Hürriyet gazetesi 3 gün önce şu manşeti attı:

BİTİRİN BU ŞARLATANLIĞI

Şarlatan dedikleri, son dönemde pıtrak gibi çoğalan Atatürk’e fiziki benzerliklerini paraya çeviren kişiler. Kimi TikTok’tan para topluyor, kimi Cumhuriyet balolarına katılıyor…

Kamuoyunda bu kişilere karşı bir tepki oluştu. Atatürk’ün bu şekilde kullanılması biraz rahatsızlık yarattı. Hürriyet de bu tepkilerin sonucu olarak böyle bir manşet attı. Sözcü de aynı gün “Atatürk’ü kullanarak ceplerini dolduruyorlar” başlığıyla bir haber yayınladı.

KÜÇÜKLERE DEĞİL BÜYÜKLERE BAKALIM

Kamuoyunun dikkatinin küçük ve masum şarlatanlara çekildiğini düşünüyorum. Çünkü söz konusu Atatürk’ü kullanmaksa, bunu büyük çapta ve incelikle yapanlar var.

Mesela Türkiye’nin büyük holdinglerini ele alalım. TÜSİAD çevresi. 29 Ekim ve 10 Kasım’da ortalığı duygu yüklü ancak siyasi mesajı olmayan, bomboş Atatürk reklamlarıyla doldurdular.

Aslında onlar bu reklamlarla, antiemperyalist, halkçı, devrimci, eylem insanı Atatürk yerine, güzel giyinen, yakışıklı, ne olduğu açıklanmayan “vizyoner” bir Atatürk imgesi inşa etmeye çalışıyorlar. Bu Atatürk, pasif bir Atatürk.

Bunların arasında devletin ve milletin altın yumurtlayan TÜPRAŞ’ını üç otuz paraya kapatıp, elde ettiği tekel konumuyla, her çevrilen kontak anahtarıyla semirdikçe semiren büyük başlar var. Ya da zarar etmesi olanaksız olan enerjielektrik sektörünü özelleştirmelerle yutan, milletin anasını ağlatan faturalar sayesinde Alman ortaklarıyla birlikte zenginliklerine zenginlik katan Adanalı ağa çocukları var.

Milletin kart ve kredi borçları katlanırken, üretici borç altında inleyip, sermaye bulamazken hükümete “faizleri artır” diye baskı yapan bankalar da aynı ailelerin. Paradan para kazanan bu asalakların kârlarını yüzde kaç yüz artırdıklarını biz artık takip edemiyoruz.

Milletin kanını emen, çarkı kim hükümet olursa olsun bir biçimde kendilerine çeviren, sadece birbirleriyle evlenen bu azınlık, Atatürk’ü de dillerinden düşürmüyor. Ama onların gazeteleri, başkalarını şarlatan ilân ediyor. Doğrusu güzel şirket kurmuşlar.

SİYASET SİMSARLARI

Gelelim siyasete. 29 Ekim’de, 10 Kasım’da Atatürk hakkında nutuklar parçalayan iktidarıyla muhalefetiyle düzenin partileri, NATO’nun genişlemesi konusunda ise hemfikir. Aslında Türkiye’yi son 85 yıldır yönetenler, Türkiye’yi bağımsızlık savaşı yaptığı Batı’nın kapısına bağlayanlar, kamu kaynaklarını yakınlarıyla birlikte yağmalayanlar, her 10 Kasım’da simsiyah giyinip Anıtkabir’de dizilmeyi de ihmal etmediler. Atatürk devrimciliğini, antiemperyalist milliyetçiliği bu ülkeden silerken, Atatürk’ü Koruma Kanunu çıkarmayı da ihmal etmediler.

Yani hep büyük Atatürk düşmanları, küçük Atatürk istismarcılarını hedef gösterdi. Bunu da “en Atatürkçü” görüntüsüyle yaptılar. Acaba Atatürk’ü sömürme “sektöründe” rakip mi istemediler?

KİM BU ALKIŞ TUTANLAR?

Bütün bu Atatürk’e benzeyen kişi vakalarında işin daha dikkat çekici ama nedense sıra gelmeyen başka bir yönü var.

TikTok’tan 2 milyon TL toplayan kişiye bu paraları verenler. Ya da ADD’nin Cumhuriyet Balosunda masaları tek tek selamlayan sahte Atatürk’ü avuçları patlarcasına alkışlayanlar. Veyahut sokakta gördüğü Atatürk’e benzeyen adamın ayaklarına kapanıp, “ne olur geri dön, çok ihtiyacımız var” diye hüngür hüngür ağlayanlar. “Bir daha gel Samsun’dan” diye elde bayrak dövünenler…

Kim bunlar? Ve insanlarımız nasıl bu hâle geldiler? Ya da getirildiler?

Nasıl İslâm’ın devrimci ve dönüştürücü asıl yönü unutturulup bir şekil, ritüel dinine indirgendiyse, Atatürk de Atatürk’ten sonra Atatürk devrimciliğinden arındırıldı. Atatürk, Türk tarihinden, Osmanlı’dan, İttihat ve Terakki’den hatta Millî Mücadeleden koparıldı. 6 Ok devrimciliği, yerini Batı’dan ithal sosyal demokrasiye bırakırken, onunla uyumlu kavram da üretildi: Atatürkçülük.

Atatürk devrimi bir siyasi programdı. Aynı zamanda sürekli devinim içindeydi. Onlar ise Atatürkçülük diyerek, Atatürk’ü kalıba döktüler. Belirli gün haftalara hapsettiler. Bir yol değil, duvar haline getirdiler. Bir tür ağlama duvarı. O ağlayanlar, seçimlerde PKK ile işbirliği yapılmasından, ABD planlarında rol almaktan rahatsız olmadılar. Gözyaşları, bu gerçeği görmelerine engel oldu.

İşte Atatürk’ü put yapan bu zihniyet, Atatürk’ü ağıt nesnesi haline getiren bu sistem, insanlara devrimci Atatürk’ü değil de Atatürk’ün gözlerini ve gardırobunu sevdiren bu kitle iletişim araçları, şimdi de bundan güya yakınıyor. O TikTok Atatürkçülerini siz yarattınız siz! Atatürk’ü bir sektör haline siz getirdiniz kardeşim. 4 sene önce içi boş bir Atatürk’lü menkıbeler kitabını 2 bin 500 liraya satan vatandaş sizin yazarınız değil miydi?

GERÇEK ATATÜRK’Ü ÖĞRENMEK İÇİN

Velhasıl değerli Aydınlık okurları, Atatürk şarlatanlarını görmek için biraz daha yukarı bakalım. Bu işi incelikle yapan takım elbiselilere gözümüzü dikelim.

Gerçek, devrimci Atatürk’ü tanımak için ise Kaynak Yayınları’ndan çıkan “Atatürk’ün Bütün Eserlerini” okuyalım. Üstelik 30 cilt sadece 5 bin 850 TL. Bir telefon parasının yarısına, paha biçilemez bir esere, Atatürk simsarlarına karşı kapkalın bir zırha sahip olacaksınız.

Buradan alabilirsiniz: https://www.kaynakyayinlari.com/ataturkunbutuneserleritumset30ciltp362296.html