Koronavirüs aşısıyla ilgili her gün yeni bir ilerleme sağlanırken özellikle sosyal medyada aşılarla ilgili söylentiler ve komplo teorileri paylaşılmaya ve yayılmaya devam ediyor. Genetik kodların değiştirilmesinden, milyonlarca kişinin bedenine mikroçipler yerleştirmeye kadar birçok söylenti 'kulaktan kulağa' yayılıyor.


Yükselen aşı karşıtlığı trendi son günlerde aşılarda ilerleme sağlandıkça artmaya başladı. Genetik kodumuzun değiştirilmesinden, milyonlarca kişinin bedenine mikroçip yerleştirilmesine ve hatta aşıların içinde cenin dokusu olduğuna kadar birçok söylentinin ‘kulaktan kulağa’ yayılması ise önlenemiyor.

Hürriyet yazarı Fulya Soybaş konuyla ilgili uzmanların görüşlerini şöyle aktardı:

İstanbulÜniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, hem Çin hem de Alman aşılarının faz 3 çalışmalarını yapan ekibin de üyesi. Aşı ile ilgili sayısız kongre konuşması ve konferans veren Prof. Dr. Tükek, işin uzmanı olmayan, sürekli komplo teorisi üreten kişilerin özgüvenleri konusunda şaşkın. Söylentilerin Bill Gates’in kimlerin iyileştiğini, kimlerin test edildiğini ve kimlerin aşı olduğunu gösteren ‘dijital sertifikalar’ olabileceğini söylediği bir konuşmayla alevlendiğini belirten Prof. Dr. Tükek, “Ama bu konuşmada kimse mikroçiplerden bahsetmedi. Kaldı ki böyle bir teknoloji de yok. Bu komplo teorilerine inanılıyor olması bizim değil psikiyatrinin konusu artık” diyor.

AKIL ALIR GİBİ DEĞİL

Aşıların kısırlaştırdığı, genetiğimizle oynandığı gibi komplo teorilerinin uzun yıllardır ‘aşı karşıtları’ tarafından çekinmeden kullanıldığını belirten Prof. Dr. Tükek “Yüzyıllardır aşı var. Suçiçeği, kabakulak, kızamık gibi onlarca hastalığı bu sayede yok etmişiz. Aşı olmasaydı herhalde insanlığın sonu gelmişti. Bunları görmeyin; bilimsel hiçbir dayanağı, kimin seslendirdiği belli olmayan teorilere inanın! Akıl alır gibi değil. Sesleri çok çıkıyor olabilir. Sosyal medyayı çok iyi kullanıyor olabilirler ama aşı karşıtları aslında ellerinde bilimsel veri olmayan bir avuç insan” diyerek ülkelerin salgın ile mücadelede çok fazla gücü kalmadığına da dikkat çekiyor.

BAŞKA ÇARE YOK

Viral enfeksiyonlarının tedavisinin zor olduğuna ve virüsü ancak aşı ile yenebileceğimize dikkat çeken Prof. Dr. Tükek, Türkiye’de uygulanmaya başlar başlamaz kendisinin de aşı olacağını belirterek şöyle devam ediyor: “Şu ana kadar hiçbir aşının faz 3 çalışması tam olarak tamamlanmadı. ‘Alman aşısının bitti, Çin’inki bitmedi’ deniyor. Hayır, böyle bir şey yok. BioNTech erken sonuçları açıkladı. Yoksa tüm aşılar için hâlâ çalışmalar sürüyor. Çin, faz 3 sonuçlarını muhtemelen bu hafta içinde açıklayacak. Güvenilirlik önceki sonuçlarda yüzde 90 üzerindeydi. Benzer bir sonuç çıkar düşüncesindeyim. Eğer antikor üretiyorsa, ki üretiyor, koruyor demektir. Testleri geçtikten sonra yaptırmakta sakınca yok.”

‘AŞI MİKROÇİPİ’ DİYE BİR ŞEY DUYMADIM

YeditepeÜniversitesi rektör yardımcısı ve Eczacılık Fakültesi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın komplo teorilerini hayretler içerisinde dinlediğini söylüyor. Zira önce ortaya atılan iddianın bilimsel dayanağı var mı? Buna bakıyor. Ancak ortada ucu bilimsel bir veriye dayanan iddia henüz yok! Prof. Dr. Aydın “Virüs milyonlarca kişinin vücuduna izlenebilir mikroçip yerleştirmenin kılıfı olarak ortaya atılmış. Arkasında da Bill Gates varmış. 33 yıldır bu işin içindeyim. Bugüne dek ‘aşı mikroçipi’ diye bir şey duymadım. Kim, neden böylesi büyük bir masrafa girsin? Zaten izleniyoruz! Elinizdeki son model akıllı telefonlardan tutun, evinizdeki bilgisayardan, televizyona kadar her şeyde çip var. Attığınız her adım zaten takip ediliyor. Açın ‘Google Earth’ü neredeyse evinizin içi görünüyor. Asıl olan bilime, bu işe yaşamlarını adayanlara ve otoriteye güvenmek” diyor.

AŞI HAYAT KURTARIR

Aşının yüzyıllardır, milyonlarca hayat kurtardığını söyleyen Prof. Dr. Aydın şöyle devam ediyor: “Tarihte, hangi aşıyla dünyanın başı çok büyük bir belaya girmiş ya da dramatik vakalar yaşanmış? Tersine aşı olunmadığı için sakat doğan çocuklarımız, erken yaşta, aniden ölen hastalarımız var. Kızamık aşısı mesela. Binlerce çocuğu ölümden kurtardı. Çocuklarına aşı yaptırmayan ailelerin durumu da ortada. Amacı kafa karışıklığı yaratarak kendi savlarını pazarlamak, bunun üzerinden popülaritesini arttırmak olan küçük bir grubun komplo teorilerine inanmayın. Aşıya ulaşma konusunda en şanslı ülkelerdeniz. Anlaşmalar tam zamanında yapıldı. Şimdi yola çıkılsaydı daha çok beklerdik. Salgından aşısız kurtulmanın ise yolu yok. Coronavac aşısı ise ‘Çin’ vurgusu yapılarak horgörülüyor. Oysa içinde bilmediğimiz bir bileşen yok.”

"Çin aşısı Coronavac’ın içinde ne var?" sorusuna da Aydın'ın yanıtı şöyle oldu:

"Çinli ilaç şirketi Sinovac ile Brezilyalı Butantan Enstitüsü’nün işbirliğinde, eski bir yöntem olan inaktif virüs tekniğine göre hazırlanan aşı ile bulaşıcılık özelliğini yitirmiş virüs vücuda verilerek, kişinin hastalığa karşı bağışıklık kazanması bekleniyor. Moderna ve BioNTech aşıları ise yeni bir yöntem olan mRNA tekniğiyle üretiliyor. Coronavac’ın faz 3 sonuçları yakında açıklanacak ancak dünyanın en eski tıp dergilerinden Lancet’de aşının güvenilir olduğu, Nature’da ise aşının deneklerin yüzde 90’ından fazlasında antikor oluşturduğu bilgisi var."