Türk tersaneleri MİLGEM projesinde elde ettiği kazanımlarla gemi üretiminde gaza bastı. Savaş gemisi imâlinde sivil tersanelere öncülük eden İstanbul Tersanesi Komutanlığı, ilk sac kesiminden sadece 17 ay sonra TCG AKHİSAR ve TCG KOÇHİSAR gemilerini ileri seviyede donatılmış halde denize indirdi.

Açık deniz karakol gemilerinin en kısa sürede liman testlerine başlaması bekleniyor. 

Askeri Fabrika ve Tersane İşletme Anonim Şirketi (ASFAT) ana yükleniciliğinde gerçekleşen proje kapsamında AKHİSAR ile KOÇHİSAR'ın ardından 8 geminin daha üretilmesi hedefleniyor. 

MKE'NİN 76 MM'LİK DBT'Sİ VAR

MİLGEM projesinin ilk gemileri olan ADA sınıfı korvet formunda üretilmiş HİSAR gemilerinde milli silah sistemleri kullanılacak. Makine ve Kimya Endüstrisi A.Ş. tarafından sadece 12 ayda tasarlanıp üretilen ve ilk test atışı geçtiğimiz yıl yapılan 76 mm'lik Deniz Baş Topu (DBT) karakol gemilerinde yerini alacak.

Milli DBT'yi üreten MKE firması bu alanda Türkiye'nin dışa bağımlılığını sona erdirmiş ve Avrupa ülkelerinin yaptırım çabalarını boşa çıkarmıştı. 

MKE üretimi deniz baş topu test atışı

ASELSAN 2 ADET STAMP2 TAKIYOR

HİSAR gemileri aynı zamanda ASELSAN'ın Uzaktan Komutalı Silah Sistemi STAMP2'yi taşıyacak. Otomatik hedef takip özelliğine sahip bir stabilize silah sistemi olan STAMP, gece ya da gündüz her türlü hava şartlarında çıplak gözle görülemeyen hedeflerin tespiti, tanımlanması ve otomatik olarak ateş altına alınması görevini icra ediyor.

ASELSAN Stamp2 deniz silahı

MİLLİ GÖKDENİZ, HİSAR'LA GÖREVDE

Açık Deniz Karakol Gemileri, STAMP2'nin yanında yakın hava savunma sistemi GÖKDENİZ'i de barındıracak. ASELSAN'ın KORKUT silahının deniz varyantı olan çift namlulu GÖKDENİZ, 35 mm havadan patlamalı akıllı mühimmatla alçak irtifadaki her türlü hedefi etkisiz hale getiriyor. 

ASELSAN Gökdeniz

ANA VURUCU MÜHİMMAT ATMACA 

AKHİSAR, KOÇHİSAR ve sonrasında üretilecek 8 gemi daha milli gemisavar füzesi ATMACA ile donatılacak. ROKETSAN üretimi ATMACA füzeleri HİSAR sınıfı gemilerin ana mühimmatı olacak. Seri üretim halinde olan ve donanmadaki gemilere entegrasyon faaliyeti devam eden ATMACA, deniz üzerinde 250 km'yi aşan bir menzilde hedefini vurabiliyor. HİSAR gemilerinin 8'er adet ATMACA taşıması bekleniyor. 

Milli gemisavar füzesi ATMACA test atışı

CENKS, HİSARRF, ADVENT...

99 metrelik milli korvetlerin orta irtifa hava savunmasını ise HİSARRF füzeleri üstlenecek. ASELSANROKETSAN ortaklığıyla üretilen HİSARRF'nin Milli Dikey Atım Lançer Sistemi MİDLAS'tan ateşlenmesi bekleniyor.

Füze fırlatıcı deniz platformu MİDLAS konusunda da Türkiye'ye katı şekilde ambargo uygulanmış ancak ASELSAN ve ROKETSAN mühendisleri milli ürünü kısa sürede ortaya koyarak bu ambargoyu da aşmayı başarmıştı. 

Aynı anda 1000'den fazla hedefi takip etme özellikli CENKS radarını kullanması beklenen HİSAR sınıfı korvetlerde savaş yönetim sistemini ise HAVELSAN imzalı ADVENT üstlenecek. 

İnşa edilen gemiler, istihbarat gözetleme ve keşif, arama kurtarma, terörizmle mücadele, denizde denetim harekatı, deniz özel harekatı temel görevlerini icra edecek. İkincil görevler olarak deniz hava harekatı, elektronik ve akustik harp, kara bombardımanı, asimetrik tehditlere karşı savunma, deniz nakliyatının korunması, amfibi harekat kapsamında destek ve eğitim faaliyetleri gerçekleştirilecek.

BU KADAR KISA SÜREDE BÜYÜK OLAY!

İki geminin aynı gün ileri seviyede donatılmış halde denize indirilmesini değerlendiren ve gemilere ilişkin çarpıcı bilgiler veren ASFAT Deniz Programları Direktörü Emre Koray Gençsoy, "Arkasında çok büyük emek var. Bu çok büyük bir olay, çok kolay görülebilecek bir şey değil" dedi. 

ASFAT'ın 2 HİSAR gemisinin yanısıra Türkiye ve Pakistan'da aynı anda 7 deniz platformunun inşasını üstlendiğini vurgulayan Gençsoy, HİSAR sınıfı gemiler için çok hızlı bir kontrat süreci yürütüldüğünü ve hazırlık sürecinin 2 ayda tamamlandığını anlattı. Kontrat aşamasında ASFAT'ın önerisiyle projeye elektrik tahrikli motorlar eklendiğini kaydeden Gençsoy şöyle konuştu:

"Böylece gemiler elektrikle tahrik yapabilecek hale getirildi. Bu bizim açımızdan bir ilk. Projenin üretim süresi sadece 26 ay. Bu oldukça kısa bir süre. Savunma sanayimiz için deniz platformlarında bu boyuttaki kompleks platformları için gerçekten çok önemli bir hedef. Bu da bir ilk. 

Gemiye baktığınız zaman MİLGEM'i görüyorsunuz ama analizler baştan yapılarak daha hafifletilmiş bir gemi. Pervane sistemleri, şaft sistemleri değiştirilmiş bir gemi. Hatta burada da bir ilk var. Pervanelerimizin tüm analizleri, su altı gürültüsünden tutun da izine kadar bütün analizleri Türkiye'de, İstanbul Teknik Üniversitesi'ndeki laboratuvarlarda yapıldı. Pervane üreticisiyle karşılıklı teyitleşilerek ilerlendi. Bu da proje açısından bir ilk."

DONATILMIŞ BLOKLAR BİRLEŞTİRİLDİ 

"Bu aşamaya gelmesinden önce kızağa konurken yine sürenin azlığından kaynaklanan ihtiyaca binaen yapılmış bazı ilkler var. Bu da mesela 3 blok bir araya getirilerek bir mega blok oluşturuldu. Sadece çelik bir bloktan değil ileri seviyede donatılmış bloklardan bahsediyorum. 

Bu da hem savunma sanayimiz için önemli bir aşamaydı hem de bizim için bir gurur kaynağıydı. Bir başka ilk de 2 geminin birlikte denize indirilmesi. Bu çok karşılaşılan bir şey değil. ASFAT'ın diğer paydaşlarımızla ne kadar iyi organize olabildiğini, ne kadar esnek davranabildiğini gösteriyor. 

Bu gemi şu anda elektrik vermeye hazır. Gerçekten çok ileri seviyede donatılmış gemiler bunlar. Bunu başarmak profesyonel bir ekip, güçlü bir takım ruhu, esneklik ve dinamizmle oluyor."

GEMİLER ELEKTRİK VERMEYE HAZIR DURUMDA

Yurt dışından temin edilen sistemlerde üstü kapalı ambargolar ya da projenin geciktirilmesine yönelik bazı durumlar yaşanabildiğine değinen Gençsoy, risk olabilecek sistemlerle ilgili alt yüklenici firmalarla alternatif çalışmalar yürütüldüğünü, en ileri seviyedeki firmalarla sözleşmeler yapıldığını ve sistemlerin dar takvime rağmen yerlileştirilerek gemilere yetiştirildiğini söyledi. Emre Koray Gençsoy, "Hatta gururla söyleyebilirim şu anda sistemler geminin üzerinde kurulu vaziyette. Gemiler elektrik vermeye hazır vaziyette, iner inmez liman kabul testlerine başlamaya hazır. Eksik ekipmanımız kalmayacak şekilde projeyi bu noktaya getirdik" dedi.

'KARAKOL' AMA AĞIR SİLAHLI BİR GEMİ 

Projede ayrıca yeni geliştirilmekte olan milli silah ve sensör sistemlerinin sonradan entegre edilmesine olanak sağlayacak 'yerinde hazır' konseptinin kullanıldığına işaret eden Gençsoy, şunları kaydetti:

"Normalde gördüğünüz bir karakol gemisi ama ağır silahlı bir gemi. Bu gemide sonar, hava savunma füzeleri, top, satıhtan satıha füzelerimiz var. Silah yükü ağır bir gemi. Gemi dizayn edilirken, yani enerji kapasitesi, soğutma, ısıtma kapasiteleri, elektrik kablo yolları, boru sistemleri dizayn edilirken bütün bu sistemler gemin üzerindeymiş gibi düzenledi. Bu söylerken kolay, yaparken zor bir şey."