ERDEM ATAY / Veryansın Tv
Veryansın Tv, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, dün Reuters’a verdiği mülakatta Türkiye’nin elini zayıflatacak tarihi bilgisel hatalar yaptığını tespit etti.
Erdoğan’ın iki hatası da Kıbrıs konusuna ilişkindi.
‘MİSAFİR GARANTÖR’ DİYE BİR ŞEY YOK!
İlk hata garantörlükle ilgili.
Erdoğan dünkü konuşmasında, “Kıbrıs adası olarak ele aldığımızda KuzeyGüney, 3 de garantör ülke var. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere. Bir de misafir garantör ülke olarak Avrupa Birliği görünüyor” ifadelerini kullanmıştı.
Bu cümlede “Misafir garantör” ifadesi tamamen yanlış.
Zürich’te 11 Şubat 1959 tarihinde yapılan 4 maddelik Garanti Anlaşmasının 2 ve 3’üncü maddesi çok açık ve nettir. Bu anlaşmaya göre, uluslar arası hukukun kabul ettiği bir başka garantör ülke ya da birlik olmadığı gibi, “misafir” olarak adlandırılacak bir garantörlük çeşidi de yoktur.
NÜFUSA GÖRE DEĞİL, KIYI UZUNLUĞUNA GÖRE
Erdoğan’ın konuşma sırasında yaptığı ikinci kritik hata ise Kıbrıs’ta ürünlerin ve zenginliklerin paylaşımıyla ilgili.
Erdoğan yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullanmıştı:
“Kıbrıs’ın etrafında belirlenmiş olan yerler ve buralarda Türkiye’nin de aramaya yapabileceği, Güney Kıbrıs’ın da arama yapabileceği yerler var. Fakat uluslararası hukuk bu konuda neyi emrediyor? Uluslararası hukuk şunu emrediyor, ‘Buradan hangi ürün çıkarsa çıksın, balık ya da petrol olabilir, bunlar nüfusa oranla eşit oranda paylaşılır.’ diyor. Bunlar ne yapıyor? Kuzey Kıbrıs’ı bunların tamamından mahrum etmek istiyorlar. Uluslararası hukukta böyle bir şey yok. Neyse bu hakkını nüfusu oranıyla alacak. Güney de hakkı neyse onu alacak.”
Erdoğan’ın bu sözlerinde de çok kritik bir uluslararası hukuk hatası var. Uluslararası hukuk uzmanlarına göre, paylaşım nüfusa göre belirlenmez.
Bu konuda fikirlerine başvurduğumuz uluslararası hukuk Profesörü Hüseyin Pazarcı şunları söyledi: “Deniz hukukunda paylaşım hakça ilkelere göre yapılır. Bu hakça ilkeler çok başka veriler üzerinden hesaplanır. Nüfus belki birazcık yer tutabilir. Ancak paylaşımda esas olan kıyı uzunluğudur. Bir devletin o bölgeye bakması bakımından. Bir devletin bölgedeki kıyı uzunluğu ne kadar yer kaplarsa hakça paylaşım da ona göre yapılır. Nüfus üzerinden gidilmez. Sadece akarsular gibi paylaşımlarda nüfus dikkate alınabilir. Bu da KKTC için geçerli bir şey değil.”
Tüm dünyanın takip ettiği Reuters’taki Erdoğan’ın konuşmasında bu iki tarihi bilgi yanlışlığının yapılması dikkatleri Cumhurbaşkanı Başdanışmanlara ve Dışişleri Bakanlığına çevirdi.
Şimdi yanıtlanması gereken soru ise şu:
Erdoğan bu iki kritik uluslararası hukuk hatasını neden ve nasıl yaptı?
GARANTÖRLÜKLE İLGİLİ MADDELER
Kıbrıs’ın garantörlüğüne ilişkin Zürich Anlaşmasının ilgili maddeleri şöyle:
MADDE 2.
Yunanistan, İngiltere ve Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 1’nci maddede belirtilen taahhütlerini kaydederek, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, ülke bütünlüğünü, güvenliğini ve anayasanın temel maddeleri ile oluşan durumu (state of affairs) tanırlar ve garanti ederler.
Yunanistan, İngiltere ve Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin diğer herhangi bir devlet ile gerek birleşmesini. gerekse Ada’nın taksimini doğrudan doğruya, veya dolaylı olarak gerçekleştirmeye yardım ve teşvik edici bir amacı olan tüm hareketleri kendi yetki ve ilgileri oranında önlemeyi üstlenirler.
MADDE 3.
Bu Antlaşma hükümlerinin herhangi birinin ihlali (çiğnenmesi) halinde Yunanistan, Türkiye ve İngiltere bu hükümlere saygıyı sağlamak için gerekli girişimlerin yapılması ve önlemlerin alınması maksadıyla aralarında danışmalarda bulunmayı üstlenirler.
Üç garantör devletten biri, birlikte veya birbirlerine danışarak (işbirliği halinde) hareket etmek olanağı bulunmadığı taktirde, bu antlaşmanın oluşturduğu durumu (state of affairs) münhasıran yeniden oluşturmak gayesi ile hareket etmek hakkını korumaktadırlar.