Karar yazarı Mehmet Doğan, Atatürk heykellerinden duyduğu rahatsızlığı ortaya koyarken tarihi bir çarpıtmaya da imza atıyor.
Doğan, Topal Osman tarafından 1923’te öldürülen Atatürk muhalifi mebus Ali Şükrü Bey cinayetini Trabzon’daki Atatürk heykelinden yola çıkarak “çözüyor”. Söz konusu heykelde Atatürk’ün bir elinin tabancasında olduğunu keşfeden Doğan, adeta “Sherlock Holmes”a taş çıkartıyor. Dedektif titizliğiyle yaptığı çalışmanın sonunda ima yollu Atatürk’ü cinayetle suçluyor.
İşte Doğan’ın yazısının satırbaşları:
“(…) Türkiye’de heykelcilik sanat olarak yapılmaz, heykelin ideolojik ve dolayısıyla ikonografik anlamı vardır. Heykel yoğunlaştırılmış bir mesajdır, telkin aracı olarak görülür; hatta bazen tehdit aracı da olabilir. Bu durum son Trabzon seyahatinde dikkatimi çekti. Bütün şehirlerimizde olduğu gibi, Trabzon’da da büyük bir Atatürk heykeli var. Küçükleri de vardır elbette, biz en büyük ve en merkezî meydandakinden söz ediyoruz.
Ayakta duran, asker üniformalı, pelerinli bir Atatürk. Sol ayağını bir adım ileri atmış, sağ eli tabancasında…
Bu bana 1923’te TBMM’de cereyan eden bir sahneyi hatırlattı. Lozan görüşmeleri kesilmiştir. Meclis Lozan’da olup biteni tartışmaktadır. Trabzon meb’usu Ali Şükrü Bey “Mehmetçiğin süngüsü ile kazanılan zafer Lozan’da heba edilmiştir” der ve Lozan heyetinin görevinin bittiğini söyler. Mustafa Kemal Paşa ile karşılıklı atışmalar olur. Meclis’in havası elektriklenir. Kemal Paşa elini cebine veya beline atarak Ali Şükrü Bey’e doğru yürür…Meclis Başkanı Ali Fuat Paşa elinin altındaki çanı çalıp durmaktadır, fakat duyan yoktur. Sonunda çanı iki tarafın ortasına atar. Bu hareket kısa bir sükûnete yol açar ve Meclis’in ortasında feci bir hadisenin cereyanı önlenir…
Meclis’te önlenen, kısa süre sonra gerçekleşir: Ali Şükrü Bey katledilir!
Öküzün altında buzağı mı arıyoruz, heykelin kaidesinde mâna mı? Takdir sizin.”
veryansin.tv