Tüm dünya Türkiye'deki seçimleri anbean takip etti. İkinci turun yapılacağı 28 Mayıs öncesi Türk seçmenini yönlendirmek isteyen Batı medyası kirli bir propaganda ağı başlattı. Yedili Masa ve Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu için eşi benzeri görülmemiş bir algı operasyonu yürüten medya seçimler sonunda büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. 

AÇIKTAN KEMAL KILIÇDAROĞLU'NU DESTEKLEDİLER

Türkiye seçime giderken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın izlediği bağımzsızlık politikasına son vermek isteyen küresel çetenin aparatları türlü algı operasyonlarıyla manipülasyonlara imza attı. Batı medyası açık açık destek verdiği Kemal Kılıçdaroğlu ve Yedili Masa için eşi benzeri görülmemiş bir kampanya yürüttü.

Bu süreçte bir an olsun rahat durmayan Batılı medya haber, analiz, kapak ve hatta belgesellerle Türkiye'de demokrasi olmadığına yönelik bir algı operasyonu için düğmeye bastı ve Türkiye'nin siyasetine açık açık müdahale etti.

HALK GEREKLİ CEVABI VERDİ

İlk günden bu yana "Türkiye'de demokrasi yok" yalanlarıyla  Batı medyasına en güzel cevabı veren Türk halkı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı bir kez daha seçerek yürütülen kirli operasyonu da suya düşürdü.

Güçlü bir Türkiye istemeyen Batı medyasının dünyada eşi benzeri görülmemiş bir operasyonla Cumhurbaşkanı Erdoğan nefretini körüklediği analizler, PKK terör örgütünü güzellediği haberler ve Kemal Kılıçdaroğlu için yapılan reklam çalışmaları unutulmayacak. İşte bazı örnekler...

THE ECONOMIST

İngiliz The Economist dergisi, kirli algı operasyonunda başı çekti. Türkiye'deki seçimleri İngiltere'deki seçimlerden daha fazla önemseyen dergi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve AK Parti hükümetini karalayıcı skandal propagandalara imza atan The Economist, tüm sosyal medya hesaplarını propaganda aracına çevirdi. The Economist, mayıs ayı kapağında '2023'ün en önemli seçimleri' başlığı ile okurlarının karşısına çıktı ve 'Erdoğan gitmeli' ifadelerini kullandı. Kapakta, "Oy verin, demokrasiyi kurtarın, Erdoğan gitmeli" ifadeleri yer aldı. Dergi, Kemal Kılıçdaroğlu için "Türkiye'nin bir sonraki cumhurbaşkanı olarak sıcak bir şekilde destekliyoruz." İfadelerini kullandı.

Türk seçmeni yönlendirmeye çalışan The Economist, Kılıçdaroğlu'nun kazanmasını arzuladıklarını beyan ederek "Muhalefet zaferi Batı için çok büyük jeopolitik değere sahip olur" ifadeleri ile açık açık itiraf etti.

SOSYAL MEDYAYI DA KULLANDI

The Economist, sosyal medya hesaplarından da aynı propagandayı sürdürdü. 

"Türkiye'deki seçim bu yıl dünyanın en önemli seçimi. Recep Tayyip Erdoğan kaybederse, demokrasideki erozyonun tersine çevrilebileceğini ve diğer diktatörlerin nasıl ortadan kaldırılabileceğini gösterecek." diyen dergi bunun gibi akıl almaz sözleri sürekli olarak tekrar etti.

The Economist, Erdoğan'ın az farkla yenileceği iddiasında bulunmuştu.

"ERDOĞAN KAYBEDERSE DÜNYA SEVİNECEK"

İngiliz The Telegraph ise "Erdoğan kaybederse dünya sevinecek" haberiyle operasyona katılmış, Erdoğan'ın Suriye politikasından S400'leri almasına kadar dış politikadaki kritik hamlelerinden duydukları rahatsızlıkları tek tek yazmıştı. Gazete, terör örgütü PKK'nın yuva yaptığı İsveç'in NATO'ya üyelik sürecinin uzamasından da şikayetçi oldu.

NATO'NUN İÇİNDEKİ "DÜŞMAN"

Türkiye'nin üyeliğinin sürmesinin tek nedeni güneydoğu kanadındaki stratejik olarak hayati konumu ifadelerini kullanacak kadar küstahlaşan gazete, Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'a karşı hafif bir avantajının olduğunu iddia etti. Gazete "NATO'nun içinde bir düşmanı var ve düşüşe geçiyor " başlığı ile okuyucularının karşısına çıktı.

BBC'DEN ERDOĞAN KARŞITI BELGESEL

İngiliz yayın kanalı BBC, bir adım daha ileri gitti ve "Türkiye: Erdoğan'ın İmparatorluğu" başlıklı bir mini belgesel serisi hazırlayarak videoda skandal ifadelere yer verdi. Belgeselin bir bölümünde "Bazıları artık Erdoğan'ın iktidarda kalmak için her şeyi yapacağını söylüyor. Şapkada ne sakladığını bilmiyoruz. Ne tür bir şapka çıkaracak. Siyasi sürprizlerin ustasıdır. Rakibini nasıl baltalayıp yeneceğini çok iyi biliyor" denildi.

AHMET ŞIK'I KONUŞTURDULAR

Türkiye'de yasa dışı faaliyetlerin olduğu iftirasında bulunan belgeselin başka bir kesitinde PKK'nın siyasi uzantısı HDP'den milletvekili seçildikten sonra TİP'e geçen Ahmet Şık konuşturuldu. Ahmet Şık, bir 'derin devletin' olduğu ve yapının çirkin işler yaptığını iddia etti.

Aynı belgeselde FETÖ güzellemesi de yapıldı. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen 'iyi niyetliymiş' gibi gösterilerek dünyanın her yerinde sözde güvenli okullar açıldığından bahsedildi. Belgesele konuk olanlar arasında eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan da vardı. Özkan, FETÖ tarafından ele geçirilen kadrolarla ilgili AK Parti'yi suçladı.

GEZİ PARKI

Belgeselde Gezi Parkı'ndan da bahsedildi. Gezi Parkı ile ilgili firari Mehmet Ali Alabora ile röportaj yapıldı. Alabora Gezi Parkı ile ilgili açıklamalarda bulundu. 2 bölümü yayımlanan belgeselin ilk bölümünde Erdoğan'ın siyasete başladığı ilk yıllarından bahsedildi. Belgeselin devamında ise Gezi Parkı olaylarından bahsediliyor. İkinci bölümde ise Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun olduğu görüldü. Bölümün açıklamasında, "14 Mayıs 2023'te Erdoğan yeni bir genel seçimle karşı karşıya. Anketler, Erdoğan'ın iktidar ittifakını ve muhalefeti tahmin edilemeyecek kadar yakın gösteriyor, ancak birçok kişi Erdoğan'ın iktidarda kalmak için her şeyi yapacağına inanıyor" denildi.,

HİLAL DETAYI

Alman Der Spiegel de boş durmadı. Derginin basılı şekilde piyasaya çıkan son sayısındaki kapakta Erdoğan'ın fotoğrafına yer verildi, "yenilmez" anlamına gelen "unbesiegbar" kelimesini kullanıldı ancak "un" ekini siliniyormuş gibi gösterildi. Derginin kapağındaki 'Hilal' detayı ise Almanların asıl amaçlarını ortaya çıkarır nitelikteydi. İslam'ı simgeleyen Hilal sembolünün parçalanmış olarak gösterilmesi Alman Der Spiegel'in hedefinde İslam'ın da olduğunu gösterdi.

Bir başka bölümde ise FETÖ firasisi Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'ın, "O gün gelirse" başlıklı makalesi yer aldı.

ALMAN DEVLET KANALI DA KARA PROPAGANDAYA İMZA ATTI

Alman devlet kanalı ZDF de Türkiye karşıtı propaganda yaptı. Kanal, firari Can Dündar'ın "Erdoğan'ın terör listesi" isimli propaganda belgeselini yayınladı. ZDF, bu belgeselde FETÖ ve PKK teröristlerinden "muhalifler" olarak bahsederken PKK'lı teröristleri aklamaya gayret etti. Dündar, belgeselde FETÖ tetikçisi Cevheri Güven'in de evine "konuk" oldu.

Açık açık PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın propagandasının yapıldığı skandal belgeselde İsveç'in kucak açtığı bir diğer firari FETÖ tetikçisi Ahmet Dönmez, İsveçli PKK destekçisi eski vekil Amineh Kakabaveh, firari PKK destekçisi Osman Baydemir, PKK destekçisi isim Fehim Taştekin de yer aldı.

FRANSIZ DERGİLER ERDOĞAN DÜŞMANLIĞINI KAPAKLARINA TAŞIDI

Fransız 'Le Point' ve 'Le'xpress' dergileri de kapaklarıyla Erdoğan nefretini kustu. Fransız Le Point dergisi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fotoğrafını kapağını taşırken, Putin benzetmesinde bulundu. Derginin kapağında Erdoğan'dan 'İslamcı' olarak bahsedilirken "Putin gibi, İslamcı cumhurbaşkanı da imparatorluk hayalinin peşinden gidiyor. Seçim arifesinde dünya nefesini tutuyor." denildi.

Fransız Lexpress ise "Erdoğan ve kaos riski" başlıklı kapağında Türkiye'de yapılacak 14 Mayıs seçimlerine odaklandı. "Avrupa ile ilişkiler, Mülteciler ve Orta Doğu" konularını işlendiği kapakta "Türkiye: Tüm tehlikelerin seçimi" başlığı dikkatlerden kaçmadı. Öte yandan dergi, Başkan Erdoğan'ın Putin ile yaptığı anlaşmaları ve ikili ilişkileri de hedef aldı.

ABD'li Time dergisi, Batı medyasının "bilinçli" olarak Erdoğan karşıtı bir tutum izlediğini söyleyerek, tüm Batı'nın Kılıçdaroğlu'nu seçtirmek için çaba gösterdiğini itiraf etti.