Amerika’da seçim yaklaşıyor. Küreselcilerin adayı Joseph R. Biden ile serbest ticareti ve liberal ekonomik düzeni ret eden Donald Trump karşı karşıya gelecek.
Dört yıl önce Donald Trump "Amerika’yı yeniden büyük yapacağız" sloganını kullanarak başkan seçilmişti. Trump’ın rakibi Joseph R.Biden ise dört yıl sonra, "Amerika yeniden dünyaya liderlik yapmalıdır" söylemi ile seçimi kazanmayı amaçlamaktadır
Küreselcilerin başkan adayı Joseph R. Biden, başkan seçildiğinde uygulayacağı politikaları 21 Ekim tarihinde Foreign Affairs’de yayınlanan "Neden Amerika Yeniden Liderlik Yapmak Zorundadır" başlıklı makalesinde açıkladı.
Trump döneminde ABD’nin dünyadaki nüfuzunun ve güvenilirliğinin azaldığını ifade eden Biden, Amerika’yı yeniden dünya lideri yapmayı amaçlamaktadır. Biden’a göre, Amerika’nın dünya liderliği hem Amerika hem de dünya için bir zorunluluktur.
Biden’ın makalesinin başlığını bir Amerikan itirafı olarak kabul etmek gerekir; çünkü, ABD’yi yeniden dünya lideri yapmak söz konusu edildiğine ve Biden bunu öncelikli amaç olarak vurguladığına göre ABD’nin günümüzde dünya liderliği yeteneğini kaybetmiş olduğunu kabul etmemiz gerekir.
Biden makalesinde, başkan seçildiğinde öncelikle ABD demokrasisini ve ittifaklarını yenileyeceğini, ABD ekonomisinin geleceğini güven altına alacağını ve Amerika’yı yeniden dünya lideri yapacağını vurgulamaktadır.
Her “demokrat” gibi Amerikan değerlerinin önemini vurgulayan Biden, makalesinde, demokrasi ve liberalizm değerlerini öne çıkarmakta, başkanlığının ilk yılında dünyada ‘’Demokrasi Zirvesi’’ organize edeceğini yazmaktadır.
Ekonomik güvenliğin ulusal güvenlik olduğunu, orta sınıfı güçlendirmeye öncelik vereceğini ifade eden Biden, ticaret engellerini kaldıracağına ve ekonomide korumacılığa karşı koyacağına söz vermektedir.
Çin’in meydan okumalarına karşı en etkili yolun ABD’nin müttefikleri ve ortakları ile müşterek bir cephe kurması olduğunu ifade eden Biden, dış politikada küresel tehditlere karşı müttefikleri ve ortakları ile birlikte hareket edeceğini vurgulamaktadır.
Biden başkan seçilirse, askeri güç, sadece ABD’nin yaşamsal çıkarlarını savunmak için, hedefin açık seçik ve erişilebilir olduğu durumlarda ve son çare olarak kullanılacaktır. Diplomasi ise Amerikan gücünün öncelikli aracı olacaktır.
NATO’nun ABD’nin ulusal güvenliğinin kalbi olduğunu ifade eden Biden, bu tarihi ortaklığı onarmaktan daha fazlasını yapacağını söylemekte; Avusturalya, Japonya, Güney Kore ittifaklarının önemini vurgulamakta, İsrail’in güvenliğinin öneminden bahsetmektedir.
Demokrasinin Amerikan toplumunun sadece kurucu değeri değil, aynı zamanda gücünün kaynağı olduğuna ve demokrasinin Amerikan liderliğini güçlendiren ve yayan değer olduğuna inanan Biden, demokrasinin aynı zamanda ekonomik refah sağladığını da ifade etmektedir.
Biden’a göre ABD, demokrasiden kaynaklanan gücü ile dünyada yeniden liderlik yapmak için hazır olduğunu kanıtlamalıdır.
Biden, makalesinde İran ve Kuzey Kore sorunları ile nasıl mücadele edeceğini anlatmakta, geleceğin teknolojileri hakkındaki hedeflerini de açıklamaktadır.
Biden eğer başkan seçilirse Amerika’yı yeniden dünya lideri yapmaya söz vermektedir. 0na göre Amerika’nın dünyaya liderlik yapması bir zorunluluktur.
Özetle, klasik Amerikan değerlerini öne çıkaran Biden, Amerika’nın gücünün demokrasiden kaynaklandığına inanmaktadır. Biden, başkan seçilirse liberalizmin, serbest ticaretin savunuculuğunu yapacak; ittifakları ve ortaklıkları güçlendirecek, diplomasiye öncelik verecek, askeri gücü yaşamsal çıkarlar tehlikede olduğu zaman son çare olarak kullanacaktır.
SON SÖZ:
Biden’a göre Amerika’nın gücü demokrasiden kaynaklanmaktadır ve ABD bu gücü ile dünyaya liderlik yapmalıdır!
Burada akla gelen soru şudur: Siyahilerin hala ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğü, beyaz Anglo Sakson ırkçı polislerin siyahileri öldürdüğü, bu nedenle sokak eylemlerinin hala devam ettiği, işsizlerin, evsizlerin sayısının giderek arttığı, sağlık sigortası olmayanların sokaklarda öldüğü Amerika’da gerçek demokrasi var mıdır ki Biden demokrasiden kaynaklanan gücü ile Amerika’yı dünya lideri yapmak istemektedir?
Küresel güç mücadelesinin hız kazandığı süreçte ABD, Çin’in yükselişini engelleyerek gerçekten dünya liderliğini gerçekleştirebilecek midir? Yoksa, Çin mi dünya liderliğine yükselecektir?
Yoksa, Arap Baharı'nda da olduğu gibi Biden döneminde ABD, demokrasiyi yayma bahanesi ile yine renkli devrimlerle, rejim değişiklikleri ile dünyanın başına bela olmaya devam mı edecektir?
Eğer, Biden seçilirse Amerika’yı yetmiş sekiz yaşındaki yarı bunak bu adam mı yoksa Amerikan derin devleti mi yönetecektir?