İzmir Barosu Başkanı dün şöyle bir mesaj yayımladı:
Metin Feyzioğlu direniş alanına geldi, içeri sokmadık. Eylemde öne çıkan baro başkanları bir gün önce “Feyzioğlu neden gelmiyor” diyorlardı. Gelince alana almadılar.
Peki eylemin amacı olarak ne söyleniyordu: Çoklu baroya karşıyız!
Feyzioğlu ne diyordu: Çoklu baroya karşıyız! Gelin TBMM’de dile getirelim.
Eylemci barolar TBMM’ye geldiler mi?
Gelmediler.
Hem TBMM’ye gelmediler hem de çoklu baroya karşı olan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanını yanlarına kabul etmediler.
Ortada taslak var mı? Yok.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül bu tuhaf duruma işaret etti: Olmayan taslağın hangi maddesine karşı çıkıyorsunuz?
Bütün bu gürültünün sebebini açıklayalım: Yaklaşık bir yıl önce Feyzioğlu’nu devirmek isteyen bazı baro başkanları genel kurul girişiminde bulunmuş ama başarısız olmuştu. Şimdi aynı barolar, Ak Parti’nin Avukatlık Kanunu’nu değiştirme hazırlığını, Feyzioğlu’na hücum için bir fırsat olarak gördü. TBMM’deki müzakerelere gitselerdi sesleri duyulmayacaktı. Çünkü Feyzioğlu yapıcı ve çözüm odaklı tarzıyla öne çıkıyordu.
Konu “çoklu baro” olsaydı Feyzioğlu “direniş alanına” alınırdı.
Konu “çoklu baro” olmadığı için yanlarına gelen Metin Feyzioğlu’na sırtlarını döndüler ama HDP desteğini memnuniyetle kabul ettiler.
23 Nisan’ı “Mustafa Kemal’in itlerisiniz” diyen HDP’lilerle aynı masada “kutlayan” İzmir Baro Başkanının, vatansever kimliğiyle öne çıkan Feyzioğlu’nu “direniş alanına” almaması “savunmanın direnişi” değil “savunmanın” Atatürkçülere tuzağıdır. Hükümet TBB’yi bölemez ama bu anlayış böler .
İlgili haber: Vatan Partisi Sekreteri Utku Reyhan yazdı: Feyzioğlu'nun suçu ne?
Mustafa İlker Yücel
Aydınlık