Deniz Feneri 25. Hizmet Yılı Özel Programı'na katıldı. Programa Bakan Soylu'nun yanı sıra İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Deniz Feneri Genel Başkanı Mehmet Cengiz ve çok sayıda davetli katıldı. Program İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Deniz Feneri 25. Yıl filmi gösterildi.
Programda konuşan Soylu, "Kötülüğün hızlı yıkıcılığına karşı, iyiliğin, usul usul akan iyileştirici ırmağına sığınmak lazım denir. Bizim medeniyetimiz Deniz Feneri'nin kendi ifadesiyle bütünleştiği gibi bir iyilik medeniyetidir. Bizler iyilik medeniyetinin evlatlarıyız, bizler iyilik medeniyetinin çocuklarıyız. Daha ötesi iyiliği ve iz bırakan, dünyaya imza atan bir medeniyetin çocuklarıyız. Özellikle sivil toplum eliyle yardımlaşma kültürü bizim devlet kültürümüz kadar eskidir. Sadece vakıf desek zaten başka bir şey anlatamaya herhalde gerek bırakmayız. Kuşlara ev yapan da var, çeşmelere bakanda, eğitim yürüten de fakir fukaraya ekmek, fakir fukaraya aş dağıtanda. Bütün bunları tekrar tekrar anlatıp ve tarihimizle övünmek yerine bunların üzerine yenilerini eklemek lazım diyoruz. 2023, 2053, 2071 hedeflerimiz var. Bunları sadece maddi hedefler olarak belirlenmiş hedefler olarak görmemek lazım. Buradaki hayalimiz dünyayı daha güzel bir yer haline getirmek üzere kurgulanmıştır" dedi.
Soylu, "Hiç kimsenin bir eksiğini bırakmamak için yazılı yazısız ama elbette ki vakıf millet olan bu büyük milletin gayretleriyle beraber büyük yaraları hep beraber kapatmaya çalıştık. Onun için cenabı Allah yolumuzu açacaktır. Zorluklarımızı kolaylaştıracaktır. Azımızı çok yapacaktır. O kadar dua alıyorsunuz ki, o kadar çok dua. Bunların hepsine şahit olan birisi olarak söylüyorum. Kim ne söylerse söylesin. Topuyla gelsinler, tüfeğiyle gelsinler. 10 büyükelçisiyle değil, dünyadaki bütün büyükelçileriyle buraya toplansınlar. Vallahi bu milletten bir kıl dahi koparamazlar" dedi.
"Amerika her türlü hesabı yapar"
Bakan Soylu Afganistan'daki kardeşlerimizi biz yalnız bırakamayız diyerek "Amerika her türlü hesabı yapar. Onlar karıştırırlar, müslüman coğrafyaya ızdırap verir, zayıflatmaya çalışırlar ve oradaki insanları sahipsiz bırakmaya çalışırlar. Ama ne olursa olsun biz insanlığı yalnız bırakamayız, bırakmayacağız da. Elimizden gelen bütün insani yardımı ortaya hep beraber koymaya devam edeceğiz. Ben orada da her türlü gayretimiz olacağını da yürekten inanıyorum" diye konuştu.
"Böylesine ilk kez şahit oldum"
Bakan Soylu, "Diyarbakır'da bir manzarayla karşılaştım. Bir "Hafıza odası" oluşturmuşlar. Çerçevesini de sanat diye sunmuşlar. Hafıza odasında maalesef özellikle terör örgütü ile iş tutan ve onun siyasi uzantısı ile iş tutan bir anlayışı gerçekleştirmişler. Hendek olayları da dahil olmak üzere, Kobani olayları da dahil olmak üzere oradaki terör örgütü mensuplarını orada bir noktaya almıştır. Ve sanatı istismar etmiştir. Ben ticaretin sanatı kullandığı çok gördüm. Siyasetin de sanatı çok kullanıldığını, çok istismar ettiğini gördüm. Hatta Gezi olaylarında sanatın nasıl vandalizmin ve bu ülkenin huzurunu bozmak için istismar edildiğini ve kullanıldığını hepimiz şahit olduk. Ama ifade etmek isterim ki terörün sanatı kullandığına ilk kez şahit oldum. Bunlardan korkulur. Sanat ötekileştirmez. Sanat terörü kendisine alet etmez. 1 buçuk 2 kilometre ileride Diyarbakır annelerini görmeden hafıza odası yapanlara sadece acıyorum. Bedirhan bebeği o hafıza odası içerisinde koymadan teröre meşruiyet kazandırmaya çalışanlara sadece acıyorum. Kendisine sanatçı kisvesi altında terör örgütüne bir vesileyle terör örgütünün siyasi koluna kullandıranlara da daha fazla acıyorum" ifadelerini kullandı.
Programda katarakt ameliyatları için yardım toplandı. Kısa film ödül töreni ve onur ödüllerinin ardından toplu fotoğraf çekimi ile program sonlandı.