ÖZGÜR ALTINBAŞ

110 ülkenin ve birçok kurumun davetlisi olduğu, ABD'nin düzenlediği 'Demokrasi Zirvesi' başladı. Birçok başlıkta farklı oturumların yapılacağı zirveye, özellikle davet edilmeyen ülkeler dikkat çekiyor. Bu ülkelerin başında da Türkiye, Çin ve Rusya geliyor. “Otoriter devletler” olarak nitelendirilen Türkiye, Rusya ve Çin'e karşı da oturumların yapılacağı zirvede, Asya ülkeleri 'düşman' olarak sınıflandırılıyor.

ZİRVENİN 3 ANA TEMASI

910 Aralık'ta ABD Başkanı Biden, davet ettiği ülkelerin devlet başkanları ile çevrim içi etkinlikler düzenleyecek. ABD Dışişleri Bakanlığının resmî sitesinde “Zirve, demokrasilerin karşılaştığı zorluklara ve fırsatlara odaklanacak ve liderlerin hem yurt içinde hem de yurt dışında demokrasi ve insan haklarını savunmak için hem bireysel hem de toplu taahhütleri, reformları ve girişimleri duyurmaları için bir platform görevi görecektir.” ifadeleri yer alıyor.

Zirvenin 3 ana tema üzerine odaklanacağı belirtiliyor:

  • Otoriterliğe karşı savunma
  • Yolsuzlukla mücadele
  • İnsan haklarına saygıyı teşvik etmek

YANINDA TUTMA TELAŞI

ABD hedef aldığı ülkelere uluslararası baskıyı artırma planı yapıyor. Dışişlerinin sitesindeki bir vurguda, "Amerika Birleşik Devletleri için zirve, küresel demokratik yenilenme için desteği ve bağlılığı kritik olan çeşitli aktörleri dinleme, öğrenme ve onlarla etkileşim kurma fırsatı sunacak. Aynı zamanda demokrasinin benzersiz güçlerinden birini sergileyecek: ABD Anayasası'nın dediği gibi 'daha mükemmel bir birlik oluşturmak.'" ifadeleri yer alıyor. ABD'nin Türkiye, Rusya ve Çin'in yükselen gücüne karşı kendi müttefiklerini yanında tutma çabası olarak görünen 'Demokrasi Zirvesi', ABD'nin çırpınışları olarak değerlendiriliyor.

'OTOKRATİK DEVLETLER'

Bazı oturumlarda özel olarak incelenen Türkiye, Rusya ve Çin, otokrasinin yükseldiği ülkeler olarak nitelendiriliyor. Zirvede, etnik milliyet, cinsel eşitlik, insan hakları, yolsuzluk gibi temalar üzerinden bu ülkelere uluslararası baskı kurulması gerektiği savunuluyor.

"Demokrasiler: İttifakı Zamanı Geldi Mi?" başlıklı etkinlikte, "Otokratik güçler, özellikle Çin ve Rusya, kurallara dayalı uluslararası düzene meydan okumada daha iddialı hale geldi. Bu yeni çağda başarılı olmak için ABD ve onun demokratik müttefikleri ve ortakları, iş birliğini güçlendirmenin yeni yollarını bulmalıdır." açıklaması yapılıyor.

ULUSAL GÜVENLİK BELGESİNDEKİ İTTİFAK VURGUSU

Biden yönetimi mart ayında yayınladıkları geçici ulusal güvenlik strateji belgesinde de, “Amerika'nın kaderi bugün daha önce hiç olmadığı kadar içinden çıkılmayacak şekilde kıyılarımızın ötesindeki olaylara bağlı hale gelmiştir.” ifadesi kullanılmıştı. Belgede, Biden yönetiminin ulusal güvenlik açısından birinci önceliğinin "dünyada ortaklık ve müttefiklikleri yeniden canlandırmak" olduğu vurgulanmıştı. Zirve, yayınlanan belgenin bir girişimi olarak ortaya çıkıyor. Belgede ayrıca, en güçlü askeri varlığın "HintPasifik bölgesi ve Avrupa'da" olacağını, Afrika'da ve Amerika kıtasında yeni ortaklıklara ağırlık verileceği belirtilmişti.

FONLANAN YAZAR KONUŞACAK

Zirvede "Demokrasiyi Savunmanın Tehlikeleri: Dünyadan Perspektifler" adlı etkinlikte, Türkiye, Rusya ve Venezuela hedefte. Etkinlik şu şekilde özetleniyor: "Demokratik normlar ve insan hakları dünya çapında saldırı altında ve insan hakları savunucuları ciddi risk altında. McCain Enstitüsü, karşılaştıkları tehditleri, ilk elden deneyimlerini ve ABD hükümetinden beklentilerini paylaşmak için Rusya, Türkiye ve Venezuela'dan gazetecileri ve aktivistleri bir araya getiriyor." Etkinlikte bu üç ülkeden katılan kişilerin "ABD'den ne beklediği" anlatılacak. Türkiye'den sunum yapacak kişi ise Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği'nin müdürü Barış Altıntaş. Barış Altıntaş daha önce Today's Zaman'da çalıştı. ABD merkezli Cherst Foundation tarafından fonlanan P24'te de çalışan Altıntaş, Alman Friedrich Naumann Vakfı’nın fonladığı Adaletten Hikayeler başlıklı proje kapsamında yazı da yayınladı.

‘HEDEF MİLLİ DEVLETLER’

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek Çin Devlet Televizyonu'na yaptığı açıklamada, "Hepimiz biliyoruz ki hümanizm ve liberalizm demokratik devrimlerle birlikte insanlığın gündemine geldiler. Fakat hümanizm liberalizmin ihanetine uğradı. Neoliberal ekonomi, neoliberal ideoloji ve çürüme, yozlaşma insana ihanet etti. Bu nedenle bugün insanı koruyan, insanı savunan bir cephede strateji kurmak tarihi önemdedir ve bu konuda Kuşak Yol girişimi ile de bütün insanlığı birbirine bağlayan bir siyasi ve stratejiyi ÇKP hayata geçirmektedir. Biz de Kuşak Yol girişiminin doğal üyesi olarak Türkiye’de, insanı merkez alan görüşlerde buluşuyoruz." ifadelerini kullanmıştı. Tüm dünyanın ABD merkezli bir meydan okumayla karşı karşıya olduğunu hatırlatan Perinçek, “Amerikan emperyalizmi milli devletleri tasfiye etmek istedi bu aslında sömürüyü azami bir ölçüye götürmek için yapılan bir emperyalist tavırdır. Buna karşı bütün insanlık birleşmektedir.” demişti.

Aydınlık