Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı, 30 Kasım 2020'de düzenlediği basın toplantısında ABD’nin, Ankara Büyükelçiliği tarafından ilan edilen, Türkiye’deki “sivil toplum” kuruluşlarına para dağıtacağı yıkıcı programın tehlikesine dikkat çekti ve buna karşı yasa önerisini açıklamıştı.

Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı'nın konuşmasında dikkat çeken konu başlıkları şu şekilde:

ABD’nin Ankara Büyükelçiliği, 26 Kasım günü internet sitesinde Türkiye’nin güvenliği açısından son derece uyarıcı bir ilan yayınladı. Büyükelçilik sitesinde, ABD’nin 'demokrasiyi güçlendirme', 'TürkAmerikan ilişkilerini geliştirme' gibi başlıklarda sivil toplum kuruluşlarına, medyaya, derneklere, vakıflara ve bireylere 5 bin ila 50 bin Dolar arasında hibe programı başlattığı duyuruldu.

“YARATICI YIKICILIK” PARASI

Aydınlık gazetesinin manşetten vurguladığı gibi bu para “yaratıcı yıkıcılık” parasıdır. Yani, Türkiye’yi çeşitli yıkıcı faaliyetlerle, iç kargaşalıkla, toplumsal huzursuzlukla yıpratmak ve yolundan çıkarmak için yapılan hazırlıktır.

PKK terörünü hendeklere gömen, FETÖ’yü ezen, Amerikan planlarını dağıtan, Atlantik’ten kopan ve yeni dünyada öncü ve onurlu yerini alan Türkiye’yi rotasından çıkarma projesidir. Bu yöntemleri biliyoruz. Bu tür hibelerin, ne amaçlarla dağıtıldığının farkındayız.

Amerika’nın ve diğer Atlantik güçlerinin, Yugoslavya başta olmak üzere Doğu Avrupa ülkelerinde, Ukrayna’da, Gürcistan’da, Ermenistan’da 'turuncu kalkışmalar'la, ya da 'Yaratıcı Yıkıcılık' dedikleri iç çatışma ve kargaşa faaliyetlerini bu hibelerle finanse etmektedir.

“BIDEN TAYFASI”NIN ABD PROJESİNDEKİ GÖREVİ

Şimdi Türkiye’de ilan edilen bu hibe fonu, ABD’nin RAND Corporation raporuyla ilan ettiği, içeride KılıçdaroğluAkşenerDavutoğluBabacan’dan oluşan “Biden Tayfası” ile Erdoğan iktidarını devirme projesinin sivil toplum ve medya ayağıdır.

ABD bir hayır kurumu değildir. Amerikan parası da yardım akçesi değildir. Bu fonların amacı açıktır. Bunlar, yalnızca Amerika’nın yıkıcı çıkarları doğrultusunda verilmektedir. Dolayısıyla bu sözde hibe programı, Amerikan Dolarıyla açılmış bir onursuzluk ihalesidir.

“AMERİKAN PARASI ALMA, ONURUNU SATMA!”

Görev Vakfı’nın bütün kurumlarıyla yaptığı “bu parayı reddedin” çağrısı, onurumuza ve namusumuza sahip çıkma çağrısıdır. Biz de aynı çağrıyı yapıyoruz. Bu çağrı tüm Türkiye için geçerlidir. Hiçbir Türk derneği, Türk vakfı, Türk kuruluşu ve Türk vatandaşı, Amerikan parasına onurunu satmaz, satmamalıdır.

Ama üzülerek söylüyoruz ki satanlar vardır. Hatta bu paralar olmadan yaşayamayanlar, adeta Atlantik fonlarının eroinmanı olan NGO’lar ve sözde 'bağımsız' ve 'muhalif' medya kuruluşları vardır. Onlar şimdi yerlerinden fırlayıp 'demokrasi', 'insan hakları' ve “basın özgürlüğü” naralarıyla 'fonumuza dokunmayın' diyeceklerdir.

Dünyanın en büyük özgürlük ve demokrasi düşmanıyla girdikleri bu akçeli ilişkiyi türlü 'demokratik' kılıflar ve süslerle örtmeye kalkacaklardır. Oysa gizledikleri ve süsledikleri, vicdanlarına ve bilinçlerine vurulmuş olan Amerikan zinciridir.

“ABD EKMEĞİNİ YİYEN, ABD KILICINI SALLAR”

Onların isimlerini de verelim. PKK’ya verdikleri destekle, iç kışkırtıcılığı körükleyen yayınlarıyla bildiğimiz P24, Gazete Duvar, Medyascope ve Bianet gibi haber siteleri, sadece son 5 yılda ABD’den 682 bin 400 dolar fon sağlamıştır.

Bu parayı doğrudan CIA’ya bağlı çalışan, yapılan başvuruları ABD Dışişleri Bakanlığı onayıyla kabul eden Amerika’nın Ulusal Demokrasi Vakfı NED’den almışlardır. Kendilerine “bağımsız medya” diyen bu kuruluşlar ABD parasına bağımlıdır.

Yabancı fonların dağıtılmasında roller üstlenen Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Derneği Başkanı '2002 2016 arasında Türkiye’de dağıtılan AB fonlarının 600 milyon Euro’ya yaklaştığını, bu dönemde 4500 proje yapıldığını, çok sayıda STK’nın bu fonlarla adını duyurduğunu' ifade ediyor.

ABD’nin Türkiye’deki sadece bir LGBT derneğine 22 milyon dolar yardım yaptığını İçişleri Bakanlığı yakın tarihte açıkladı.

ABD Ankara Büyükelçiliği’nin duvarları, Türkiye’ye karşı operasyonların reklam panosuna dönüşmüştür. ABD’nin ekmeğini yedikleri için yayınlarıyla da ABD’nin kılıcını sallamaktadırlar."

BU FONLAR NEREYE GİDİYOR?

ABD, PKK’ya on binlerce tır silah veriyor; “Türk ordusu sivilleri katletti” diye haber yapanlara gidiyor. İnsan hakları çığlıklarıyla, terörden hüküm giyen PKK memuru Demirtaş’a özgürlük isteyenlere gidiyor. Sözde adalet çığlıklarıyla, FETÖ’yü hapislerden çıkarmak isteyenlere gidiyor. Etnik, kimlikçi, mezhepsel bölücülükle, Türkiye’yi parçalamak isteyenlere gidiyor. Türk toplumuna Batı’nın çürümüşlüğünü dayatan, aileyi, kadını, çocuğu kafese atan, LGBT derneklerine gidiyor.

Türkiye’nin 'anti demokratik, insan haklarına, hukuk ilkelerine sahip olmayan' bir ülke olduğu algısı yaratan sözde bilimsel yayınlara gidiyor. İşte o fonlar, bunun için verilmektedir.

DIŞ KAYNAKLARA BAĞLI SİVİL TOPLUM SEKTÖRÜ

Bu fonlar sadece ABD’yle sınırlı değildir. Friedrich Ebert ve Heinrich Böll gibi Alman Vakıfları, Avrupa Demokrasi Vakfı (EED), İsveç devleti ve doğrudan Avrupa Birliği’nin dağıttığı fonlar Türkiye’de dış kaynaklara bağımlı bir NGO, yani sivil toplum sektörü yaratmıştır.

ABD bozguna uğradıkça, Suriye’nin kuzeyinde kara gücü hendeklere gömüldükçe, Karabağ’da rezil oldukça, Doğu Akdeniz’de baltayı taşa vurdukça içerideki yıkıcı şebekesini harekete geçirmektedir. Fonlu medyası ve Biden tayfası marifetiyle bir iç kargaşa çıkarmak ve Türkiye’ye bu sayede diz çöktürme planları yapmaktadır.

“YABANCI DEVLET YARDIMLARINA İMKÂN VEREN İLGİLİ KANUN VE HÜKÜMLER KALDIRILMALIDIR”

Vatan Partisi, AB’yle müzakere sürecinde yasallaştırılan bu onursuzluğa ilk andan beri tek başına karşı çıkmaktadır. Vatan Partisi’nin Milli Hükümet Programı’nın “Halka Dayanan Güçlü Devlet” başlıklı 9. Maddesinde şöyle yazmaktadır:

'Sivil toplum kuruluşlarının ve kurumların yabancı devlet ve kurumlardan para ve maddî destek almaları yasaklanacak, millî devleti ve ülke bütünlüğünü tahrip etmeleri önlenecektir.'

Bilindiği gibi, yürürlükteki Anayasamızın 69. Maddesinde yer alan; 'Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyruğu olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi yardım alan siyasi partiler temelli olarak kapatılır' hükmü yer almaktadır. Siyasi partiler için getirilen bu yasaklama, sendika, dernek, gazete, televizyon ve diğer sosyal medya kuruluşları için de fazlasıyla geçerlidir."

VATAN PARTİSİ’NİN YASA ÖNERİSİ

Bu kapsamda; başta 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 21. maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 28. maddesi olmak üzere, diğer kanunlar ve ilgili yönetmeliklerdeki buna cevaz veren hükümler kaldırılarak, genel bir düzenleme yapılmalıdır.

Yabancı devletler, kuruluşlar ve kişilerden maddi yardım alınamayacağına ilişkin değerli avukatlarımız Sayın Nusret Senem ve Sayın Mehmet Cengiz’in hazırladıkları yasa önerimiz şudur:

'Dernekler, sendikalar, oda ve meslek kuruluşları, basın ve medya kuruluşları ile kişi, grup ve platformlar, yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyruğu olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi yardım alamazlar. Alanlar hakkında cezai işlem uygulanır. Maddi yardım alan kuruluşlar kapatılır. Alınan maddi yardıma el konulur. Mevzuat ve yönetmeliklerde buna aykırı olan hükümler kaldırılmıştır.'

Bu düzenlemenin zamanı gelmiştir. Türkiye, dört cephede ABD’yle savaşırken, içerideki sivil savaş aygıtlarının yıkıcı faaliyetlerine göz yumulamaz. Cephede Mehmetçiğe diş geçiremeyenler, cephe gerisinde kargaşa çıkaramaz. Buna izin verilemez. Amerikan parası alma onursuzluğu yasaklanmalıdır.