abdelhadi, İsrail'in "terör ve şiddeti" uluslararası hukuk, diplomasi ve insan hayatına saygıya tercih ettiğini belirterek, "İsrail için kırmızı çizgi yok. İhlal etmeyeceği hiçbir kanun ya da kural yok." dedi.
İsrail'in işgalci ordusu ve yerleşimci milisleri için hiçbir çocuk, kadın, erkek ya da bebeğin hedef dışı olmadığını ifade eden Abdelhadi, İsrailli liderlerin suçları için cezalandırılmayacaklarını düşündüklerini aktardı.
Abdelhadi, "Buna inanıyorlar çünkü şimdiye kadar hiçbir bedel ödemek zorunda kalmadılar." değerlendirmesinde bulundu.
HAYDUT DEVLET
Uluslararası toplumun bu gerçekle yüzleşme, suç ve saldırıları durdurma zamanının geldiğini ifade eden Abdelhadi, "İsrail, hiçbir hakka sığınarak işlediği savaş ve insanlığa karşı suçları meşrulaştıramaz." dedi.
Abdelhadi, hesap vermeye yönelik herhangi bir adım atılmadan, silah transferini durdurma dahil yaptırım ve baskı uygulanmadan İsrail'in her gün "haydut devlet" olmaya devam edeceğini söyledi.
LÜBNAN: ORTADOĞU’DA BAŞLARSA DÜNYAYA YAYILIR!
Lübnan'ın BM Daimi Temsilciliği Maslahatgüzarı Hadi Hachem ise Lübnan hükümeti ve halkının savaş istemediğini belirterek, "Lübnan BMGK'nin 1701 sayılı kararına tam bir şekilde bağlı olmaya devam ediyor." dedi.
Tarihin herkesi yargılayacağına işaret eden Hachem, "Mevcut durum çok acı. Gelecek karanlık. Orta Doğu'da bir şey başlarsa, tüm dünyaya yayılır." uyarısını yaptı.
ABD SUÇLUYU KORUDU, DİĞER HERKESE ‘TERÖRİST’ DEDİ!
ABD'nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Robert Wood ise İsrail'in kendini "Hizbullah ve diğer teröristlerden" koruma hakkı olduğunu belirterek sözlerine başladı.
ABD'nin İsrail'in Beyrut'un güney bölgesine düzenlediği saldırıya dahil olmadığını ifade eden Wood, "Hizbullah'ın bu saldırıdan sorumlu olduğuna dair hiçbir şüphe yok." değerlendirmesinde bulundu.
Wood, Hizbullah'ın İran'ın desteğiyle İsrail'e 8 Ekim'den beri saldırılar düzenlediğini kaydederek, BMGK üyelerinin bu saldırıları kabul etmemesi gerektiğini ifade etti.
İran'ın BMGK kararlarına uymak zorunda olduğunu belirten Wood, “BMGK'nin İran'ın bölgesel barış ve güvenliği tehdit eden davranışlarına karşı ilave tedbirleri gözden geçirmek zorunda olduğunu” söyledi.
HENİYYE SUİKASTIYLA İLGİLERİ YOKMUŞ
Wood, ABD'nin Heniyye'nin ölümüyle de bir bağlantısı olmadığını kaydetti.
"Daha geniş bir savaş kapıda değil ve bu durumun üstesinden gelinebilinir." diyen Wood, İran ve desteklediği "teröristlerin" sürekli bölgesel çatışma riskini tetiklediğini dile getirdi.
Wood, İran üzerinde nüfuzu bulunan BMGK üyelerinin Tahran'a baskıyı artırmasını talep etti.
İNGİLTERE DE AYNI…
İngiltere'nin BM Daimi Temsilcisi Barbara Woodward da artan şiddetin kimsenin çıkarına olmadığının altını çizdi.
Acil itidal çağrısında bulunan Woodward, "Uzun vadeli barış, bombalar ve silahlarla sağlanamaz." ifadelerini kullandı.
İran destekli Husilerin İsrail'e saldırılarının sürdüğüne işaret eden Woodward, İran'ı suçlayarak, bunun sonlanması gerektiğini söyledi.
Woodward, İngiltere'nin İsrail'in güvenliğine olan bağlılığının sarsılmaz olduğunu belirterek, İsrail'in meşru müdafaa hakkı bulunduğunu savundu.