Bill Gates'in adını duyunca aklınıza ne gelir? Microsoft, Windows, belki bir de son yıllarda küresel ısınma ve Covid19'la ilgili açıklamaları... Peki Bill Gates'in halihazırda ABD'deki en büyük tarım arazisi sahibi olduğunu biliyor muydunuz?
Bu gerçek, ABD'de yayımlanan bir sektör dergisi olan Land Report sayesinde ortaya çıktı.
Derginin Ocak 2021 sayısında yayımlanan bir listeyle, 65 yaşındaki Gates, ülkede kamu arazileri dışındaki en geniş tarım topraklarına sahip kişi ilan edildi. Land Report'un edindiği bilgiye göre, Gates'in sahip olduğu arazilerin toplam yüzölçümü 242.000 akreyi (yaklaşık 980 kilometrekare veya 98.000 hektar) buluyor.
İngiliz Telegraph gazetesi, Gates'in sahip olduğu tarım arazilerinin genişliğinin İngiltere Kraliçesi 2'nci Elizabeth'e ait tarım topraklarından bile daha fazla olduğunu vurguladığı haberinde, bu durumu mercek altına aldı: Bir teknoloji milyarderi olan Gates'in tarım arazilerine bu kadar büyük yatırımlar yapmasının altında ne yatıyor? İşte gazetenin dosyasından çok çarpıcı satır başları...
25 YILLIK BİR STRATEJİ ZİNCİRİNİN SON HALKASI
Seattle'da doğup büyüyen, halen de orada yaşayan Gates'in satın aldığı arazilere bakıldığında, ABD'nin 19 eyaletine yayılmış olduğunu görmek mümkün. Özellikle de Louisiana, Arkansas, Arizona gibi eyaletlerde verimli topraklar satın alan Gates'in bu yatırımları 25 yıllık bir finans stratejisinin ürünleri olarak görülüyor.
Hürriyet'te yer alan habere göre, Microsoft'un kurucusu olan Gates, 1994 yılında servetini farklılaştırma kararı aldı. O tarihte Gates'in zenginliğinin büyük bir kısmı Microsoft'un yüzde 45 hissesine sahip olmasından geliyordu. Yatırımlarını çeşitlendirmek isteyen Gates, bir bono yöneticisi olan Michael Larson'a başvurdu. Larson'ın yönlendirmesiyle Cascade Investment isimli bir şirket kuran Gates, dümeni de Larson'a bıraktı. Gates'in bir teknoloji zengininden toprak ağasına dönüşmesinin arkasında da Larson'ın hamleleri yatıyor.
Gates, Larson'la çalışmaya başladıktan sonraki ilk 20 yılda, ülkenin farklı yerlerinde 100.000 akreden fazla toprak satın aldı. Bu yatırımlar tek başına bile oldukça dikkat çekici. Ancak Gates'in 2017'den bu yana satın aldığı arazilerin büyüklüğü, bu yatırımları bile gölgede bırakacak cinsten. 2017'de Cascade Investment, 9 farklı eyalette 100.000 akreden fazla toprağa yarım milyar dolardan fazla para yatırdı. Bir sonraki yıl sadece bir araziyi 171 milyon dolara satın alan şirket, birkaç ay içinde toplamda 690 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirdi.
GATES İÇİN ÇOK KÜÇÜK BİR PARA AMA…
Forbes dergisinin bu hafta açıklanan milyarderler listesinde dördüncü sırada bulunan Gates'in şu anki varlığı 129,2 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Yani söz konusu harcama Gates'in servetinin yüzde 0,5'ine denk geliyor. Satın aldığı araziler ise ABD'nin toplam tarım topraklarının yüzde 0,25'ini oluşturuyor. Ama yine de bu kadar kısa sürede bu kadar büyük yatırımlar dikkat çekici. Peki neden?
Şaşıracaksınız ama analistler bu sorunun cevabının "para" olduğunu düşünüyor. Sonuç itibarıyla Larson'ın görevi Gates'in servetini büyütmek. Tarım arazilerine, özellikle de verimli tarım arazilerine olan talep de dünya nüfusunun artış hızına bağlı olarak gittikçe artıyor. Özetle Gates, çağımızın en değerli ve sınırlı kaynaklarından birine yatırım yapıyor.
BU KONUDA İLK KEZ KONUŞTU
Öte yandan parasını neden tarım arazilerine harcadığı sorusu Gates'in kendisine de soruldu. Son kitabı 'How to Avoid a Climate Disaster'ın (Bir İklim Felaketinden Nasıl Kaçınılır) tanıtımı için 21 Mart'ta Reddit platformunun AMA (Bana İstediğinizi Sorun) oturumlarından birine konuk olan Gates'e katılımcılardan biri, "Hey Bill! Neden bu kadar çok tarla alıyorsun?" diye sorunca Gates'in yanıtı şöyle oldu: "Yatırım grubum bu kararı verdi. İklimle alakası yok."
Bu sözler Gates'in bu konudaki ilk yorumu olarak tarihe geçti ancak birkaç dakika sonra yazdıkları bunun tam tersiydi. "Tarım sektörü önemli" diyen Gates şöyle devam etti: "Daha fazla üretken tohumla, orman tahribatını önleyebilir ve Afrika'ya halihazırda yaşadıkları iklim zorluklarıyla başa çıkmaları için yardımcı olabiliriz."
Ardından su konusuna da değinen Gates, "Bol miktarda suyumuz var. Sorun şu ki bu suyu tuzdan arındırmak ve ihtiyaç duyulan yere nakletmek pahalı bir iş. Maliyetler bizi suyun tarımda kullanımından uzaklaştırıyor. Yeni tohumlar su tüketimini azaltabilir ancak bazı bölgelerde eskisi kadar çok tarım yapılamayacak."
ET KONUSUNA DA SIK SIK DEĞİNİYOR
Bütün bunları Gates'in satın aldığı arazilerde sürdürülebilir tarım metotlarıyla denemeler yapacağının işareti olarak okumak yanlış olmaz.
Dahası Gates sadece tarımla değil hayvancılıkla da oldukça ilgili. Gates özellikle gelişmiş ülkelerde eti için üretilen ve atmosferdeki sera gazı miktarına büyük etkisi bulunan kasaplık hayvanların yerine Impossible Foods ya da Beyond Meat gibi sentetik etlerin tüketiminin yaygınlaşması gerektiğini savunuyor. (Cascade Investment, Beyond Meat'in de hissedarları arasında.) Bu açıdan bakıldığında da Gates'in yatırımları sadece bir yatırım değil, aynı zamanda dünyayı kurtarma projesinin bir parçası gibi görünüyor. (Cascade Investment'ın hissedarı olduğu şirketlerden biri de traktör üreticisi John Deere.)
Cascade Investment'tan bağımsız bir kuruluş olan Bill ve Melinda Gates Vakfı'nın geçtiğimiz yıl hayata geçirdiği bir tarımsal innovasyon projesini de burada hatırlamak gerek. "Gates AgOne" isimli proje kapsamında "gelişmekte olan ülkelerdeki çoğunluğu kadın olan küçük çiftçilere, ürün verimliliğini sürdürülebilir biçimde artırma ve iklim değişikliğinin etkilerine adapte olma" desteği sağlanıyor. Gates çiftinin bu vakıf aracılığıyla çeşitli hayır işlerine 35 milyar dolar harcadı ve harcamaya devam ediyor.
GERÇEKTEN DÜNYAYI MI KURTARIYOR?
Bununla birlikte Gates'in son hamleleri eleştirilerin hedefi de oluyor. Bu eleştiriler Gates'in gıda ve tarım sektörlerinde çok fazla güçlendiğini ve gezegene yardım etmektense kendini zenginleştirmekle ilgilendiğini savunuyor.
Milyarderlerin ve şirketlerin toprak alımının, tarımı endüstrileştirdiği, küçük toprak sahiplerini ve aile çiftliklerini atalarından kalan topraklarda tarım yaparak yaşayamaz hale getirdiği yönünde eleştiriler de mevcut.
Örneğin Guardian için bir makale kaleme alan yerli Amerikalı akademisyen Nick Estes, Gates gibilerin yaptıklarını "tekelleşme" olarak nitelendirdi. Estes, "Hepimizin üzerinde yaşadığı toprak, birkaç kişinin malı haline gelmemeli. Endüstri devlerinin vergiden kaçma çabaları her zaman kamuya yapacakları bağışlardan büyük olacak" ifadelerini kullandı.
TARIM ARAZİLERİ BAŞKA ZENGİNLERİN DE RADARINDA
Öte yandan tarım topraklarına yatırım yapan tek milyarder de Gates değil. Uzmanlar verimliliğini kaybetmiş toprakları iyileştirmenin ve buralarda biyoçeşitliliği artırmanın yatırımcılar için heyecan verici bir fikir olduğunu düşünüyor. Hükümetlerin gündemindeki karbon vergileri ile doğayı koruyup iklim değişikliğini önleme yönünde adımlar atılanlara yönelik ödüllendirmeleri de yatırımcıların iştahını kabartıyor.
Örneğin Amerikan medya devi Ted Turner, 2 milyon akrelik bir arazinin sahibi. Bir kısmı tarım alanı olan bu arazinin bir kısmında da ülkenin son buffalo sürüsü serbest hale geziyor. Ancak bu çiftliğin bulunduğu arazinin bir süre önce Amerikan yerlilerine vadedilmiş olması tepkilere neden oluyor.
Danimarkalı milyarderler Anders ve Anne Holch Polvsen de İskoçya'da 200.000 akrelik bir araziye sahip. Ancak İskoçya Toprak Komisyonu bölgede toprakların tek elde toplanmasının "bölgede yaşayan topluluklar nezdinde önemli ve uzun vadeli yıkıma yol açtığını" ifade ediyor.
Karbon nötr olma ve diğer iklim hedeflerini yakalamak zorunda olan bazı yatırım fonları da şimdiden çeşitli yerlerde toprak alımları yaptı.