Avrupa hafta içi üç önemli toplantıya ev sahipliği yaptı. İlki ABD ve İsrail’in öncülük ettiği İran karşıtı Varşova Konferansı. İkincisi NATO Savunma Bakanları toplantısı ve sonuncusu Münih Güvenlik Konferansı. Üç toplantı da ABD ile Avrupa arasındaki anlaşmazlığı gözler önüne serdi. ABD’nin İran’a ambargo dayatması ve Suriye’nin kuzeyi için önerdiği ‘çekiç güç’ planı reddedildi.
İRAN ÇATLAĞI
1314 Şubat’taki Varşova Zirvesi, ABD ile Avrupa Birliği arasındaki çatlağın derinleştiğini gösterdi. ABD’nin İran politikasına muhalif AB ülkelerine mesaj verme amacıyla yaptığı konferansa Almanya ve Fransa başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi ile Türkiye, kabine üyesi olmayan temsilciler gönderirken AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini zirveye katılmadı. Zirveye neden katılmadığını Mogherini, “ABD ile ortak görüşte olduğumuz konular olduğu gibi ayrıştığımız konular da mevcut. İran nükleer anlaşmasına ilişkin farklı görüşlerimiz var” sözleriyle açıkladı. Toplantıda ABD’li temsilciler INF anlaşmasını askıya almasından rahatsızlık duyan ve İran yaptırımlarını aşmak için takas sistemi kuran AB ülkelerini sert bir dille eleştirdi.
‘SADECE TÜRKİYE OLMALI’
Yine 1314 Şubat’ta düzenlenen NATO Savunma Bakanları toplantısında ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan, ABD’nin NATO’da Suriye’nin kuzeyinde izleme görevi yapacak bir gözlem gücü kurulmasını teklif edeceğini söyledi. Zirvede konuşan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise, “Fırat’ın doğusundaki 440 kilometrelik sınır hattında oluşturulacak güvenli bölgenin emniyetinin koalisyon tarafından sağlanması uygun ve yeterli olmayacaktır. Güvenli bölge sadece Türkiye için değil, evlerini terk etmek zorunda kalan Suriye mültecilerin vatanlarına güvenli şekilde dönmeleri için de önemlidir. Güvenli bölgede sadece Türkiye olmalıdır” demişti.
ÇEKİÇ GÜÇ ÖNERİSİ
ABD ile Avrupa arasındaki görüş ayrılığını gözler önüne seren son toplantı 15 Şubat’ta başlayan ve bugün de sürecek olan Münih Güvenlik Konferansı oldu. ABD’nin PKK/PYD’yi korumak için gündeme getirdiği tampon bölgeye Avrupa’dan asker göndermesi talebi sıcak karşılanmadı.
Zirve kapsamında ABD’nin Suriye’den çekilme kararının ele alındığı toplantıda, ABD’nin Güney Carolina Senatörü Cumhuriyetçi Graham, ABD yetkililerinin, Avrupa ülkelerinden, Suriye’de Türkiye sınırı boylarında bir tampon bölge kurmak için Suriye’ye asker göndermelerini isteyeceğini, bunun kabul edilmesi halinde ABD Başkanı Donald Trump’un da belirli sayıda Amerikan askerini Suriye’de bırakmaya açık olduğunu söyledi.
Söz konusu planı “IŞİD hilafeti sonrası strateji” olarak tanımlayan Graham, bu planın detaylarını ABD Başkanı Donald Trump ile kapsamlı bir şekilde konuştuklarını belirtti. Graham, “Başkan Trump yakında size gelecek ve yardımınızı isteyecek ve siz de umarım ki ‘evet’ diyeceksiniz ve buna karşılık ise sadece ABD’ye has kabiliyetlerimiz de Suriye’deki savaşta kalmaya devam edecek” diye konuştu. ABD’li senatör, Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford’un da Suriye’ye asker gönderme konusunda mevkidaşlarıyla görüşeceğini dile getirdi.
PYD’Yİ KORUMAK İÇİN...
Graham, IŞİD sonrası stratejinin IŞİD ile mücadeleden farklı olması gerektiğini söyledi. Graham, “Biz oyun kurmazsak Türkiye Suriye’ye girer ve PYD tehdidiyle ilgilenir” diye konuştu.
Örgütün ABD’ye IŞİD ile mücadelede destek verdiğini söyleyen Graham, şöyle devam etti: “PYD, Türkiye’nin gözünde PKK’nın uzantısıdır ve sınırlarında PYD’ye katlanmayacaklar. Bu sorunu çözmek konusunda müttefikimiz Türkiye’ye borçluyuz.” Graham aynı zamanda SDG’yi onları yok edebilecek potansiyele sahip bir savaşla (Türkiye’yi kastediyor) baş başa bırakamayacaklarını belirterek, “Bunu yaparsak gelecekte kim bize güvenerek yardım eder” diye konuştu.
“Bu nedenlerle bir güvenli bölgeye ihtiyacımız var” diyen ABD’li senatör, bu bölgede görev yapacak askerlerin aynı zamanda IŞİD tehdidinin yeniden oluşma ihtimalini de izlemesi gerektiğini anlattı. Graham, “Eğer dikkat etmezsek ABD’nin bölgeden çekilmesinin en büyük kazananı İran olacaktır” diye konuştu.
‘KİMSE SURİYE’DE KALMAK İSTEMİYOR’
IŞİD’le mücadele uluslararası koalisyonunun çekirdek grubunu oluşturan ülke temsilcilerinin katıldığı toplantıda, ABD’li yetkililerin çekilme planı ile ilgili kuşku ve soru işaretlerini gideremediği bildirildi.
Reuters haberinde toplantıya katılan bir diplomatın, “Ne çekilme konusunda somut bir takvim ne de Türkiye ile Suriyeli Kürtler (PYD) arasındaki soruna bir çözüm sunuldu” ifadesine yer verdi. ABD’nin planlarına netlik kazandıramamasının diğer ülkeler arasında huzursuzluk yarattığı ve “müttefiklerin kuşkularını, bu tür toplantılarda alışık olunmadığı kadar açık ve net ifade ettiği” belirtildi.
DW Türkçe’nin aktardığına göre Associated Press haber ajansına konuşan üst düzey bir Pentagon yetkilisi, Shanahan’ın toplantıda Suriye’den çekilme takvimi ile ilgili konuşmadığını, koalisyon üyesi diğer ülkelerin de bunun geri çevirilemez bir karar olduğunun bilinciyle konuyu gündeme getirmediğini aktardı.
Pentagon yetkilisi, hiçbir ülkenin ABD çekildikten sonra Suriye’de sahada asker bulundurmak istemediğini belirterek, bunun Türkiye ile Suriyeli Kürtler (PYD) arasında çatışma çıkması endişesini artırdığını söyledi.
AFP haber ajansı da bir Fransız hükümet yetkilisinin, “Amerikalılar olmadan Suriye’de sahada Fransız askerlerinin bulundurulması hiçbir şekilde söz konusu olamaz” sözlerini aktardı.
S400 tehdidi: Seyirci kalamayız
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, NATO müttefiklerinin ‘Doğu’dan silah almasına ABD’nin seyirci kalamayacağını söyledi. Almanya’nın Münih kentinde düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı’nda konuşan Pence, gündemi değerlendirdi. ABD Başkan Yardımcısı, “NATO müttefikleri Doğu’dan silah alırken, ABD buna seyirci kalamaz” ifadelerini kullandı. ABD’nin Ortadoğu’da güçlü varlığını sürdüreceğini ileri süren Mike Pence, AB’ye İran politikası üzerinden yüklendi. İran’ın terör destekçisi bir devlet olduğunu ve Avrupalı ortakların ABD yaptırımlarını baltalamayı durdurması gerektiğini savunan ABD Başkanı Yardımcısı, Avrupa Birliği’ne de İran’la yapılan nükleer anlaşmadan çekilme
çağrısı yaptı.
INF tepkisi
Güvenik konferansında ABD’ye bir tepki de INF Nükleer Anlaşması’ndan doğan yükümlülüklerini askıya alması nedeniyle geldi. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Mass, nükleer anlaşma gibi çok taraflı ve uluslararası anlaşmaları korumak istediklerini kaydetti. ABD’nin nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilmesini eleştiren Maas, Almanya, İngiltere ve Fransa’nın nükleer anlaşmaya korumaya çalıştıklarının altını çizdi. Alman Bakan, ‘Nükleer anlaşmanın çökmesi durumunda bölge bir adım daha sıcak çatışmaya yaklaşabilir’ değerlendirmesinde bulundu. Mass, ABD’nin İran yaptırımlarıyla ilgili de “ABD Başkanı Donald Trump’un İran’a karşı tek taraflı yaklaşımı çok tehlikeli ve yenilgiyenilgi oyunudur” dedi. NATO, ABD’nin anlaşmadan çekilmesini olumlu bulduğunu açıklamıştı.