104 emekli amiralin yayımladığı bildirinin etkisi, dünya basınında da önemli ölçüde yer aldı. Batı basınının, yurt içinde, denizlerde ve sınır ötesinde vatan savunması yapan Türkiye’ye yönelik “otokratik” ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik “diktatör” söylemlerinin gittikçe arttırdığı bir dönemde, 104 emekli amiralin bildirisi emperyalist ülkelerin yayın organlarının ekmeğine yağ sürdü.

Özellikle Avrupa basını olayı “Cumhurbaşkanına karşı çıkan içeri atılıyor”, “İstanbul kanalına muhalif 10 amiral gözaltında”, “Amiraller Erdoğan’a karşı” manşetleri ile Türk hükümeti ile ordu arasında bir ayrışma yorumları vererek gördü.

İNGİLİZ BASINI: AMİRALLER ERDOĞAN’IN ÇILGIN PROJESİNE KARŞI

İngiliz The Guardian gazetesi olayı “Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mevcut Boğaz'a ek olarak Karadeniz'den Akdeniz'e yeni bir geçiş yaratacak olan ‘çılgın’ İstanbul kanal projesine kamuoyunda yaptığı eleştiriler üzerine 10 emekli amirali gözaltına aldı.” şeklinde duyurdu. Guardian’ın yanı sıra Independent da olayı iki gün art arda “Erdoğan’a amiral muhalefeti” şeklinde okuyucularına duyurdu.

İngiliz devlet kanalı BBC, olayı geniş bir şekilde haberleştirdi. BBC’nin haberinde Türk ordusu “Atatürk’ün kurduğu seküler Türkiye Cumhuriyetinin koruyucusu” diye nitelendirirken “İslamcı Ak Parti’nin Genel Başkanı Erdoğan, askeriyenin gücünü kırıyor” iddiası ile hükümet ile orduyu karşı karşıya getiren bir yorumda bulundu.

ALMAN BASINI: MUHALİF AMİRALLER GÖZALTINDA

Amirallerin bildirisi Almanya’nın hemen bütün büyük basın organlarında geniş yer aldı. Türkiye düşmanı yayınlarıyla bilinen Deutsche Welle, daha haberinin girişinde “Kanal İstanbul’u eleştiren 10 eski amiral, darbe iddiasıyla gözaltına alındı” diyerek tüm muhaliflerin darbeci olarak etiketlendiği imajını yaratıyor.

Almanya’nın ABD lisansıyla yayın hayatına başlayan Süddeutsche gazetesinde ise Tomas Avenarius imzalı haberde kullanılan başlık da oldukça manidar: “Emekli Amiraller Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın planı için alarm çalıyor.” Haberde özellikle Kanal İstanbul üzerinden Montrö Anlaşması’nın da hedef alındığını yazan Avenarius, Kanal İstanbul’un Erdoğan’ın kendi kişisel projesi olduğuna değinerek bildiriyle ilgili yürütülen gözaltı kararlarını da 2016’daki darbe girişiminin ardından başlatıldığını iddia ettiği “Kemalistlerin ordudan tasfiyesi” çalışmasının bir devamı olarak nitelendiriyor.

Almanya’nın diğer büyük medya organları Zeit, Spiegel ve RND olayı “Amiraller Erdoğan’a karşı” başlığıyla verirken, Frankfurter Allgemeine Gazetesi adına Rainer Hermann hazırladığı haberde “Türkiye’de bir sonraki darbe tartışması” başlığını kullandı.

ALMANYA’DAN ‘HDP’DEN SONRA HEDEF CHP’ ALGISI

Alman Sosyal Demokrat Partisi SPD’nin yayın organı Vorwärts ise Alman basınının genel özetini sunuyor. Kristina Karasu’nun imzasını taşıyan haberde Charles Michel ile Ursula von der Leyen’in Ankara ziyaretleri değerlendirilirken, ziyarette Erdoğan’a “tehlikeli bir açık çek” verildiğini belirtiliyor, “muhaliflerle savaşan Erdoğan” algısı üzerinde durup, Erdoğan’ın bu doğrultuda Merkez Bankası başkanını değiştirdiğini, İstanbul Sözleşmesi’nden ayrıldığını, HDP hakkında kapatma davası açtırdığını ve son olarak da Kanal İstanbul’a itiraz eden amiralleri gözaltına aldırdığı yazılı. Öte yandan SPD’nin kardeş partisi CHP’yi de koruma altına alan Karasu, Erdoğan’ın CHP bağlantısı vurgusu ile bir sonraki adımda CHP’yi de hedef haline alacağı iddiası sunuyor.

FRANSA: HÜKÜMET VE ORDU YİNE KARŞI KARŞIYA

Fransa’da özellikle Le Figaro gazetesinde Delphine Minoui imzalı haber öne çıkıyor. Girişte “Bu açıklama başka bir zaman yapılmış olsaydı muhtemelen fazla dikkat çekmezdi, ancak Boğaziçi Eylemleri ve İstanbul Sözleşmesi’ne gelen tepkilerin yaşandığı bir süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan çok sert cevap verdi” ifadelerini kullandıktan sonra olayları ayrıntılı inceliyor. Minoui, Cem Gürdeniz’in gözaltına alındığına dikkat çekerken, algılanan darbe imasına ilişkin geçmiş darbelerle olan bağlantılarda 15 Temmuz’la ilgili Gülen vurgusu yapılıyor. Türkiye’de ordu ile iktidarlar arasında “kronik” bir sıkıntı olduğunu ve ülkenin geçmişinde de çokça darbe girişimi yapıldığını söyleyen Fransız basınının buradaki amacının Gülen’i meşrulaştırma girişimi olarak algılayabiliriz. Haberin sonunda ise Minoui, kanala ilişkin İstanbul’da en büyük tepkinin Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan geldiğine dikkat çekerek Erdoğan ile İmamoğlu’nu bir nevi karşı karşıya getiriyor.

France24 haber kanalı ise hem İngilizce hem Fransızca yayın hazırladı. AFP kaynaklı haberlerin İngilizcesi, Belçika gazetesi La Libre’de çıkan haberin İngilizcesiyken, Fransızca haberde özellikle gözaltına alınan bazı amirallerin kumpas davalarında hedef alındıklarını ve bugün yine hedef olduklarını, Türkiye’nin tarihinde ise farklı darbeler olduğunu, son olarak 15 Temmuz darbesine ilişkin FETÖ mevzuunu yeniden dile getiriyor. Bu haber de sonunda yine bir Ekrem İmamoğlu vurgusuyla bitiyor

YUNANİSTAN

Şüphesiz gündemden dolayı Yunan basınına yansıyan yorumlar en ilgi çekicileri olacaktır. Ülkenin önemli gazetelerinden To Vima da olayın çarpıcılığının ötesinde analiz de içeren üç haber girmiş. Özellikle göze çarpan Montrö’nün feshi ve Kanal İstanbul içerikli haber ayrıntılı bir analiz içeriyor. Diğer iki haberden birinin başlığında ise Cem Gürdeniz vurgusu varken, diğer haberin sonunda Ekrem İmamoğlu’nun da Kanal İstanbul’un ciddi bir muhalifi olduğu vurgusuyla bitiyor. 

SUUDİ BASINI: AVRASYACI DEĞİŞİM SONA MI ERİYOR?

Suudi Arabistan merkezli İngilizce yayın yapan Arab News gazetesi ise bildiri sonrası 10 amiralin gözaltına alınmasını “Erdoğan’ın Avrasyacı değişimi sona erebilir” başlığı ile verdi.

Türkiye’nin özellikle son yıllarda Rusya ve Çin ile yakınlaştığını belirten analizde gazete Türkiye’den Sabancı Üniversitesinden Dr. Berk Esen’in görüşlerini okuyucularına iletti. Esen, Arab News’e verdiği “Avrasyacı hareket, birkaç yıldır Türkiye'nin liderliğini Rusya ve Çin ile yakınlaşmaya itti. Grubun hükümette önemli bir nüfuz elde ederek Türkiye'nin dış ve güvenlik politikalarının yönünü şekillendirdiği söyleniyor. Türk aşırı solundan doğan Avrasyacıların egemen ideolojisi, iç alandaki aşırı milliyetçilikle birleşen Batı karşıtı bir dış politikaya dayanmaktadır. Şanghay İşbirliği Örgütü üyeliği lehine NATO'dan ayrılmayı ve AB adaylık sürecini terk etmeyi savunuyorlar.” görüşlerini geniş bir şekilde okuyucuyla buluşturan gazete, hükümetin geçen hafta Çin büyükelçisine nota verdiğini ve şimdi ce Mavi Vatan doktrini savunan emekli amirallere “baskı yaparak” gözaltına aldığını, bunun da Avrasyacılıktan bir kopuş olabileceğini iddia ediyor. Ayrıca gazete, Türk hükümetinin “Uygur sorununa” sessiz kaldığı yönde gelen muhaliflerin eleştirilerinin baskısını hissettiği ifade ediyor.

İTALYA

Devlet kanalı RAI, haber sitesinde salt olaylara değinmekle yetinmiş. Haberin sonunda da “Gözaltına alınanlar arasında Erdoğan’ın savunduğu Mavi Vatan siyasetinin isim babası Cem Gürdeniz de var” vurgusu bulunmakta.

İtalya’nın en çok okunan gazetesi la Republicca ise daha başlıkta “Erdoğan, 1936 yılında imzalanan savunan amiralleri tutuklattırdı” ifadesini kullanarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Montrö Anlaşması ve tarihle hesaplaştığı algısını yaratırken girişin son cümlesinde de Michel ve von der Leyen’in Ankara ziyaretlerini hatırlatıyor.