Gökhan Yıldırım 70’den fazla ülke gezdi. Fas’ta başlayan bu yolculuğun son durağı Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (KDHC)’ydi. Gökhan Yıldırım, yaşadıklarını YouTube üzerinden takipçileriyle paylaşıyor. Medyada yansıtılandan farklı bir KDHC ile karşılaşan Yıldırım, gideceği Lübnan, Suriye, İran’a hazırlık yaparken Aydınlık’ın sorularını yanıtladı.
Bize ilk olarak kendinizden bahseder misiniz?
Diyarbakır’da doğdum ama ben doğduktan 12 sene sonra İzmir Dikili’ye taşındık. Şu anda 25 yaşındayım. Önce Erciyes Üniversitesi’nde Rus Dili ve Edebiyatı okudum ama baktım bu şehir beni yutuyor okulu bırakıp tekrar sınava girdim ve burslu olarak Beykent Üniversitesi’ne gittim. İstanbul’a gitmemin asıl sebebi sosyal medyada hesaplarım büyürken daha kolay iş bulmak ve insanlarla tanışmaktı. Neden gezgin olduğuma gelirsek okulu bitirsem de mutlu huzurlu olmayacağımı farkettim. Etrafımdakileri değil, kendimi mutlu etmem gerekiyordu artık ve ben de öyle yaptım.
‘MEDYADAN GÖRDÜĞÜM KADAR BİLİYORDUM’
KDHC’ye girmeden önce nasıl bir ülke hayal ettiniz?
Ben de herkes gibi yalnızca medyadan gördüklerim kadarını biliyordum. Yolda araba olmadığını, herkesin aç sefil yaşadığını, sokaklarda insanların yattığını, bin perişan olduklarını... İşim sosyal medya... Acaba kameramı açabilecek miyim diye de kaygılandım. Fotoğraf çeksem de ülkeden çıkartabilir miyim? Ya kartımı alırlarsa düşüncesindeydim. Pasaportta uzun süre tutulacağımı sorguya alınacağımı düşünmüştüm. Ama en kolay geçtiğim pasaport kontrolüydü.
n Herhangi bir fotoğraf ya da video çekimi yaparken bir engelle karşılaştınız mı?
Bir tek 188 ülkeden liderlerine gelen hediyelerin sergilendiği müzenin içinde izin vermediler. Ki bence gayet doğal bir durum, dünyanın birçok yerinde müzelerde çekim yapmak yasak.
KDHC’nin liderlerinin gördüğünüz her posteri ve heykeli karşısında yürürken durdurulup eğildiniz mi?
(Gülüyor) Özür dileyerek güldüm buna. Halk her heykel veya resim önünde eğilmeye kalksa işini yapamaz. Şöyle örnek vereyim; Kim İl Sung meydanındaki resmin önünde ben kendim isteyerek video için eğildim. Ben resmin önüne giderken bizi gezdiren Koreli, telefonla konuşup gülüyordu. Hiç öyle eğilme falan olmadı. Her yerde heykel var demek de biraz abartı olur açıkcası. Evet birçok var ama “her yerde” değil. Resimlerini metronun içinde, gazetelerde, herkesin omzundaki rozetlerde görebilirsiniz.
HEM GARSON HEM SANATÇI
“Sanat kendini aşmış... Yaptıkları mozaikler, resimler olağanüstüydü. Çoğunlukla liderleri hakkındaydı ama yine de eserler çok iyiydi. Müzik konusunda da efsaneler, sanırım ülkede okula gitmiş olan herkes bir enstrüman çalabiliyor. Gemiyle gezintiye çıktığımızda garsonlar bize hizmet ediyorlardı. 10 dakika sonra kıyafetlerini değiştirip gitarlarla piyanolarla karşımıza çıktılar. Aralarından dört kişi de opera sanatçısı gibiydi. Hem garson hem de sanatçıydılar.”
‘ÜRETMEK HAYAT FELSEFESİ’
Diğer gezdiğiniz ülkeler arasında bir karşılaştırma yapalım: Kore’de bulunan vatandaşların refahı diğer ülkelere göre ne düzeyde?
Tabii ki ambargolar yüzünden diğer ülkelere göre gerideler. Aslında buna geride demek doğru mu bilmiyorum. Çünkü elde ne varsa onunla yaşamaya çalışıyorlar. Marketlerinde kendi üretimleri olan her şeyi ama her şeyi gördüm. Üretmek onlar için bir hayat felsefesi gibi. Şöyle söyleyebilirim, Bangladeş’te Rişkya (Bisikletli Hamal) olup günde 1 dolara onlarca kişiyi taşıyacağıma Kore’de yaşarım daha iyi.
Halktan kişilerle iletişim kurdunuz mu? Buna yönelik bir yasaklama ile karşılaştınız mı?
Halktan insanlarla Korece bilmediğim için konuşamadım. Ama Youtube’daki videolarıma bakarsanız “nihao” yani merhaba diyebildim ancak o kadar Korece biliyorum. Parkta oynayan çocuklarla gayet iletişime geçebildik. 1000 yıllık budist tapınağında bir anda etrafımızı yüzlerce çocuk sarmıştı. Sanırım bir okul turuydu. Onlarla da ailelerinden izin alarak fotoğraf çekilebildik. Herhangi bir yasaklama görmedim. Hatta çocukların yanına gidebilir miyim dediğimde “tabii ki neden soruyorsun ki?” demişlerdi.
Kore’de hiç evsiz veya fakir bir insan gördünüz mü?
Hiç evsiz insan görmedim. Belki bana göstermediler belki ben görmedim orasını bilemiyorum. Fakirlik tabii ki var. Şehirden uzaklaştıkça gözle görülür şekilde hissedebiliyorsunuz. Ama bu Kuzey Kore’ye özgü bir durum değil. Tüm dünyada başkentlerden büyük şehirlerden uzaklaştıkça fakirlik kendini gösteriyor. Norveç vs. konumuz dışı tabii...
Akşam dışarı çıkmak yasak mı?
Yasak kelimesi biraz abartı geliyor, şöyle diyelim; Hoş karşılamıyorlar. Bunun sebebini sorduğumda da “pasaportunuz ve vizeniz bende, sizi bir asker görse ve vizenizi gösteremezseniz sizi karakola götürürler. Uğraşmak zorunda kalırız” yanıtını aldım. İlk iki gün vizem ve pasaportum onlardaydı. Havaalanındaki kontrolden sonra anladığım kadarıyla bir de içeride kontrol etmişler.
Kadınlar etek giymek zorunda mı?
Eteksiz kadın gördüm mü bir düşünüyorum da sanırım görmedim. Ama bu şehirde böyle. Yoksa köyde tarlada çalışan kadın da etek giymiyor.
Ülkede Kore dışından yabancı içecek veya yiyecek yediniz mi? Halka açık marketlerde olan ürünler nelerdi?
Şöyle söyleyim; biz Türkiye’de ne yiyorsak orada da var. Yabancı marka viskiler, kolalar, çikolatalar marketlerde bulunuyor.
Her yerde askerler mi var?
Ne kadar garip her soruda “her yerde” diye soruyorsunuz. Çünkü bilgiler hep öyle internette. Evet birçok yerde asker var ama öyle her yerde değil. Tarlada çalışan kadınların başında da askerler beklemiyordu.
Toplu taşıma araçları zorunlu mu? Kişisel bir araba edinebiliyorlar mı? Taksi vb. ulaşım araçları var mı?
Taksi veya lüks araçları çok sayıda gördüm. Ama bildiğim kadarıyla hepsi devlete ait. Toplu taşıma kullanmayanlar gitmek istedikleri yere yürüyerek, bisikletle ya da taksiyle gidiyorlar.
TÜM KORE OYUN MU OYNUYOR?
Gezdiğiniz yerler “film seti” mi? Sadece görmeniz gereken yerleri mi gösteriyorlar?
Hayır. Zaten gitmeden önce biz söyledik şuralara gitmek istiyoruz diye. Çünkü biz turla gitmedik. Hiçbir yerde film setiymiş gibi hissetmedim. Belki de öyledir, eğer öyleyse tüm Kore Hollywood’luk oyuncu.
Lütfen tüm Kuzey Kore’ye ön yargılı olmayın. Ülkelerin siyasi sürtüşmeleri yüzünden milyonlar çocuk zorluk çekiyor. Oranın halkı çok üzülüyor. “Biz onlara ne yaptık ki, bakın sizi şu anda gezdiriyorum hiçbir problem oldu mu, etrafta bir sorun gördünüz mü” dediler.
Hangi ülkeye bir daha giderim diyorsunuz?
Tanzanya, Endonezya, Norveç, İsviçre ve Kuzey Kore.
Aydınlık