Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda süren Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 2022 yılı bütçe görüşmelerinde Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank sunum yaptı.

Sunumun ardından konuşan 10 aylık Bedirhan bebekten 15 yaşındaki Eren Bülbül'e 16 yaşındaki Yasin Börü'den 7 aylık öğretmen Şenay Aybüke Yalçın'a kadar vatan evlatlarını şehit eden eli kanlı terör örgütü PKK'nın siyasi kolu HDP'nin sözde milletvekili Garo Paylan, Bakan Varank'a "Yaptığınız tek şey savaş teknolojisi. Teknoloji yok" diyerek TEKNOFEST'i eleştirdi:

Paylan: Yaptığınız tek şey savaş teknolojisi

"Ben Yeşilköy'de oturuyorum. Yeşilköy'de TEKNOFEST'i yaptınız, vallahi çocuklar canından bezdi, yaşlılar uyuyamadı, sürekli savaş uçakları uçtu. Yaptığınız tek şey savaş teknolojisi. Drone'lar yaptık, savaş uçağı yaptık, tank yaptık, top yaptık. TEKNOFEST bir savaş festivaliydi, teknoloji yok. "

Paylan'ı verdiği cevapla adeta şamar oğlanına çeviren Bakan Varank, şu ifadeleri kullandı:

"Gençlerin projelerini görseydi"

"TEKNOFEST'e savaş festivali dedi, Yeşilköy'de oturduğunu söyledi. Keşke 15 dakikasını ayırıp da festivale katılsaydı. Oradaki gençlerin projelerine, orada yapılan işlere şahitlik etseydiniz. Siz festivalin son 4 gününde yapılan uçak gösterilerinden dolayı, savaş festivali diyorsunuz. Bu gerçekten kabul edilebilir bir şey değil.

"Gençleri geleceğin teknolojilerine hazırlamaya çalışıyoruz"

Sadece bir hikaye anlatmak istiyorum. TEKNOFEST'te Kütahya'dan Enes isminde bir genç, benim elimi tuttu ve dedi ki 'Sayın Bakanım gelin lütfen benim standımı ziyaret edin'.Gittim ve bana dedi ki o gencimiz, 'Sayın Bakanım Türkiye'nin 15 sene sonra uzay istasyonunda kullanacağı oksijen üreten biyoteknolojik temelli sistemin prototipine bakıyorsunuz. Benim adımı unutmayın, 15 sene sonra bunu başardığımda beni tebrik edeceksiniz' dedi. İşte biz aslında gençlerin içerisindeki o ateşi yakmaya çalışıyoruz.

"Gençlerin eline kalaşnikof verilmesin, teleskop verilsin"

Gençleri geleceğin teknolojilerine hazırlamaya çalışıyoruz. Ve bu açıdan da gerçekten başarılı işlere imza attığımıza inanıyoruz. Tıpkı Zerzevan Kalesi'nde Diyarbakırlı gençlerle beraber gökyüzüne baktığımız gibi. Biz o gençlerin eline kalaşnikoflar verilmesin, teleskoplar verilsin bilim yapalım istiyoruz.

"Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir sistem yok"

Sayın Paylan, Boğaziçi Üniversitesi'nin fotoğrafını gösteriyor. Ben çok açık konuşacağım, ben ODTÜ mezunuyum. Yurt dışında üniversitelerde eğitim gördüm, yurt dışında çalıştım ve şunu söyleyebilirim. Dünyanın hiç bir yerinde kamu üniversitelerinde, getireceksiniz ortaya bir tane kutu koyacaksınız, hocalar oy kullanacak, sonra da rektör seçilecek. Böyle bir sistemin olduğu bana bir tane üniversite örneği verin, ben sizden özür dileyeceğim. Dünyada böyle bir şey yok.

"Boğaziçi bir devlet üniversitesi, dolayısıyla kimse itiraz edemez"

Boğaziçi Üniversitesi, bir devlet üniversitesidir. Bütçesi nereden çıkıyor, bu Meclis'ten çıkıyor. Kimin parası gidiyor, benim de verdiğim vergiler, o üniversitede kullanılıyor. Öğrenciler para, harç veriyor mu? Vermiyor, çünkü biz kaldırdık. Dolayısıyla devletin üniversitesinde, Sayın Cumhurbaşkanımızın anayasal ve kanuni yetkisiyle atadığı bir rektöre kimse itiraz edemez. Buradaki kavga başka bir kavga."