Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Öğretim Üyesi ve Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Seçil Özkan, 81 ilde yapılacak corona virüse karşı toplumdaki bağışıklık oranlarını verecek antikor testlerine ilişkin açıklama yaptı.

Prof. Dr. Özkan, Avrupa'da da bir kaç ülkede, "Toplum bu salgın sürecinde bağışıklık kazandı mı" diye antikor geliştirme çalışması yapıldığını belirtti. Prof. Dr. Özkan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın bu kapsamda "Türkiye'de 150 bin haneye ulaşacağız" açıklamasını anımsatarak, "Sağlık personelimiz 81 ilde 153 bin kadar haneye giderek, bu haneden bir kişiyi örnek seçecek. Bu haneler Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından rastgele seçiliyor. Kişiye bir kaç tane soru sorulup, ardından bizim PSR testi dediğimiz burundan kültür alıp, hasta olup olmadığı testi yapılacak. Biraz da kan örneği alıp antikor bakılacak. Bu antikor da bize hastalık geçirip geçirmediğini, bağışıklık kazanıp kazanmadığını gösterecek" dedi.

Prof. Dr. Özkan, bu çalışmanın Türkiye için gerekli olduğunu belirterek, "'Bu koronavirüs süreci bizim toplumumuzda nasıl geçti', 'bağışıklık kazanıldı mı', 'koronavirüs ne düzeyde bağışıklık bırakıyor', bizim toplumumuz için de bu rakamı göreceğiz. Biliyorsunuz İsveç yaptı bu çalışmayı. Yüzde 7 gibi oldukça düşük bir rakam buldu. Bu, bize bu hastalıkla mücadelede yeni bilgiler sağlayacak. Gelen sağlık personeline toplumumuz yardımcı olmalı. Çünkü bu bizim sağlığımız için ne önlemler alalım diye yapılan bir çalışma. Sağlık personeli sahada büyük bir emek verecek, yardımcı olmak lazım. Sanırım pazartesi gibi başlanacak. Bakanlık bu konuda büyük emekler sarf ederek hızlıca 1012 günlük bir süreçte verileri toplayıp, analiz edecek. Testi yapılan kişilere de geri dönülecek, PSR pozitif mi çıktı, antikoru nasıl çıktı diye" ifadesini kullandı.

'İKİNCİ DALGAYI YAŞAYABİLİRİZ'
Hafta sonu, sokaklarda yaşanan yoğunluğa dikkat çeken Prof. Dr. Özkan, salgının devam ettiğini vurguladı. Prof. Dr. Özkan, "Biz daha sıfır vaka görmedik. Sıfır vaka görme süremiz de önemli. Biz sıfır vaka görsek bile çevremizdeki ülkelerde de bitmedi. İran'ı biliyorsunuz yeni bir ikinci dalgaya geçti. Türkiye de bunu yaşayabilir. Önümüzdeki günlerde rakamlara bakılarak yeni açılacak yerler olacaktır ya da yeni normalde eklediğimiz yerler olacaktır. Mesafe, maske, ek hijyen, buna dikkat edersek yeni normal dönemde ikinci dalga yaşamayız. Hafta sonu inanılmazdı. Piknikler, sosyal mesafeler aşılmış, sanki eskiye dönülmüş gibiydi. Bunu yaparsak ikinci bir dalga yaşayabiliriz. Bizim için bu çok üzücü olabilir" diye konuştu.

'DİKKAT ETMEMİZ GEREKİYOR'
Prof. Dr. Özkan, çevrelerinde belirti göstermeyen insanlar olduğunu vurgulayarak, "Çevremizdeki herkes koronavirüsmüş gibi davranmamız lazım ki ikinci dalgayı yaşamayalım. İran'da şimdi 2 binleri geçen vaka sayıları, salgının pik noktalarına gitmeye başladılar. Bu bizi zorlayacaktır, belki geri adım atmamıza neden olacaktır. Kısıtlamaları kaldırdık; ama kısıtlamalara geri dönüşler olacaktır, ülke örnekleri var. Biraz daha sabretmemiz gerekiyor. Biraz daha rakamlar düşsün. Yazı, bu rakamları düşürerek yavaş yavaş atlatalım. EkimKasım'da da virüsün mevsim itibarıyla kış aylarında artmasını beklediğimiz için ikinci dalgayı bekliyorduk biz. Ona gelmeden bu yeni normalde davranışlarımızı düzeltmezsek yeni dalgayla karşılaşma korkusu açıkçası var, dikkat etmek gerekiyor" diye konuştu.

'KORKUM BİNLERE ÇIKABİLİRİZ'
Prof. Dr. Özkan, koronavirüse karşı uyulması gereken kurallara uyulmadığını kaydederek, "Bu hastalığın kuluçka süresi 14 gün diye geçiyor; ama ortalama 67 günde bir kişiden kapıldıysa belirtiler çıkmaya başlıyor. Biz bayağıdır 800900'lü rakamlarda ilerliyoruz, aslında düşmemiz gerekiyor. Demek ki bu 1 Haziran ve 11 Mayıs'taki yeni normal dönemde kurallara uymuyoruz bence. Biz bu inişi devam ettiremedik. Korkum binlere de çıkabiliriz. 1 Haziran'ın etkisini biz bu hafta göreceğiz. Hafta sonunun etkisini de 1415'inde görebiliriz. Dalga daha da yukarıya çıkabilir. Bunun için mümkün oldukça mesafeyi korumalıyız. Yeni normalimiz bu, tamamen eski hayatımıza dönmemiz için 3 şart var. Ya aşı bulunacak herkesi aşılayacağız, ya virüs olumlu yönde bir değişim yaşayacak bizi hasta etmeyecek ya da kolay bir tedavisi bulunacak biz bu işten kurtulacağız. Bu üçüne de vakit var. Onun için bu yeni normal yaşantımıza alışacağız" dedi.