Aydınlık'ın üst üste yaptığı haberler, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve ekibini telaşlandırdı. Belediyede 'cadı avı' başlatan Yavaş, Aydınlık'a bilgi verdiği iddiasıyla Atatürkçü kimliğiyle bilinen bir bürokratı sürgüne gönderme talimatı verdi
UTKU REYHAN
Aydınlık’ın üst üste yaptığı haberler, Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş ve ekibini telaşlandırdı. Yavaş’ın, Aydınlık’a bilgi verdikleri gerekçesiyle Atatürkçü kimlikleriyle bilinen CHP’ye yakın bazı tecrübeli belediye çalışanlarını sürgüne gönderilmesi talimatı verdiği öğrenildi.
Aydınlık, üst üste yaptığı 3 haberle Ankara Büyükşehir Belediyesindeki skandalları ortaya çıkarmıştı. Melih Gökçek döneminde usulsüzlüklere karıştıklarına dair haklarında teftiş raporu hazırlanan ve suç duyurusunda bulunulan Tolga Kepir, Ramazan Kabasakal ve Nihat Aras’ın Yavaş döneminde daire başkanı olarak görevlendirildikleri Aydınlık tarafından resmi raporlarla ortaya çıkarıldı. Bu haberin ardından Aydınlık’a belediye içinden en yukarıdan en aşağıya çeşitli kaynaklardan bilgi yağdı. Ardından Sülaymancılar olarak bilinen FETÖ’vari tarikatın ABB yönetim kademelerinde etkin olduğu, bu tarikatın yerel seçimler öncesi Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinde işe yerleştirilmek üzere 4 bin 500 kişilik bir liste verdiği, bu listedekilerin önemli bir kısmının işe alındığı iddiaları Aydınlık sayfalarında yer aldı. Son olarak Aydınlık, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun devletten birden çok maaş alan bürokratlar konusunu sık sık gündeme getirmesine karşın, Yavaş’ın A takımı niteliğindeki 24 kişinin (Genel sekreter, genel sekreter yardımcıları, daire başkanları) hem belediyeden hem de belediye şirketlerinden maaş aldığını haberleştirdi.
ŞÜPHE ÜZERİNE SÜRGÜN
Aydınlık’ın haberleri ABB çalışanları arasında hızla yayıldı, tepkiler yükseldi. Yavaş’ın uygulamalarından rahatsız olan belediye içinden çeşitli kademelerdeki isimler gazetemize ulaşarak “Yazdıklarınız buz dağının görünen kısmı, daha neler neler var." yorumlarında bulundu, yeni bilgiler iletti. Aydınlık, Mansur Yavaş’ın haberlerimizin ardından kurmaylarını toplayarak durum değerlendirmesi yaptığı bilgisine ulaştı. Toplantıda “açıklama yapmama, sessiz kalma” yönünde görüş birliğine varılırken, Aydınlık’a bilgi verdiği ‘tahmin edilen’ kişilerin tespit edilmesi için çalışma yapılması kararlaştırıldı. Toplantının ardından ‘cadı avı’ başlatıldı. ‘Tahmin’ üzerine listeler oluşturuldu ve Mansur Yavaş’ın talimatıyla bu kişilerin ‘sürgün yeri’ olarak bilinen Fen İşleri emrine alınmasına karar verildi. Böylece Şereflikoçhisar’dan, Nallıhan’a kadar Ankara’nın en uzak bölgelerine sürülmenin ya da kızağa çekilmenin yolu açıldı.
ERGENEKON’DA DA HEDEF ALINMIŞTI
Aydınlık’ın üst düzey kaynaklardan aldığı bilgiye göre ‘cadı avının’ hedefinde Atatürkçü isimler var. Kaynaklarımız, bu kişilerden birinin Saffet Özdemir olduğu bilgisini verdi. Murat Karayalçın döneminde Dış İlişkiler Sorumlusu olarak atanan 30 yıldır ABB’de üst düzey görev yapmış tecrübeli bir kentçilik uzmanı olan Özdemir, 2011 ve 2015 genel seçimlerinde Kars’tan CHP milletvekili adayı gösterildi. İddialar üzerine telefonla ulaştığımız Özdemir, bilgiyi doğrulayarak gazetemize şunları söyledi: “Ulaştığınız bilgi doğru. Halen daha resmi izindeyim. Yazılı olarak tebligat yapılmadı. Ama Personel Müdürü telefonla arayarak malumat verdi. Başkanlık ve Genel Sekreterlik makamında ‘uzman’ olarak görev yapıyorum. Şimdi Fen İşleri Daire Başkanlığına gönderileceğimi söylediler. Halen kamu çalışanı olduğum için yorum yapmam doğru olmaz. Ancak şunu söyleyebilirim; 2008 yılında FETÖ’nün Ergenekon kumpasının hedefi olan halen Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı olan Nusret Senem, ablamın eşidir. Ben de bağlantılı olarak isimsiz ihbar mektupları nedeniyle Ergenekon Kumpası savcısı Zekerya Öz’ün soruşturmalarına tabi tutuldum. Ergenekon dosyasında adımın olmasından bir Kuvayı Milliyeci olarak onur duyuyorum. Sanırım şimdi de yine eniştem nedeniyle haberlerinizle ilintilendirilerek şüpheli bulundum."
GÖKÇEK DE SÜRDÜ YAVAŞ DA
Aydınlık, ABB’ye ilişkin yaptığımız haberlerin kaynağı olmamasına rağmen, şüphe ile görev yeri değiştirilen Saffet Özdemir’i çalışma arkadaşları üzerinden araştırdı. Özdemir çevresinde çalışkan, dürüst, sözünü sakınmayan, namuslu bir kişi olarak tanınıyor.
Saffet Özdemir’in bugün Mansur Yavaş döneminde uğradığı sürgünün benzerlerine Melih Gökçek döneminde de defalarca kez maruz kaldığı anlaşıldı. Özdemir’in Gökçek döneminde Beypazarı, Nallıhan, Şereflikoçhisar, Evren, Elmadağ, Güvercinlik gibi uzak bölgelere sürüldüğü ancak mahkeme kararıyla geri döndüğü öğrenildi.
CHP’Lİ AİLE
Atatürkçü kimliğiyle tanınan Özdemir’in ağabeyi Ataman Özdemir’in uzun yıllar CHP Ankara İl Yönetim Kurulu üyesi olduğu, Özdemir ailesinin Kars’ta CHP’nin dayandığı en önemli 34 aileden biri olduğu belirlendi. Saffet Özdemir, 2011 ve 2015 genel seçimlerinde CHP tarafından Kars’tan milletvekili adayı gösterildi.
TECRÜBELİ BÜROKRAT
CHP’li Murat Karayalçın’ın ABB Başkanlığı döneminde Saffet Özdemir’le birlikte çalışkan bir mesai arkadaşı, Özdemir’le ilgili şu bilgileri verdi: “Dış ilişkiler alanında uzmandır. Yüzlerce uluslararası konferasta belediyecilik, kentsel politika planlaması ve yerel eksenli diplomasi alanlarında konferaslar verdi. Ayrıca geçici görevlendirmelerle 20032009 yılları arasında Kars, Nevşehir ve İskenderun’da belediye başkan yardımcılıkları yaptı. Oralarda önemli hizmetlere imza attı. İlginç bir olay anlatayım; Türkiye’nin ilk metrosu Ankaray için çok önemli kaynaklar yarattı. Daha metro ortada yoktu ama gitti Ankaray tahvillerini uluslararası borsalarda sattı, kaynak yarattı. O paralarla Ankaray yapıldı. Şimdikiler gibi ‘bize yaptırmıyorlar’ diyenlerden değildik. Çözüm de bulurduk, kaynak da. O zaman dünyanın ikinci, Avrupa’nın birinci en büyük atıksu arıtma tesisi olan Tatlar’ın finansmanında da önemli katkıları olmuştur. Maalesef sayın Yavaş liyakâte bakmıyor."
SÜRENLER AMİR OLDU SÜRGÜNLER UNUTULDU
Öte yandan Melih Gökçek döneminde muhalif ya da Atatürkçü oldukları için 'sürülen' belediye çalışanlarının Yavaş döneminde de sürgünlerinin devam ettiği anlaşıldı. Yavaş seçim öncesi Ankara'nın ücra ilçelerine sürülen ya da kızağa çekilen bu kişileri eski görevlerine iade edeceğine dair söz verse de aradan geçen 3 yılın sonunda bu kişiler sürgünde 'unutuldu'. Aydınlık bu durumda 400500 civarında çalışan olduğunu ve patlama noktasına geldiklerini tespit etti. Sürgündeki memurların tüm geri dönme çabalarına ve taleplerine rağmen, Gökçek döneminde bu kadroları süren kişiler terfi ettirilerek onlara amir, müdür ve daire başkanı yapıldı.
İlgili haber: Yavaş’tan prenslerine çoklu maaş, isim isim açıkladılar