Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr Alpay Azap, koronavirüs tanı testlerinin herkese yapılmadığını, klinik olarak başka bir etken gösterilemeyen vakalara yapıldığını belirtti. Azap, "Yakın çevresinde koronavirüs tanısı almış birisi varsa o zaman herhangi bir solunum belirtisinin olması, solunum şikayeti, test çalışmak için yeterli" dedi..
Havaların soğuk gitmesi nedeniyle influenza virüsüyle hastalananların sayısında artış olduğunu kaydeden Azap, "Öncelikle hekimlik yapıp hastanın şikayetlerine göre, muayenesine göre ayırıcı tanı yapmaya çalışıyoruz. Eğer başka bir sebep bulursak, çok koronavirüs düşünmüyorsak tanı testi istemiyoruz. Başka bir sebep bulamazsak mutlaka istiyoruz" diye konuştu.
Hastalığın belirtilerini taşıyan ve bu belirtilerin başka bir nedenle açıklanamadığı kişilerden tanı testi için boğaz ve burun sürüntüsü alındığını kaydeden Azap, alınan numunelerin Sağlık Bakanlığı'na bağlı laboratuvarlara gönderildiğini belirtti..
"EĞER HIZLI TEST NEGATİFSE..."
Sağlık Bakanlığı'nın laboratuvarları ve kullanılan tanı kiti Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından onaylı olduğu için Türkiye'de yapılan testler DSÖ'ye gönderilmiyor. Bakanlık, vaka sayılarını DSÖ'ye bildiriyor. Azap, "Bizim laboratuvarlarımızda işlemler şöyle yapılıyor: Hızlı test (Çin'den gelen) varsa öncelikle hızlı testi öneriyoruz. Eğer hızlı testte pozitif çıkarsa uzun teste gerek yok. Negatif çıkar da yine de kuvvetli şüphe devam ediyorsa kullanmakta olduğumuz uzun testi istiyoruz" dedi.
EVE GELENLER DİKKATLİ OLMALI!
Azap, 65 yaş üstüne yönelik sokağa çıkma kısıtlamasına ilişkin ise şunları söyledi: "En riskli grubun sokakta olmaması olumlu. Bu dışarıda dolaşan kişi sayısını azaltır. Dışarıda olmadıkları için virüsle karşılaşma olasılıkları azalacaktır. Ama asıl aynı evde yaşadıkları kişiler varsa onlar da dışarı gidip geliyorsa, bu onları tamamen korumayacak. Eve dışarıdan gelenlerin de içeri girer girmez hemen ellerini yıkamaları, evdeki yaşlı ve kronik hastalıkları olanlara temas etmemeleri gerekiyor."