İzmir'de yaşayan Balkan göçmenleri İzmir Ekonomik Kalkınma ve Koordinasyon Kurulu (İEKKK) ve ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Sıtkı Şükürer’in açıklamalarını protesto etmek amacıyla Cumhuriyet Meydanı'nda basın açıklaması düzenledi. Katılımcılar adına açıklamayı okuyan Balkan Vakfı’nın Genel Koordinatörü Ömür Şanlı, "Şehrimizin, Güzel İzmir’imizin Belediye Başkanından bu kişi hakkında gereğini yapmasını ve bizleri ötekileştiren, hakaret eden Şükürer’i görevden almasını talep ediyoruz" diye konuştu

EGEDESONSÖZ  İzmir Ekonomik Kalkınma ve Koordinasyon Kurulu (İEKKK) ve ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Sıtkı Şükürer’in İzmir’de yaşayan muhacirlere yönelik kullandığı sözler sonrası çıkar tartışmalar hız kesmeden devam ediyor

Şükürer'in İzmir’de yaşayan muhacirlere yönelik “İzmir’e en büyük ihanet mübadeleyle gelenlerdir. Bu kente mütemadiyen ihanet ediyorlar” ifadelerini kullanması sonrası AK Parti cephesinden Şükürer'e yönelik sert sözler gelirken, Millet İttifakı cephesinden de sert tepkiler yükselmişti.

Birçok siyasi isim açıklamayı 'kabul edilemez' olarak nitelendirirken, tartışmaların odağındaki Şükürer ise yaptığı yazılı açıklama ile 'özeleştiri' demiş ve net bir özür ifadesi kullanmamıştı.

Süreç sonrası Şükürer'in hedef aldığı göçmenlerden de bugün düzenlediği eylem ile açıklamaları protesto etti. Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan İzmir Balkan Göçmenleri adına basın açıklamasını Balkan Vakfı’nın Genel Koordinatörü Ömür Şanlı gerçekleştirdi.BALKAN GÖÇMENLERİ’Nİ HEDEF ALARAK İZMİR’İN BUGÜNKÜ SORUNLARININ KAYNAĞI OLARAK GÖSTERMİŞTİR

Şükürer'in açıklamaları sonrası sorunların nedeninin göçmenler olarak gösterildiğini vurgulayan Şanlı, "Son dönemde İzmir kamuoyunun da gündemini meşgul eden Ekonomik Kalkınma ve Koordinasyon Kurulu’nun Başkanı Sıtkı Şükürer’in sözleri Camiamızda büyük bir ve haklı bir tepkiye yol açmıştır. Bildiğiniz üzere, Şükürer, Mübadiller özelinde biz Balkan Göçmenleri’ni hedef alarak İzmir’in bugünkü sorunlarının kaynağı olarak göstermiştir. İzmir’in koku sorunundan, dönüşüm sorununa kadar pek çok çileye dönüşen meselesinin çıkış noktası olarak göçmenleri gösteren söz konusu şahsın fiil ehliyetine dair şüphelerimiz oluşmuştur. Camiamızı rencide eden, aşağılayan, harekette bulunan bu kişiye Balkan göçmenlerinin tarihi ve özellikleri konusunda bazı dersler vermek isteriz. Bugün İzmir’in neredeyse yarı nüfusunu oluşturan bizler; Osmanlı Devleti’nin Rumeli’deki fetihlerine bağlı olarak Balkanlar’a iskân edildik. Bölgeyi Türk yapan Büyük Türk Milletinin temsilcileri olarak orada bulunduk. Acı kaderimiz bizi İmparatorluğumuzun dağılması sürecinde Anadolu’ya geri getirdi. Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hemşerileri olarak Cumhuriyetimizin kalkınması, yücelmesi için canla başla çalıştık. Kendi topraklarımızda, memleketimizde yaşamaya ve üretmeye başladığımızda; tüm değerlerimizi en çok sahiplenen, koruyup kollayan kesim olduk. Coğrafyası Ege, kokusu Balkan olan İzmir’in güzel hale gelmesi için elimizi değil, doğrudan gövdemizi taşın altına koyduk. Aynı durum ülkemiz genelindeki diğer göçmen kardeşlerimiz için de geçerlidir. Ekseriyetle sorunlu göçler ve mübadelelerle geldiğimiz ülkemizde; yerleştirildiğimiz her şehirde denge unsuru olduk. Taşı toprağı da koruduk; katma değer yaratarak ekonomiye ve kalkınmaya da katkı koyduk. Bunları, inançla, emeğimizle, tüm varlığımızla yaptık…" ifadelerini kullandı.

HEPİMİZE DOKUNAN AŞAĞILAYICI DEĞERLENDİRMELERİNİ ORTADAN KALDIRMIŞ OLMUYOR
Röportajda ilgili bölümün sonradan çıkarılmasının kendileri için bir şey ifade etmediğini dile getiren Şanlı, "Şimdi ; kendisini İzmirli değil, Ankaralı olduğunu hissettiğini söyleyen; ama ne tuhaftır ki; İzmir’in kalkınması, ekonomisinin kurtuluşu için yetkilendirilmiş bu kişinin hakkımızda söylediklerinin hükmü nedir? Soruyoruz… İzmir’in çöpünü, pis kokusunu, kentsel dönüşüm zafiyetini biz Balkan Göçmenlerine bağlayan bu bakış açısının yetkisi dâhilindeki çözüm önerisi nedir? Bizi başka bir yere sürmek mi? Soruyoruz? Kendisinde en aşağılayıcı biçimde sorumlu ilan etme hakkı gören; bizleri horlayan bu zihniyetin demokrasiyle, insan sevgisiyle, İzmir sevgisiyle bağı nedir? Ne kadar güçlüdür? Ve yine soruyoruz! Bu şehri yönetenlerin; kendisine bu yetkiyi vererek, kestiği ahkâm ile başta bizler olmak üzere; İzmir’i İzmir yapan tüm dinamikleri alaşağı eden bu ayrımcı, tepeden bakan, çarpık zihniyetin karşılığını vermek gibi bir niyeti var mıdır? İzmir Büyükşehir Belediyesi yönetiminde oldukça etkin olan bu ismin; verdiği röportajı ortadan kaldırması; hepimize dokunan aşağılayıcı değerlendirmelerini ortadan kaldırmış olmuyor" dedi.

ŞÜKÜRER’İ GÖREVDEN ALINMASINI TALEP EDİYORUZ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e de seslenen Şanlı, "Açıkça söylemek gerekirse, bu açıklama kente dair bir eleştiri ya da özeleştiri değil; gerçekçi bir bakış açısı ya da masum bir değerlendirme değildir. Düpedüz İzmir’i taşıyan, yaşayan ve kalkındıran bizlere hakarettir. Biz Balkan Göçmenlerini başa tutturup, Karşıyakalıları, Doğu ve Güney Doğulu İzmirli’leri de hedef alan bu açıklamaların muhakkak ki bir karşılığı olmalıdır. Bilinmesini istiyoruz ki; tarafımıza yöneltilen bu sözler, bizleri ve ailelerimizi sadece üzmemiştir. Her birimizin bunu bir kenara yazdığı unutulmamalıdır. Bir şehrin sorunlarını çözme sorumluluğunun o şehri yönetenlerde olduğu; yaşayanların sadece çözüm sürecine ortak edilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Bir şehri, şehir yapanın orada yaşayanlar olduğu, o yaşayanların da sadece sandıktan sandığa hatırlanan robotlar olmadığı unutulmamalıdır.  Şehrimizin, Güzel İzmir’imizin Belediye Başkanından bu kişi hakkında gereğini yapmasını ve bizleri ötekileştiren, hakaret eden Şükürer’i görevden almasını talep ediyoruz" ifadeleri kullanıldı.

KİMLER DESTEK VERDİ?