Tüm dünyanın yakından takip ettiği konuşma, Birleşmiş Milletler'in resmi YouTube kanalında da en önemli gelişmelerden biri olarak gösterildi.
Özellikle savaşın devam ettiği Ukrayna'da tarafların görüşmesi ve tahıl krizinin aşılması konusunda kilit rol oynamasından dolayı, uluslararası kamuoyu Erdoğan'ın konuşmasına yoğun ilgi gösterdi. Cumhurbaşkanı konuşurken, BM Genel Kurulu Salonu'nun oldukça kalabalık olması da dikkati çekti.
Erdoğan konuşmasında bölgedeki sorunlara ilişkin Ankara'nın çözüm önerilerini anlattı, katılımcı tüm ülkelere kritik çağrılarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:
Gelişmeler enerji arz güvenliğinin önemini çarpıcı şekilde gündeme taşıdı.
Ukrayna'da 7 aydır devam eden ihtilafın ilk gününden bu yana savaşın kazananı olmayacağı düşüncesiyle hareket ettik. Bugün de diyalog ve demokrasinin anahtar rolüne vurgu yapıyoruz.
"TAHIL KORİDORU BM'NİN EN BÜYÜK BAŞARILARINDAN BİRİ"
Tarafları önce Antalya Diplomasi Forumu'nda, sonra İstanbul'da bir araya getirdik. Sayın Genel Sekreter'le birlikte yürüttüğümüz yoğun çabalar neticesinde Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden dünyaya ulaşmasını temin ettik. Bu gelişmeyi sağlayan İstanbul Mutabakatı'nın ikinci ayı dolarken sevkiyatın her geçen gün ivme kazanmasını memnuniyetle izliyoruz. Bu mutabakat, Birleşmiş Milletler'in son yıllarda imza attığı en büyük başarılardan biridir.
"TÜRKİYE'NİN ÇABALARINA SAMİMİ DESTEK VERİN"
Son günlerde yeniden alevlenen savaşın Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve bağımsızlığı temelinde sonlandırması yönündeki gayretlerimizi artırarak sürdüreceğiz. Buradan uluslararası kuruluşları ve tüm ülkeleri Türkiye'nin çabalarına samimi destek vermeye çağırıyorum. Her iki tarafa da krizden çıkış imkanı verecek makul, adil ve uygulanabilir bir diplomatik çözümü beraber bulmamız gerekiyor.
Birleşmiş Milletler'in kapsayıcı vasfına yakışan, tüm insanlık adına ortak iradenin vücuda getirildiği bir teşkilat olarak yeniden yapılandırmamız şarttır. Bilhassa Güvenlik Konseyi'nin daha etkin ve şeffaf bir yapıya kavuşturulması tüm insanlığın barış, adalet ve refah arayışında önemli bir dönüm noktası teşkil edecektir.
Suriye krizine Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararı temelinde, halkın meşru beklentileri noktasında kalıcı bir çözümün önemini tekrar vurguluyoruz. Çözümsüzlüğün sürmesi hem güvenlik ve istikrarı hem de Suriye'nin toprak bütünlüğünü giderek daha fazla tehdit etmektedir. Suriye'nin kuzeyindeki 4 milyonu aşkın sivil ülkemizin yardımları sayesinde hayata tutunmaktadır. Suriye'nin kuzeybatısı için Güvenlik Konseyi mesuliyetini yerine getirmelidir.
"GEREKENİ YAPMAKTAN ASLA ÇEKİNMEYİZ"
Terörizme karşı her türlü tedbiri almaya muktedir olduğumuzu, terör örgütlerine karşı gerekeni yapmaktan asla çekinmeyeceğimizi tekrar kuvvetle belirtiyoruz. Suriyeli kardeşlerimizin ülkelerine dönmek için gerekli şartları oluşturmak noktasında üzerimize düşeni samimiyetle yapıyoruz.
"YUNANİSTAN'A DUR DEMENİN VAKTİ GELDİ"
Yunanistan'ın Ege'de göçmenlere zulmünün giderek arttığını görüyoruz. Yunanistan hukuksuz, pervasız geri itmeleriyle Ege'yi bir mülteci mezarlığına çevirmektedir. Geçen hafta 9 aylık Asım bebek ve 4 yaşında Abdulvahap aileleriyle birlikte Yunan Sahil Güvenlik güçlerinin botlarını batırması sonucu vefat etmiştir. Avrupa'nın ve BM kurumlarının insanlığa karşı suç teşkil eden bu acımasızlıklara artık 'dur' demesinin vakti çoktan gelmiştir.
TÜRKİYE'NİN TERÖRLE MÜCADELESİ
Hangi isim altında olursa olsun tüm terör örgütleriyle mücadelesini yıllardır devam ettiren Türkiye'nin müttefiklerinden bu konuda samimi bir işbirliği ve dayanışma beklemek en tabii hakkımızdır.
Libya'nın istikrar ve refahı tüm bölge için kritik önemdedir. Türkiye olarak BM'nin bu yöndeki çabalarını destekliyoruz. Amacımız Libya halkının egemenliğini, birliğini koruyarak hak ettiği refah düzeyine erişmesini sağlamaktır. Libya'da adil bir seçimin yapılarak meşruiyetini halktan alan güçlü bir hükümetin işbaşına gelmesi hepimizin katkıda bulunacağı temel hedef olmalıdır.
"BAŞKENTİ DOĞU KÜDÜS OLAN BAĞIMSIZ FİLİSTİN DEVLETİ KURULMALI"
İsrailFilistin ihtilafında iki devletli çözüme güçlü destek veriyoruz. İşgal altındaki topraklardaki yasadışı yerleşim faaliyetlerinin durdurulması, Filistinlilerin can ve mal güvenliğinin sağlanması şarttır. Bölgedeki sorunun adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözüme kavuşturulması için başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin kurulması dışında bir ihtimal yoktur. Türkiye olarak İsrail ile ilişkilerimizi hem kendimizin hem Filistin halkının hem de bölgenin huzuru için birleştirmeyi sürdürmekte kararlıyız.
AZERBAYCANERMENİSTAN SINIRINDAKİ ÇATIŞMALAR
Türkiye olarak Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki süreçleri destekleyerek çok önemli adımlar attık. Son günlerde yaşanan çatışmalar bu güzel iklime gölge düşürmüş olsa da iki ülke arasında en kısa zamanda kapsamlı bir barış anlaşmasının imzalanmasının mümkün olduğuna inanıyoruz. Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanlarında olmayı sürdüreceğiz.
YUNANİSTAN'A ÇAĞRI: İŞBİRLİ ÇAĞRILARIMIZA KULAK VERİN
Doğu Akdeniz'de barış ve istikrarın sürmesi tüm tarafların hak ve hukukuna saygı gösterilmesine bağlıdır. Yunanistan'dan gerginlik ve tahrik siyasetini bir kenara bırakarak işbirliği ve dayanışma çağrılarımıza kulak vermesini bekliyoruz. Muhataplarımızın şimdiye kadar bu konuda en ufak bir adım atamaması kimin barıştan, kimin gerilimden yana olduğunu göstermiştir. Türkiye, haklarını sonuna kadar savunurken gerginlik stratejisi izleyenlerin oyununa da asla gelmeyecektir. Kıbrıs meselesinde de adil ve kalıcı çözüme ulaşılabilmesi için KKTC ile hep iyi niyetli ve yapıcı çaba sergiledik. Esasen gerçekleri görmek isteyen herkes bugün Ada'da iki ayrı devlet, iki ayrı halk olduğunu bilmektedir.
"BİR AN ÖNCE KKTC'Yİ TANIYIN"
Kıbrıs Türk halkının eşitlik hakkının tescil edilmesi Ada'daki çözüm anahtarıdır. Uluslararası toplumu, Kıbrıs Türklerine yönelik zulme son vermeye ve bir an önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni resmen tanımaya davet ediyoruz.
AB üyesi Yunanistan Müslüman Türk azınlıklara karşı hukuki yükümlülüklerini inkar eden, baskıcı politikalar izlemektedir. Temennimiz, Yunanistan'ın tüm bu sorumsuz faaliyetlerine son vermesi, AB'nin de hukuksuz uygulamalara sırtını dönmesini bırakmasıdır.
Bu yıl NATO'ya katılımının 70'nci yıl dönümüne ulaşan güçlü bir müttefik olarak AvrupaAtlantik bölgesinin güvenliğine katkıda bulunuyoruz. En batıdaki Asyalı olarak da yeniden Asya girişimiyle bu kıtada aynı amaçla çalışıyoruz. Son dönemde küresel düzeydeki sorunların ağırlaşan yansımalarıyla karşı karşıya bulunan Afrika ülkeleriyle dayanışmamızı güçlendiren adımları da bir bir hayata geçiriyoruz.