Bülent Arınç, ‘FETÖ’nün bir siyasi bir ayağı var mı?’ sorusuna ‘15 Temmuz darbe girişiminin dolaylı destekçileri içerisinde bir siyasetçinin olduğunu düşünmüyorum. Siyasi ayaktan kasıt buysa. Ama sempati düzeyinde, bunları övmüş, methetmiş.. Bunlardan birisi de benim, açık konuşayım’ yanıtını verdi.

‘ERDOĞAN AÇARSANIZ İYİ OLUR DEMİŞ ONUN ÜZERİNE GİRMİŞLER’

“Kozmik odayı siz mi açtınız?” sorusuna Arınç, “Hayır bu külliyen yalandır” yanıtını verdi. Suikast iddiasıyla ilgili bir söz söylemediğini, bunun olsa olsa bir gözetleme olacağını belirttiğini anlatan Arınç, şu ifadeleri kullandı:

“İlker Başbuğ’dan bir geçmiş olsun bekledim. ‘Bizden böyle kimse çıkmaz, biz size karşı saygısızlık etmeyiz, bu bir komplodur’ demesini bekliyorum, karşımda duruyorlar ağızlarını açmıyorlar. Buna rağmen ben yine onları suçlamadım. Daha sonra sayın Genelkurmay Başkanı ‘Biz onlara aslında başka bir görev vermiştik, onlar bu görevi yerine getirdiler’ dedi baya bir zaman sonra…

Sonra arama kararı aldılar, onların FETÖ’cü hakim ve savcılar olduğu ortaya çıktı daha sonraları. Kozmik Oda’da arama yapmak için gittiler. Orada benim dışımda bir tartışma yaşanmış. Sayın İlker Başbuğ ‘Giremezsiniz, burası bizim mahrem bölgemiz’ demiş. Sonra Başbakanımız Sayın Erdoğan’la konuşmuş. O da ‘Açarsanız iyi olur, kuşku ortadan kalkar’ demiş. Onun üzerine girmişler…

Ne savcıların, ne de polislerin davada ‘Bülent Arınç bize talimat verdi’ gibi bir tek ifade bulurlarsa ben herşeyi kabul edeceğim. Ama sosyal medyaya bakarsanız ben kapıları açtırmışım. Hiçbir yerinde yokum.

Sayın İlker Başbuğ bir gazeteye mülakat verdi, bir tek yerde benim adım geçmiyor. Benimle hiçbir ilgisi yok.

Bir operasyon yapma niyetinde olan FETÖ’cü hakim ve savcıların emniyet içindeki yapılanmayla işbirliği var. Senaryo hazırlamışlar ve bu senaryo icra edilmiş. Ama benim dışımda.”

‘SİYASİ AYAK’ SORUSU: ONLARDAN BİRİSİ DE BENİM

Kemal Öztürk’ün “Muhalefet de çok sık kullanıyor. FETÖ’nün bir siyasi bir ayağı var mı sizce?” sorusuna karşılık Arınç şu yanıtı verdi:

“15 Temmuz hain darbe girişiminin beyin takımında, icra edicileri içerisinde, dolaylı destekçileri içerisinde bir siyasetçinin olduğunu düşünmüyorum. Siyasi ayaktan kasıt buysa. Ama sempati düzeyinde, bunları övmüş, methetmiş.. Bunlardan birisi de benim, açık konuşayım. Ben tutanaklara geçmiş canlı şahidi olunan bütün hadiseleri inkâr etmem. Yeter ki aleyhimde yalan konuşmasınlar.

‘TÜRKÇE OLİMPİYATLARINA GİTTİM, GÖZ YAŞI DÖKTÜM’

Ben Türkçe Olimpiyatlarına gittim ve bana göre çok duygusal konuşmalar yaptım. Ben hissettiklerimi söyleyen bir insanım, göz yaşı dökmüş insanım. Ama 15 Temmuz’a giden yolda hiçbir işaret, alamet görmedim…Siyasette bu darbe girişimine ön ayak olmuş birini tanımıyorum.

‘PENSİLVANYA’YA GİDİP FOTOĞRAF ÇEKTİREN MİLLETVEKİLLERİ…’

Bu sıralamayla giderseniz, o zaman Pensilvanya’ya gidip Fetullah Gülen’le fotoğraf çektiren milletvekillerini de yargılamanız lazım. Ama bana sorarsanız onlar da FETÖ’cü değil. O zamanlar bu adamı ziyaret etmek bir prestij meselesiymiş, herkes gitmiş.”

‘BAZI ARKADAŞLAR GECE GÜNDÜZ BERABERDİLER, DERSHANELERİNE YARDIM ETTİLER’

“15 Temmuz’dan sonra örgütle aranıza ciddi bir mesafe koyduğunuzu düşünüyor musunuz?” sorusuna Arınç, “Bana göre koydum” yanıtını verdi. Yeteri kadar sert olmamakla eleştirildiğine de değinen Arınç, şöyle devam etti:

“Bazı milletvekili arkadaşlarımız bunlarla gece gündüz beraberdiler. Dershanelerine yardım ettiler, okullarına yardım ettiler, başarılı öğrencilerine araba verdiler… 17 Temmuz’da bir baktım, ‘vay papaz, vay ahlaksız’ diye dün yanında olduğu adama söylüyor. Ben yapamam bunu…

‘ABDULLAH GÜL DE AYNI KANAATTEYDİ’

Ben ayağınızı denk alın, vazgeçin, kendinizi temize çıkarmak için ‘bu olayları yapanlarla irtibatımız yok deyin’ demişim. Abdullah Gül de o zaman aynı kanaatteydi ki mektup gönderdiler. ‘Bunlar sizden mi değil mi, sizdense bilelim. Sizden değilse de bunu itiraf edin’. Oradan yazılan mektup daha açıklanmadan burada başka olaylar oldu. Demek ki bu bir çete, kendi programı dahilinde yürüyor.”

‘SEMPATİ DÜZEYİNDE KALMAK SUÇ DEĞİL’

Ben siyasi ayak denildiğinde ona bir zamanlar yakınında durmuş olanların değil ama terör örgütü olarak bir hain darbe girişimini yapmasına yol açacacak menfez hazırlamış olan insanı düşünebilirim. Onun dışındaki bir sempati düzeyinde kalmak suç değil.”

‘SİZİ 30 SENEDEN BERİ TANIYORUM, YOLSUZLUK YAPILMIŞSA SİZ ŞAHINI YAPMIŞSINIZDIR’

Arınç, 1725 Aralık süreciyle ilgili de örgüte “Ben sizi 30 seneden beri tanıyorum, 30 senedir ağzınıza yolsuzluk kelimesini almamışsınız. Yolsuzluk yapılmışsa siz bunların şahını yapmışsınızdır mutlaka. Menfaat için yapmayacağınız şey yok. Niye şimdi yolsuzluk iddiasıyla hükümetimizin üzerine geliyorsunuz” dediğini anlattı. Kemal Öztürk’ün “FETÖ’ye mi söylediniz?” sorusuna Arınç “Onlara söylediğim çok sözler var” yanıtını verdi.

YENİ PARTİ KURACAKLARA SESLENDİ: KARŞIDAN HÜCÜM ETMESİNLER

Arınç, AKP’den istifa ederek yeni parti kurma çalışmalarına başlayan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a da çağrı yaptı:

“İyi işlerde de zor işlerde de birbirimizin acısını paylaştık, başarısını paylaştık. Şimdi bu insanların şu veya bu sebeple AK Parti’den ayrılmak istemelerine razı değilim. Acılarını kalplerine gömsünler, başka bir parti kurmasınlar. Başka bir partiden, karşıdan hücum etmesinler. Bize yan yana durmak yakışır, geçmişte olduğu gibi” diyen Arınç, şöyle devam etti:

“Ama onlar da şunu bekliyorlar şüphesiz, ‘İyi de bizi bu noktaya düşürmeyin. Bize hakaret ettirmeyin. Bize birtakım edepsizlerin ağzından kötü kötü şeyler söyletmeyin. Bizim elimiz de kalem tutuyor, kafamız da iş yapıyor. Bize mevki makam değil ama belli görevler verin. Bizim aidiyet duygumuzu güçlendirin. Bizi ihraç etmeye kalkmayın.’ Bütün bunları istediklerinden eminim. Onlara ben kötü insanlar diyemem, onlar hakkında kötü konuşamam. Kul hakkı var her şeyden önce, kardeşlik hukuku var.”

 

TEPKİLERE YANIT VERDİ

Bülent Arınç, 3 bölümden oluşan söyleşisine gelen tepkiler üzerine daha sonra Twitter hesabından şu açıklamayı yaptı:

“Şahsıma, aileme ve partime yöneltilen hakaret, beddua ve iftiraların üslubu, tarzı ve mesaj sahiplerinin profilleri gerçek FETÖ üyelerinin varlığını gözler önüne sermektedir. Bu mesajlar intikam, nefret ve öç alma duygusuyla hareket eden FETÖ terör örgütünün halen kamuoyunu etkileme çabasının bir parçasıdır. Asıl mücadele edilmesi gerekenler, işte bu ülke düşmanlarıdır.

KHK mağdurlarının uğradığı haksızlığı dile getirmenin FETÖ’yü aklamak olduğunu iddia edenlerin akıl ve izandan yoksun olduğunu söylerim. Ne hazindir ki, savcıları göreve çağıranların geçmiş yıllarda FETÖ övgüleri halen elden ele dolaşmaktadır.”